bc

Seni Nasıl Tavladım Ama?

book_age16+
528
FOLLOW
2.6K
READ
twisted
serious
mystery
like
intro-logo
Blurb

25 yaşındaki Betila iyi bir tiyatrocudur fakat tuhaf bir alışkanlığı vardır.

O da gerçek hayatta türlü türlü senaryolar kurup, rol yaparak insanları kendi kurduğu senaryolara inandırmaktır.

Bu seferki avı geçmişten de tanıdığı, Uranüs güzellik zincirinin sahibi Mirali Yıldırımdır.

Mirali’nin gizellik salonunda mağdur olmuş izlenimi yaratarak yine bu durumu Mirali’nin düzeltmesini sağlayarak onunla yakınlaşma sağlar.

Artık vakitlerini birlikte geçiren ikilinin ilişkisi gelişir ve hesapta olmayan işler döner.

Bakalım önce kim kimi tavlayacak?

chap-preview
Free preview
Tanışma
Sonbahara girmiştik sonunda yazın kavurucu sıcaklarından kurtulduğum için binlerce şükür ediyordum. Alışveriş manyağı değildim ama güzel elbiseler ve kostümler almayı çok seviyordum. Dar uzun yolda Çisemi beklerken, nerede kaldığını gerçekten merak etmiştim.. Biraz beklemenin ardından, telefonumu cebimden çıkardım. Yandaki tuş kilidini basarak, ekran görüntüsünü açtıktan sonra rehbere girdiğimde, Çisem’i aramaya başladım. Telefonumu sağ elim ile kaldırarak kulağıma dayadım.. Telefon çalıyor, fakat Çisem bir türlü açmıyordu, bir süre sonunda kapatacaktım ki , çok geç olsa da açıvermişti... ‘’Efendim Betila’’ sesi çok enerjik çıkmıştı her zamanki gibi.. Bense onu beklerken o kadar yorulmuş, ve sıkılmıştım ki, rüzgarın saçlarımı yüzüme değdirmesi ile sol elim ile geriye doğru attırıverdim. Ayak ucuma gelen taşı elime alarak, yola doğru savuruverdim. ''Nerede kaldın Çisem? Epeydir seni bekliyorum?'' Bir kaç adım daha atarak , yanım da kalan, berber dükkanının camından kendime bakıyordum. ‘’Canım birazdan oradayım, kusura bakma beklettim..’’ Derin içimden nefes alıp soludum.. Berber dükkanının camından gözlerimi çekerek ileride duran bir banka doğru ilerledim. ‘’ Hep böyle yapıyorsun ama. Senin ile görüşmek işkence olsa gerek...’’ Sesinin bir gidip gelmesinden, acele ile yürüğü belli oluyordu. Banka oturduktan sonra sonra sol elimi yukarı kaldırarak , bankın koluna vurdum.. ‘’Tamam bak iki dakika içerisinde oradayım.’’ nefesi kesilmeye başlamıştı. ‘’ Tamam bekliyorum çabuk olur musun?.. ’’ cümlesini bitirmeden telefonu kapattım. Çisem bana alınacak biri değildir.. Çocukluğumuz hep beraber geçmiştir.. Aramızdan asla bir sır sızmazdı. Bir kız kardeşim yoktu, ama yok da diyemezdim.. Çisem benim kız kardeşim gibiydi.. Tabi aramızda kavga da olurdu ama ikimizde daha sonra hiç bir şey olamamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam ederdik. Genelde sabırlı bir insanımdır.. Fakat Çisem’in geç kalma huyundan nefret ediyordum. Çocukluktan beri böyledir. Hiç bir yere zamanında varamaz.. Bulunduğum yerden kalkarak ilerlemeye başladım. Mavi renkte bir apartman merdivenine doğru oturdum ve kafamı duvara yasladım. Rüzgarın uçuşturması ile gök yüzündeki bulutlara bakarken buldum kendimi.. Herkesden sakladığım bir sırrım vardı ve bunu yapmak için ise Çisem’e ihtiyacım vardı. Çünkü o benim küçüklükten beri güvendiğim bir insandı.. Bunu yapabilirsem Çisem ile yapabilecektim. Bir patlama sesi ile irkildim.. Arkasından gelen çığlıklar ile kafamı çevirdim ve sesler bir anda durdu. Ayağa kalkarak etrafıma bakmaya başladım. Yere baktığımda ise tam ayak ucumda ki mermiyi görünce irkildim. ‘’Betila ‘’ Çisem’in sesi ile ona doğru baktım. ‘’Ne oluyor, biri silah atışı yaptı, duydun mu Çisem?’’ derin derin nefes almaya başladım.. Tedirgin bakışlarım ile göz irisleri ile bir birine bakıyordum. ‘’Evet duydum. Yan cadde de esnaflar tartışıyordu. Herhalde onlardan geldi.. Umarım birilerine bir şeyler olmamıştır..’’ Bakışları üzerimde gezinirken hasar tespiti yapar gibiydi. Dudaklarını araladı ‘’Korkma İyi misin Betila?’’ patlamanın geldiği yerden korna sesleri gelmeye başladı. ‘’Ben iyi değilim senin şu geç kalmalarından dolayı bir mermi yiyecektim az daha..’’ Gülümsedi kollarını kaldırarak sarıldı. Ellerimle sarıldım bende. Omzunun üzerinden baktığımda berberden çıkan insanlar, içeri doğru girmeye başlamıştı. ‘’Tamam tamam.. Bir şey yok işte ‘’ diyerek yumuşak sesi ile teselli verdi. Çisem sarı parlak saçlarını elleri ile savurdu ve kendini geri çekerek. Elimden tuttu. Ve yürümeye başladı. ‘’Bir mermi yemeden gidersek ikimiz için daha iyi olacak’’ gülümsemesi iyice büyümüştü. ‘’Hepsi senin yüzünden sarı cadı. Birine bir şey olmamıştır değil mi?'' Eli ile koluma girerek, ''Aşağı caddeden gidelim.. Umarım bir şey olmamıştır. '' Onun yüzünde de bir endişe vardı. Bileğindeki toka ile sarı saçlarını at kuyruğu yaptı. ‘’Bak bugün farklı bir gün artık senin çok istediğin gibi Mirali ile karşılaşacaksın..’’ Mirali ismini Çisem'in ağzından duyduğumda yüreğim ağzıma gelmişti. Çocukluktan beri kimseye bakamamış, onu izlemiş ve takip etmiştim... Not defterlerim onun ismi ile geçiyordu. Yüreğimin sızlamasına engel olamamıştım.. Hiç bir zaman ona açılmayı düşünememiştim. Normalde utangaç biri değildim fakat konu oysa, bu utangaçlık mıydı? .Kalabalık bir caddenin arasına girerek ilerlemeye başlamıştık.. Koluma yediğim omuz ile arkamı döndüm. Kısa boylu bir adamdı.. ''Dikkat etsene be!!'' Sesim cırtlak çıkmıştı. Bir diğer elim ile omzumu tutuyordum.. Acıdan sızlamaya başlamıştı. Beyaz gömleğini düzeltiyordu. Resmen bilerek vurmuştu. O boylarda olan bir insanın atlaması gerekiyordu. Bunu neden yapabilir? ''Sen çarptın bana birde laf atıyorsun.'' Dedi kısa boylu adam. Gülümseyerek dişlerimi çıkarttım.. ''Duyuyor musunuz? Bu adama ben çarpmışım? '' Etrafa bağırarak seslendim. Elim ile boyunu göstererek '' Ben eğildim ve sana omuz attım. Komik değil mi?'' Boyu ile alay etmiyordum kesinlikle, sadece bana yazılmak için bu denli konuşan insana haddini bildirmezsem... Sessiz olursam bunu başkalarına da yapma cesareti gösterecekti... Çisem beni kolumdan tutarak, çocuğa sinirle bakarak ''Adam ol, olmazsan öğretiriz.'' Hırladı. Kolumdan çekiştirerek , bir diğer eli ile adamı ittirdi.. ''Kusura bakmayın '' dedi kısa boylu adam.. Çisem beni çekiştirerek ilerlemeye başladı. Üzerinde ki deri ceketi çıkartarak beline sardı. Hızlı yürüdüğümüzden dolayı iyice ısınmıştım.. ''Terbiyesizi görüyor musun? Benim işim