YAŞAMAYANLAR AŞK (2)

EV ARAYIŞI

İçeri hemşire ve doktor girdi hızla. Beni dışarı çıkardılar. Gözüm kararıyordu. Soner günlerdir kızıyla vedalaşmayı bekliyor olabilir miydi? Alin onunla konuştuğu anda gitmiş miydi? Etraf hızla dönmeye başladı. Bir yere tutunacak gücüm yoktu. Etrafımdaki kalabalığı fark ettim. Soner' in değer verdiği herkes buradaydı. Soner gitmek için herkesin bir arada olduğu anı seçmişti. Beni tutan kolları hissediyordum ama gözüm açılmıyordu sonra her şey daha da karardı.

Gözümü açtığımda bana beş erkek bir adet Melek ve güzeller güzeli kızım bakıyordu. Hepsinin yüzü gülümsüyordu. Bütün filmlerde olan o klişe beni de mi bulmuştu. Doktorlar Soner' i hayata döndürmüş olmalıydı. Ama bu bir film olmadığı için bu hayata döndürmenin etkilerinin olabileceğini ve Soner' in bunu kaldıramayacağını biliyordum. Artık Soner' in eski sağlığına dönme ihtimali çok daha azdı. Peki neden herkes gülümsüyordu? Soner' i tanımıyorlar mıydı? Kimse bir şey demiyordu. Konuşan kızım oldu.

' Anne sövalyem uyandı. '

' Uyandı mı?'

Melek yanıma geldi.

' Evet uyandı. '

' Nasıl oldu bu?'

Yaman yaklaştı.

' Doktorlar girdiğinde zaten uyanmış. Anladığım kadarıyla Alin elini öptüğünde zaten uyanıkmış ve ona uzanmaya çalışmış, bu arada parmağındaki klips çıkmış ve cihazla bağlantı kesildiği için cihazlardan ses gelmeye başlamış. Doktorlar içeri girdiğinde kızım demiş. '

Yataktan kalkarken Melek kolumu tuttu.

' Dur sakin ol. '

'Olamam.' diyerek ondan kendimi kurtardım. Yoğun bakıma gittim. Soner Alin' e kızım demişti ve ben o anı kaçırmıştım. Kızım da kaçırmıştı. Tekrar söylemesi lazımdı. Kızımla bunu duymayı hak ediyorduk ama yoğun bakım odası boştu. Bana yalan söylemiş olamazlardı değil mi? Böyle yalan olmazdı. Engin geldi.

' Soner başka bir odaya alındı. Hala kimseyi almıyorlar yanına ama makinalara bağlı değil artık. Sen bayıldığında sana ilaç verdiler. Üç saattir uyuyorsun. Artık sakinleşir misin? Alin çok endişeli. Bir yanda Soner yatıyor bir yanda sen yatıyorsun. Kendini toparlaman gerekiyor. Yakında Soner' i göreceğiz. Yapılması gereken testler falan var. Şu an kendini zorlaması iyi olmaz dediler. Herhangi bir felç durumu yok tek bildiğimiz şu bu an. Başka bir sorun olup olmadığını öğrenmek için biraz sabredeceğiz. '

Kafamı olumlu anlamda salladım. Engin koluma girdi. Odaya geri döndük. Kızımı kucağıma aldım. O sırada gözüm Can' a takıldı.

' Bu halin ne? '

Yüzü gözü yara bere içindeydi. Sanki yıkılacak gibi bir hali vardı.

' Doğa ile yemeğe çıkmak istedim. '

( Can' ın sınavı Gece Mavisi nde yayınlanacak bölümde. Okumak isteyenler orada okuyabilir. Kız veren taraf orası olduğu için orda yayınlamak daha doğru geldi. )

' Dayak mı yedin. '

' Hayır bu sınav. Ajanlardan kız almak kolay değilmiş. Neyse ki hallettim. Ama bizde ajan bozuntularına kız verelim bence. Benim ödeşmem lazım. Gerçi onlar bizim sınavları hiç geçemez. '

Ona gülümsedim çünkü çok tatlı görünüyordu.

' Verilecek kızımız yok şansına küs. '

' Melek var. Gerçi ben Melek' i...' derken Yaman' ın bariton sesi duyuldu.

' Can. Zevzekliği kes!'

