Kapıyı çalıp içeri girdik. Biz girince tüm gözler bize döndü. Hoca direk bana baktı.
-Damla geç kalma sebebin ne?
Sinan' i gösterip "Arkadaş okula yeni gelmiş. Müdür sınıfa getirmemi istedi. Yolu bulamıyormuş da."dedim.
Tüm sınıf gülünce ,Sinan koluma vurdu. Hızla çekip gıcık şekilde baktım.
-Tamam geçin yerinize
Sinan Barış'ın yanına geçti. Hakan ve Ali önlerinde oturuyordu. Kendimi sırama attım.
-Sonunda bitti. Sınıfa varmak bu kadar zor olamazdı.
Gözde arkaya bakıp bana baktı. "Müdür gerçekten bundan dolayı mi çağırdı?"dedi. Şaşırmadım desem yalan olur. Sonunda bir şeyi merak etti.
-Aklınca ceza veriyor.
-Boş ver. Sen sakin ol.
-Kafa bırakırlarsa sakin olacağım.
Sonunda derse dikkatimi verebildim. Ben anlayana kadar ders bitmiş oldu. Zil çalınca koca bir nefes alıp ayağa kalktım. Yanımda beliren kişiye döndüm. Sinan dinime girmişti.
-Hop geri çekil. Bensen uzak dur.
-Neden, bu gün bana yardımcı olmayacak mısın?
-Ne yapayım, teneffüse mi çıkarmayın?
Yüzüme eğilip "Neden olmasın" dedi.Yumruğumu sıkıp sabretmeye çalıştım. Gözde arkamdaydı. Sinan'ın yanında da Hale,Hakan,Barış ve Ali vardı.
Ali araya girip "Uzatmasan arkadaş."dedi. Sinan umursamaz şekilde "Benim için sıkıntı yok. Damla söz vermiş müdüre."
Yumruğumu kaldırdığım anda biri elimi tuttu. "Aşkım bir şey mi oldu?"
Doruk elimi tutup sert bir şekilde aşağı indirdi. Sinan geri çekildi. Barış hariç hepsi şaşkın bakıyordu.
-Yok bir şey, gidelim.
Doruk elimi çekince Sinan "Ben ne olacağım? "dedi. Allah'ım sabır. Doruk hemen atlayıp "Sende gel arkadaş. Dışarı çıkıyoruz. "dedi.
-Ben Damla'ya sordum.
Doruk elimi bırakıp araya girdi. "Derdin ne senin? Söyle çözelim."
-Tamam uzatmayın hep birlikte çıkıyoruz. Hadi bakalım.
Barış durumu toparlayıp hepimizi bahçeye sürükledi. Doruk kulağıma yaklaşıp "Bu çocuğu döverim ben."dedi. Şaşkın Doruk'a baktım.
-Sen ve dövmek. En son ne zaman birini dövdün?
Doruk baya bir düşündü "Galiba dövmedim".dedi. Bahçeye vardığımızda bir banka üç kız oturduk. Barış "Hadi basket oynamaya. "Hepsini sürükleyerek götürdü.Bu gün ortamı düzelteme işi ona düştü.
Hakan'ın gözü Hale'deydi. Ali sinirli şekilde Gözde'ye bakıyordu. Sinan umursamaz şekilde topu alıp potaya gitti bile. Sonunda bir oyuncak buldu kendine bey efendi.
-Siz gidin geliyorum ben.
Doruk elimden tutup biraz uzaklaştırdı beni. Kızların gözü benim üzerinde olduğunu biliyorum. Daha öncede Doruk'la göründük ,ama iki gündür resmen sevgili gibi davranıyorduk.
-Ne dedi müdür?
Sinan'ı gösterip "Bunu ceza diye verdi başıma. Çocuk gerçekten baş belası."dedim.
Doruk ona bakmam için elini salladı. "Sakın aklından bile geçirme. Biraz dayan, bitsin. Bak herkes sevgili sanıyor bizi. Kimse de yaklaşmaz. Üzme artık babanı."
Doruk benim yumuşak tarafımı biliyordu. 'Babam'
-Tamam,hadi git sen.