yokta sana çarpacağım..'' Gözlerimi devirdim. ''Hıyar işte, ne takıyorsun.. Keşke bir taksiye binseydik..'' Etrafa baktığımda merkeze gelmiştik. Biraz düz ilerledikten sonra meydana doğru çıktığımızda, insan selinin içerisine girmiştik. ''Neyse ki geldik sayılır..'' dedi O kadar yürümenin ardından, bacaklarım tir tir titriyordum .. Hasbel Moda Butiğe gelmiştik sonunda. Gold renkli aynalı kapıyı ittirerek içeri doğru girdikten sonra Bana paspal tarzı kıyafetler seçmeye başladık. Nedeni ise benim Mirali ile karşılaşma anımda rol yapacaktım. Sanki o karşılan kişi ben olmayacaktım. Bu şekilde rol yaparak karşılaşma olursa, ben daha rahat olacaktım. Hocalarımın dedikleri gibi senaryoyu ben yapacağım. ‘’Bu nasıl Betila’’ kafamı çevirip baktığımda gri düz bir tulumu uzatmış diğer elinde ise beyaz düz askılı, ''Ne dersin?'' ‘’Yani fena değil’’ Cidden berbattı. Çiğsem’in irileşmiş siyah gözleri iyice açarak.. ‘’Beğenmedin mi?’’ ‘’Zaten güzel bir şey aramıyorduk.’’ Kafasını salladı. ‘’Tamam o zaman’’ diyerek kasaya doğru yürümeye başladı. Çiğsem 1.74 boyunda iri gözlü pembe kıvrımlı ince dudaklara sahip çok hoş vücuda sahipti. Bende ondan çok kısa değildim.. 1.72 boyunda uzun saçlarım, hafif kalçam vardı ve Çisem koca götlü derdi. Aklıma gelince gülümsedim. Kasaya doğru yürüyerek ondan önce geldiğimde, bir yandan sırt çantamı önüme alarak cüzdanımı çıkarıverdim.. Çisemde o sıra kredi kartını uzatıyordu. ‘’Ben hallediyorum.’’ Diyerek elime vurdu. Başım ile onayladım cüzdanı çantama tekrar geri ittirdim. Aramızda hiç paranın lafı olmazdı. Kasiyerdeki kadın ödemeyi aldıktan sonra poşetleri Çisem’e uzattı. ‘’İyi günlerde kullanın, tekrar bekleriz’’ dedi. Bir yandan topuzu dağılmıştı kadının.. ‘’Teşekkür ederiz.’’ Çisem elindeki poşetleri aldıktan sonra kredi kartını cüzdanına yerleştirdi. ‘’Kahve içmeye gidelim mi?’’ ince dudaklarını büzerek ‘’Olmaz artık işimizi yapalım.’’ Kaşlarım çatılmıştı. Yıllardır bu anı bekliyordum. Eğer hevesim kaçarsa bir daha bu cesareti gösteremezdim. ‘’Tamam sen bilirsin’’ derken Çisem dudaklarını iyice büzdü. Kıyafet reyonlarının önünden ilerleyerek mağazanın camlı kapısını ittirerek sonunda göz alıcı ışıklarından kurtulmuştuk., ‘’Betila şu Kompona alış veriş merkezinde üzerini değişebilirsin.’’ El işareti ile karşı cadde deki alışveriş merkezini gösteriyordu. Çenemi bir aşağı bir yukarı kaldırarak onayladım. ''Evet artık üzerimi değişeyim de rahatlayayım. '' Gözlerim Çisem'i bulunca ''Sende beni bekleme nasıl oluyormuş gör bakalım’’ Farkında olmadan çenemi sıka sıka söyledim. Çisem ise gülmeye başladı. ‘’Ben beklemeyi çok severim.. Hem çok tatlı çocuklar var şurda. Biraz fazla beklet beni olur mu?’’ keyif aldığı her halinden belliydi. Kolunu cimcikledim. ‘’Sen iflah olmazsın cidden’’ Başıyla onayladıktan sonra elindeki poşeti alıp, karşı caddeden geçerek , alışveriş merkezinin içerisine yöneldim. Kapıdaki güvenlikleri geçtikten sonra geniş bir alan ve her yerde giyim mağazaları bulunuyordu. Lavaboya yöneldim. Kapıyı açarak içeri doğru ilerdiğim de, geniş geniş aynalar bulunuyor üzerlerinde ‘’Bugün her