İçimde eski Alev tezahürat yapıyordu. Şu an ortam uygun olsaydı bu konuyla epey eğlenirdim. Bir dakika Soner normal odaya geçmişti. O zaman niye ortam uygun değildi? Yaman' a bakıp Can' a döndüm.

' Onlarla ilgili bir şey diyemem ama senin o sınavı çokça yapacağın kesin. Artık yaşadığınıza göre Melek gibi güzel bir kadının talipleri olacaktır. '

Alin Soner' in kızıydı ama aynı zamanda benim kızımdı ve bunu belli etmekten geri durmuyordu.

' Melek abla çok güzel. Sana iyne yapan doktoy abide çok güzelsin dedi. Sonra Melek ablaya kahve getiydi. '

Çocuktan al haberi diye buna deniyordu işte. Melek Alin' i susması için kucağına aldı ama benim bu konuyu burada kapatmaya hiç niyetim yoktu.

' Öyle mi güzel kızım? Peki başka ne dedi doktor abi?'

' Biy sey demedi. Melek abla kahveyi götüy geyi dedi. Sonra dua et odada çocuk vay dedi. Yoksa kafandan dökeydim. Seni sikayet edeceğim dedi. '

Ah beklediğim kesinlikle bu değildi. Yaman' ın sinir olmasını istiyordum ama o şu an tabii ki gururla bakıyor gözleriyle gülümsüyordu. Melek' e biraz kıskandırma taktiği vermek gerekiyordu. Melek' in koluna girdiğim gibi odadan çıktım. Alin' i odaya geri gönderdim ama ne dediysem Melek kıskandırmayı kabul etmiyordu. Bu olursa olur olmazsa Yaman' ın canı sağ olsun tavrı beni delirtecekti. Konuya mini bir ara verdim. Soner' in durumu netleştikten sonra devam edecektim.

Melek odaya geri giderken Yaman' ı gördüm kapının önünde. Yanıma geldi.

' Ben fazla kıskanç bir adam değilim Alev. Karıma karşı da değildim. Yani hep dozundadır tepkilerim. Öyle fevri çıkışlar göremezsin. Vereceğin taktikler Melek' i incitir. Ona karşı bir hissim yok olsaydı bunu açık açık söylerdim zaten. '

' Gördüm yüzünün halini. '

' Gördün ama yanlış anladın. Melek öyle hislerini önemsemeden adı ortaya atılacak biri değil. Can' ın yaptığı şaka yersizdi. Bana hislerini tamamen bilmiyor olamazlar. Bilmeseler bile yine de Melek' i yok sayar gibi konuştu. Gördüğü tepki bundan ibaretti. Şimdi senin yardımına ihtiyacım var. '

' Hangi konuda?'

' Ev konusunda. Senin mahallende bir kaç tane ev tutmak istiyorum. '

' O biraz zor. Derin' de aradı ama bulamadı. Sokağın başında eski bir bina var terk edilmiş harabeye dönmüş halde. Sahibi kim bilinmiyor onun dışında kiralık yer yok. '

' Gerekirse evimi satar satın alırım. '

' Maalesef satılıkta yok. Sen mi taşınacaksın? '

Gülümsedi.

' Sır tutabileceğine inanıyorum. Bir evi kendim için istiyorum. Artık oğlumu ve bakıcısını yanıma getirmek istiyorum. Seninde onlarında güvenliği açısından yakın olması iyi olurdu. Diğer bir evide timdekiler için istiyorum. Görevler haricinde artık İstanbul' da olacağız. Serhat Albay' a bağlı bir timiz artık. Senin evin Kolordu Komutanlığı' na da yakın. '

' Hiç öyle bir yer görmedim. '

' Yakın dediysek o kadar da değil ama yine de ulaşımı kolay. '

' İstersen araştırırız ama dediğim gibi ev yok aynı sokakta. Derin iki sokak arkada buldu. Oralarda olabilir. Bu arada Melek benimle kalabilir. Hatta memnun olurum. Gerçi hepiniz kalabilirsiniz ev büyük ama sığamazsınız yine de. Odaları ikişer üçer kişi paylaşırsa olur. Sonuçta ev benim kadar sizinde sayılır. '

' Melek' in seninle kalması iyi olur. Yardımın ve teklifin için teşekkür ederim ama gerek yok. Ben bir şekilde halledeceğim. Sadece biraz acelem var.'

' Dediğim gibi evin kapıları size açık. Her zaman açık. '

....