Sonunda onu gönderip kızların yanına oturdum. Ikisi de merakla bana bakıyordu. Gözde bile merakla bakıyorsa siz düşünün artık.
-Anlat bakalım asi kız. Bu yakışıklı kaptan ne zaman sevgilin oldu?Dünkü kavgada adı hiç geçmedi. Ben onun yerinde olsam o çocuğu döverdim. Şimdi seni dinliyoruz.
Hale sıralamasını bitirip cevap beklemeye başladı. Her şey kılığına uygun olmalı. Daha adam akıllı kızları tanımıyorum. Gerçek şimdilik rafta kalkacak.
-Biz daha önceden tanışıyoruz. Bayadır var yani. Dünkü olaya gelince sonra öğrendi. Zor tuttum onu.
Yalan.... Doruk tam bir kibar adam. Hemen konuşma yoluna gidip karşısında ki adamı ikna etmeye çalışır. Kısacası kavga ortamından uzak durur. Sinan'a diklendiğine bakmayın. Daha fazlası çıkmaz ondan.
Kızların ilgisini başka yöne çekmek için "Hakan ile sana ne oluyor?"dedim.
-Aman o salaktan bahsetme. Saçma saçma konuşuyor.
-Peki sen ve Ali?
Gözde bir an şaşkın baktı. "Ben ve Ali ne?"
-Bu çocuk diğer teneffüs senin arkadan geldi. Konuşmadın mı?
Hale ve ben Gözde'den cevap bekliyorduk. "Benim yanıma kimse gelmedi. Ben yalnızdım."
Anlaşılan sert beyefendi kızın yanına gitmemiş. Hepimiz basketbol oynayan gruba baktık. Doruk ile Barış oyunu bildiği için iyiydi. Diğerleri gıcıklık yapıp duruyordu. Dikkatli baktığımda Sinan ortalıkta gözükmüyordu. Sonunda kurtuldum galiba.
Zil çaldığında hepimiz sınıfa çıktık. Sınıfa girince göz ucuyla ortalarda olmayan Sinan'a baktım. Beyefendi arka sıralarda bir kız ile konuşuyordu. Zaten en fazla yapacağı iş bu. Sırama kendimi atıp öğretmeni beklemeye başladım.
Dersler bittiğinde çantamı alıp ayağa kalktım. Gözde "Ben gidiyorum Damla. Bu gün eve erken dönmem lazım. Yarın görüşürüz. "dedi.
Kız resmen uçtu. Hale yanıma gelip "Bir şeyler yapalım mı?"dedi. Açıkçası eve direk gitmek istemediğim için "Tamam"dedim.
-Kızlar nereye?
Barış'ın sorusunun cevabını merakla bekleyen Hakan ve Ali. Ali'nin gözü gerçi kapıda kalmıştı.
-Bilmem daha karar vermedik. Ne yapalım Damla?
-Sizi Doruk'un babasının kafesinde götüreyim. Değişiklik olur..
Hepsi olur deyince kafenin yolunu tutuk. Doruk yine ortalarda gözükmüyordu. Kafeye vardığımızda seçtikleri bir yere oturduk . Hale etrafa bakıp bana baktı.
-Kafe müthiş. Daha önce hiç gelmemiştim . Demek burası seninkinin,bu arada o nerde?
Etrafa bakan gözler bana bakınca ne desen diye düşündüm. Tam o sırada kapıdan Doruk girdi.
-Geldi işte .
Doruk'a el salladığımda hemen gelip sandalyeyi çekti. Yine beni tam zamanında kurtardı. Doruk geldiği gibi garsonlardan biri yaklaştı.
-Hoş geldiniz. Ne alırdınız?
-Emre abi. Arkadaşlar benim misafirim. Ne alırlarsa hesap yok ona göre.
-Olmadı şimdi Doruk. Hepsi fazla olur.
-Hallederim Barış. Evet ne alıyoruz?
Herkes bir içecek söyledi. İçeceklerimiz geldiğinde keyifle içiyorduk. Taki kapıdan girenleri görene kadar. Demir amca ve yanında ki amcada sorun yok. Mesele o amcanın yanında ki ukalada. Bu Sinan'dan başkası değildi.
