Bir insanı bu hala getirmeyi nasıl becermişlerdi, ne yaşamıştı da bu canından bile böyle kolayca vaz geçmeyi düşünmüştü. Odaya girdiğimde Miran'ın elinde bir bıçak sol bileğinden kanlar akıyordu. "Mirann!!!" diye bağırmamla yüzüme baktı. "Miran lütfen bırak o bıçağı, hadi hemen hastaneye gidelim" diyerek yanına doğru adımlamıştım ki bir anda "Dur, gelme " diye bağırdı. Nasıl duracaktım ki? "Gelme Ezo git.. git, gittt, gelme, gelme..." Yüzündeki acı içimi yakmıştı resmen. Yalvarır gibi konuşarak "Miran lütfen yanına gelmeme izin ver" diyerek bir adım daha attım. Miran kendini yere bırakarak konuşmaya başladı. "Ben neden bu haldeyim Ezo? Ne oldu bana? Ben bu hala nasıl geldim, ben gerçekten delimiyim? Neden ben sizin gibi değilim? O masa da kaç kişi oturuyordu, kaçı bir birini seviyor