İki gün sonra...

Yaman o harabe evi kiralamıştı hemde oldukça uygun bir fiyata. Tabi büyük bir tadilata girişmişlerdi. Gece gündüz çalışıyorlardı. Yaman Soner' in yanına uğrayıp ' Sırf kaytarmak için yatıyor ben bunun acısını ondan çıkarırım. ' diyordu. Onların öyle anlaştığını kabul etmiştim. Soner camın ardından duyuyor ve gülümsüyordu. Kontroller ardından yeniden yoğun bakıma alınmıştı. Verilen ilaçlar ağırdı ve günün çoğunu uyuyarak geçiriyordu. Bu nedenle sürekli olarak yaşamsal faaliyetlerini kontrol ediyorlardı. Ama iyiydi. Kalıcı bir hasar şu an için olmayacak gibiydi ama kesin değildi. Beynin kendini onarması gereken ufak bir hasarı kalmıştı. Doktor ara sıra hafızasının gittiğini söylemişti. Bunun geçici bir durum olmasını umut ediyorlardı. Bir hafta bu şekilde kontroller devam edecekti. Alin' i bir kez camın önüne getirmiştim ama şanssızlık yakamızı bırakmamış ve Soner' in hatırlamadığı bir ana denk gelmişti. Doktora kim olduğunu sormuştu. Ama her şeye rağmen çok güzel gülümsemişti.

Ve asıl sürpriz evimdeki yakışıklı erkekti. Artık arasıra eve gitmeye başlamıştım çünkü yakışıklımı özlüyordum. Yaman başka ev bulamamıştı mahallede. Melek , Ertuğrul ve Mine benim evimde kalıyordu. Bence artık bizim evimizdi. Onlar göreve gittiğinde Mine, Ertuğrul , Alin, ben ve belki Soner kalacaktık. Beş kişi için on beş oda fazlaydı çünkü iki evde toplam oda sayısı 15 ti. Tabi salonları da sayarsak. Soner' le hiçbir şey konuşmadan bizimle kalmasını düşünmüştüm çünkü Alin' in bir süre ona ihtiyacı vardı. Babanın ne olduğunu öğrenmeye. Gerisi sonra düşünülürdü. Beş kişi için iki ev fazlaydı ve son derece yaramaz olan Alin ve Ertuğrul' u ancak güçlerimizi birleştirerek durdurabilirdik.



Telefonumun ekranında uyuyan Alin ve Ertuğrul vardı. Onları sadece uyurken sakin görebiliyorduk. Şu anki yaramazlıkları hiçbir şey gibi hissediyordum çünkü birbirlerine ve yeni durumlara alışma sürecindeydiler. Ertuğrul' un Melek sevgiside görülmeye değerdi. Tabii görmek istemeyen bir kişi vardı Yaman. Canla başla evin tadilatı için uğraşıyordu. Oğlunu görmeye geliyordu ve tabii ki Alin' i. Ama asıl kötü olan Alin ve Ertuğrul' un kaçıp oraya gitmesiydi. İlk kez yaşadığımızda aklımı kaçıracak gibi olmuştum. Neyse ki Yaman aramıştı. Hepimiz bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışıyorduk ama sonuç kocaman bir sıfırdı. Sözde tadilata yardım ediyorlardı. Tabii ki en büyük başarıları kendilerini batırmaktı. Üstleri başları alçı, sıva, boya olarak geliyorlardı. Tek avantajı yoruldukları için sorun çıkarmadan uyumalarıydı.

Güzel şeyler oluyordu olmasına da her şey güzel gitmiyordu. Melek ne kadar belli etmemeye çalışsa da Mine' yi kıskanıyordu. Mine' nin Yaman' a bir hayranlığı vardı. Bu aşk, sevgi boyutunda bir şey değildi. Yaman' a karşı herhangi bir yaklaşımıda yoktu zaten. Ama Melek iyi biliyordu ki Yaman' ın istediği özellikler Mine' de vardı. Öncelikle Ertuğrul' u seviyordu ve tabii ki asker değildi. Ertuğrul onu seviyordu. Yıllardır son derece iyi bakmıştı Ertuğrul' a. Ertuğrul' u hepimizden Yaman' dan bile iyi tanıyordu. Eğer Yaman Mine' ye evlilik teklif ederse Mine kabul ederdi.