Demir amca bizi görünce onlara da gösterdi. Ukala ile göz göze geldiğimiz gibi yine o sinir gülüşü süratini aldı.
-Selam çocuklar. Arkadaşlarınız mı?
Hepsi Demir amcaya ve yanındakilere baktılar. Ukala bize bakıp gülmek dışına bir şey yapmıyordu.
-Evet baba . Arkadaşlar Damla'nın sınıfından.
-Hoş geldiniz çocuklar. Hoş geldin Damla.
-Hoş bulduk Demir amca.
Yanındakilere gösterip "Tan benim en yakın arkadaşım. Bayadır başka yerdeydi. Şimdi temelli döndü. Sinan onun oğlu.
-Maalesef tanıyoruz.
Tüm gözler bana döndüğünde sesli konuştuğumu anladım. Doruk araya girip "Arkadaşlarla aynı sınıfta baba. Tanıştılar bugün."dedi.
Bu çocuk müdürün yeğeni. Bu amcanın oğlu. Bu amca Demir amcanın arkadaşı. O zaman Demir amca müdürü tanıyor mu?
-Bizim müdür neyi oluyorsunuz?
Soru alakasız olunca herkes dikkat kesildi. Ukala beyimizin soru hoşuna gitmediği yüzünden belli oldu.
-Müdür bir şeyim olmuyor. Neden sordun?Bu arada sen Ayşe ve Güney'in kızısın değil mi?
Sinirle Sinan'a bakıp "Evet"dedim. Bende Damla isem bunu sana ödetirim. Hem de burnundan gele gele .
-Oğlum, Sinan sizinle takılasın. Biz biraz Tan amcanla konuşacağız.
Doruk bana bakarak "Tamam baba"dedi. Sinan hiç vakit kaybetmeden masaya oturdu. Demir amca gidene kadar bekledim.
-Yalan söylemek alışkanlık anlaşılan.
Sinan arkasına yaslanarak. "Ben ne zaman yalan söyledim?"dedi.
-Ne oluyor bize de anlatsana Damla.
Hale'ye bakıp "Arkadaş müdür beye 'amcam'dedi de,mesele o"dedim.
-Iyi sallamış.
Sinan, Hakan'a bakarak." Neden, sizden büyük ve tanımadığınız adamlara amca deniyor musunuz?" dedi.
Tek ben mi bu kadar şaşkın bakıyorum. Bu çocuk benden de kötü durumda.
-Bakmayın bana öyle. Sadece Damla'ya takılmak için öyle dedim. Tabi ki de o mantıkla düşünmüyorum.
-Zaten senin hangi mantıkla yaşadığını biz pek çözemedik. Biraz sorunlu bir tipsin.
Ali konuşmasını bitirdiği gibi ayağa kalktı. "Ben gidiyorum. Yarın görüşürüz. "
Zaten geldiği andan beri keyfi yerinde değildi. Sebebi belli. Onu yolmadıktan sonra sırayla herkes kalktı. Ben, Doruk ve Sinan dışında kimse kalmadı.
-Seni eve bırakayım Damla.
-Siz ne zamandır sevgilisiniz?
Cevabı Doruk versin diye bekledim. Tabi araya Demir amca girmemiş olsaydı.
Sinan'ın omuzlarını tutup "Sen yabancı değilsin Sinan. Onlar sevgili değil. Sadece öyle gösteriyorlar. "dedi.
Işte bunu bize yapmayacaktın Demir amca. Herkes bilsin bu çocuk bilmesin, ışte öyle bir durum.
Sinan' nin yüz ifadesi tamamen değişti. Merakla "Neden öyle bir şey yapıyorsunuz?"dedi.
Doruk'ta benimle aynı duygularda olduğu belliydi. Isteksiz "Böyle kimse bize bulaşmıyor."dedi.
Sinan'ın gülüşü kesinlikle hoşuma gitmedi. Bizimle uğraşacağı kesin. Sakin ol dedikçe inadına gıcıklıkların gelmesi böyle bir şey anlaşılan.
Ben size diyeyim bunlar benim suçum değil.