zaman ki gibi güzelim’’ yazıyordu. Tebessüm ederek. Yürümeye devam ettim. Açık olan kapıdan içeriye doğru ilerledim. Üzerimi değiştirdikten sonra geniş olan aynanın karşısına geçtim ve gri tulum cidden üzerime paspal olmuştu. Siyah at kuyruğu olan saçım, kıyafeti giyerken bozulmuştu. Ellerim ile saçımdaki tokayı çıkarıp bileğime geçirdim ve koyu olan saçlarımı saldım belimden aşağıya, böyle daha iyi gözüküyordu. Sıkı toka saçlarımı çok çekmiş olacak ki çıkarttığım anda kafamda büyük bir rahatlama hissettim. Kapıya doğru yöneldim. Çıkma tuşuna bastım ve kapı açıldı. Ben çıkarken bir lise grubu içeri doğru girdi. Çıktıktan sonra, alış veriş merkezinden çıkmaya doğru yöneldim. Vitrinlerde hep kendi yansıma bakarken mutlu oldum koyu saçlarım bu tulumda bile güzel duruyordu. Çıkış kapısından çıkınca suratıma çarpan hava ile kendime geldim.. Gözlerim Çisem’i arıyordu. Önümdeki dört delikanlıyı geçtim ve Çisem hala ortalıklarda değildi. Çantama elimi attım telefonumu almak için yöneldim ki belime yediğim bir dirsek ile acıdan ellerimi sıktım. Bu neydi bugün herkes bana çarpıyordu. Çarpanı görmek için arkamı döndüğümde iri yarı bir adamdı. ‘’Kusura bakmayın’’ diyerek ellerini birbirine çarparak devam etti. ‘’İyi misiniz?’’ Bu adamı çok iyi tanıyordum.. Mirali'nin en yakın arkadaşıydı... vaksladığı kumral saçları kavisli burnu ve kalın dudakları. Çocukluğum bu serserileri izlemek ile geçti.. Hiç de fark etmediler bizi.. ‘’Önemli değil’’ diyerek mırıldandım ve sıktığım parmaklarımı hafifçe serbest bıraktım. Bedenimi tersine çevirip telefonumu çantamdan çıkarıp Çisem’i aradım. ‘’Neredesin Allah'ın cezası?’’ ‘’Alış veriş merkezinin sağındaki hoş bulduk kafesinde, şimdi çıkıyorum iki dakikaya ordayım. ’’Çisem hiç bir zaman değişmeyecekti.. İki dakika bile bekleyemez, kendine oyalanacak bir şeyler bulurdu. Bense ona göre daha çok evde duran kitap okuyan ve hayaller kuran bir insanım.. Bu hayallerimin tabi ki de yüzde doksan dokuzu Mirali idi.. Çisem de bundan dolayı hep beni teselli ederdi.. Hatta bir ara Mirali ile ben konuşayım söyleyeyim , bu kadar acı çekmeme dayanamadı. Ama ben tabi ki gururuma yenik düşerek kabul etmedim. Çünkü hep Miralinin beni keşif etmesini istedim.. Çok mu şey istedim? ‘’Çisem bir götünün üstünde duramıyorsun, çabuk gel Umut ile karşılaştım.’’ ‘’Tamam hesabı ödüyorum hemen geliyorum..’’ Telefonu kapatıp çantamın içine attım. Umut buradaysa Mirali de buradaydı.. Mutlaka bir yerde kahve çay içerlerdi. Ayaklarımı yere vurarak Çisem'in gelmesini bekliyordum. Soluma doğru döndüğümde Çisem ile burun buruna geldik... ‘’Betilla hadi gidelim’’ Ödümü ağzıma getirmişti. ''Gidelim bakalım...'' Çisem'in koluna girerek yürümeye başladık Adımlarımızı hızlandırıp merkeze ilerlemeye başladık. ‘’Umut buradaysa, kesinlikle planladığımız gibi Mirali'de buradaki güzellik salonuna geldi.’ Sesi heyecanlanmıştı. ''Evet büyük ihtimal ile burada ki, Uranüs güzellik merkezini denetlemeye gelecek..'' Hızlı yürümekten nefesim kesilmişti.. Bir yandan da heyecanlanmış göğüs kafesim bir inip bir çıkıyordu.. Dudaklarımı birbirine bastırarak ‘’Evet’’ diyebildim. Sonun da gelmiştik. Uranüs güzellik merkezinin önünde ikimizde kalakalmıştık. Boydan boya cam ayna ile kaplıydı.. İçerisi gözükmüyordu fakat müşteri kılığında bir kaç defa gelmiştim. ‘’Betilla hadi artık gir..’’ uzun kirpiklerimin ucundan göz irislerine bakarken, çenemle onayladım. ‘’Çisem bana verdiğin desteği hiç unutmayacağım.. Her şey planladığımız gibi ilerler umarım..'' Çisem elleri ile kapıyı gösterirken başı ile onayladı ve güç aldığım bakışları ile giyinmiş olduğum beyaz spor ayakkabılarım ile adım atmaya başladım. Merdivenlere geldim tutanakları ince parmaklarım ile kavradım… Adımlarımı yavaş yavaş atarak kapının metalini yavaşça ittirdim. Danışmada oturan topuz yapılmış az makyajı ve beyaz tenli kadın bana gülerek ‘’Hoş geldiniz’’ dedi. ‘’Hoşbuldum’’ diyerek göz temasını bozmadım. Birazdan burada biraz tiyato oynayacaktım.. ‘’ Ne için gelmiştiniz.?'' Merak ile soru sordu. ''Burun için gelmiştim.’’ Ellerim ile istemsizce burnumu tuttum. ‘’Daha önceden randevu aldınız mı?’’ Tepkisiz bir şekilde ‘’Hayır almadım.. Çok acır mı sizce? Ben biraz korkarak gelmiş bulundum. ’’ Başı ile onayladıktan sonra ''Tabi ameliyat sonrası bir sızlaması olacaktır illaki, sizin burnunuz gayet güzel? Bu kadar korkuyorsanız küçük bir dokunuşla farklılaştırabiliriz.'' bilgisayara doğru döndü.. Camdan dışarı bakındığımda ise Mirali buraya doğru geliyordu. Kalbimin gürültüsünü bir ben duyuyor olayım.. Şimdi tiyatroya başlamanın zamanıydı.. Hıçkırıklarımı tutamadan ağlamaya başladım. ‘’ahh sen ‘’ derken mırıldandım. ''Benim eski sevgilim yıllarca bana hakaret etti hanımefendi..'' Hıçkırıklarım giderek artıyordu... ‘’Hanımefendi iyi misiniz?’’ Sesinin tedirginliği ile ‘’Su ister misiniz?’’ iyice tedirginleşmişti. Kadın yerinden kalkarak masada bulunan bardağa su şişesinden doldurmaya başladı. Hıçkırıklarım ardı ardına kesilmeden gözyaşlarım ile seller olmaya başladı. Evet ben bir tiyatrocuyum ve rolüme girmiş bulunmaktaydım.. Bu sefer Mirali'nin dikkatini çekecektim.. Benden hoşlanır ise konuşmaya çalışırdı.. Hoşlanmaz ise ardına bakmazdı tabi ki... Başımı onaylamaz anlamda sallarken. Elime uzattığı bir peçeteye baktım. Gözyaşlarımı silmeye başladım. MİRALİ YILDIRIM AĞIZINDAN ; Söğütlüye gelince Umut’u aradım. ‘’Efendim Mirali’’ sesi kalabalık bir ortamdan geliyordu. ‘’Umut ben söğütlüdeyim. Güzellik merkezini denetleyeceğim. Gelmişken görüşelim dedim’’ bir elim ile sarı saçlarımı yukarı doğru düzeltiyordum. ‘’Tamam ben Kompona alış veriş merkezinin ordayım, ne zamana burada olursun?’’ ‘’iki dakikaya ordayım Umut. ‘’ arabamı alış veriş merkezinin yöne doğru çevirdiğimde ‘’Görüşürüz’’ Telefonu kapattıktan sonra burada her zaman bir trafik olurdu. Çok kalabalık olduğu için insanlar kaldırımlardan yürümeyi bırakmış caddelerden yürümeye başlamıştı. Korno sesleri ile herkes yol almak istiyordu. Bizde almak istiyorduk fakat arkamızdaki veletlere anlatamıyorduk.. Biraz daha ilerlediğimde alış veriş merkezinin önüne gelerek, boş bir park alanı kovalıyordum. Bir aracın çıkacağını gördüğümde geride beklediğimde süren bayan bir türlü çıkamıyordu. Gri volvoyu nasıl park etti ise zorlanarak çıktı.. Bir hışımla girerek arabamı park ettim.. Kapı kulpunu açarak dışarı doğru çıktığımda, insanlar güneşli son havaların tadını çıkartmak için dolaşıyordu. Cebimden çıkarttığım telefonu, vakit kaybetmeden Umut'u aradım. ‘’Umut neredesin?’’ ‘’Karşında’’ gülümseyerek telefonu kapatarak, beyaz ceketimin cebine yerleştirdim. Biraz ilerledikten sonra dostumu kucaklaştım. ‘’Bir kahve içmek ister misin denetimden önce ?’’ Çok iyi olurdu, sürekli ev iş yapmaktan çok sıkılmıştım.. Hiç tatil bile yapamamıştım.. Kafamı kaşıyacak vakitim hiç olmamıştı. ‘’Olur ama alışveriş merkezinin içinde olmasın..’’ dedim gülerek. ‘’Tamam o zaman Hoş bulduk kafesine geçelim..’’ Gülümsedim yıllardır Umut ile orada buluşurduk. Umut’a ayak uydurarak kafeye doğru girdik içerisi her zamanki gibi aynıydı. Salıncaklar tavandan bazı kısımlar ise tahta zeminden oturaklı biz her zamanki gibi üst kata doğru yöneldik. Cam kenarı turuncu sandalyeyi çekerek oturdum. Umutta karşıma yerleşti. ‘’Umut burası hiç yenilenmeyecek galiba biz çöküyoruz burası hala aynı’’ ‘’Sorma ya, bir ara devredeceklerdi dükkan sahibi vazgeçti’’ ‘’Neden vazgeçti?’’ ‘’Anılara çok önem veriyormuş’’ diyerek sırıttı. Bende gülmeden edemedim. ‘’Pardon ne içersiniz?’’ Kafamı kaldırdığımda genç bir çocuğun sorduğunu gördüm. ‘’Bize iki filtre kahve ve yanında 6 dilim soğuk baklava istiyoruz.’’ Diyerek uzattığı menüyü geri çekti. ‘’Tamamdır’’ diyerek geri çekildi. ‘’Mirali sende öğrencilikten hiç çıkamadın hep aynı şeyleri söylüyorsun’’ dalga geçti Umut. ‘’Napayım Umut burada en çok bunu yemeyi severdik bende anılarıma düşkünüm biliyorsun.’’ Diyerek sırıttım. ‘’Dükkan sahibi gibisin amca’’ kahkaha atmaya başladı. Kahvelerimiz ve tatlımız gelmişti. Kahvemi yudumladığımda insanın hiç vazgeçemediği tatlar değişmez ya burasıda böyleydi. Tıpkı öğrenciliğimde ki tat gibi işte bu tada burada başladım. Eskilere mazilere götürmüştü. ‘’ Eee patron işlerin nasıl, daldın yine oralar damısın?’’ Umut gözlerini belirterek. ‘’Çok iyi kadınların istekleri nasıl bitmezse bizim işimizde bitmez, bu ara en çok burun ve dolgulu dudaklar için geliyorlar.’’ Evet işimiz güzellikti fakat bayanlar bunu abartmış birbirleri ile yarış yapıyorlardı. Doğal insan kalmamıştı neredeyse.. ‘’Canları acımıyor mu cidden anlamıyorum.’’ Hayretle baktı. ‘’Acıyor ama güzelleşmek moda olduğu sürece bu akım bitmez. Sosyal medyanın büyümesi ile ameliyatlar artıyor.’’ Umut şaşkınca yüzüme baktı. Doğru sosyal olabilmek için burnunun gözünün üzerindeki kaşının düzgün olması gerekiyordu. Gençlerin yeni nesli bunu istiyordu. ‘’ Bak Allah’ın işine..’’ ‘’Evet insanların kendi tercihleri tabi ama ben doğallıktan yanayım. Burundaki kemerin kendine yakıştığını düşünmeyen çok kız var. Halbuki ne kadar güzel duruyor. Yada kendini ince sanan dudaklı insanlar.. Aslında her şey yüzüne göre’’ ‘’Evet bunun nedeni sosyal medya ve insanların kendilerini kıyaslamaları filitreler.’’ Dedi Umut. ‘’Evet dostum kesinlikle öyle duygusal boşluktan oluyor herkes maalesef.’’ Kahvemin son yudumunu da aldım. ‘’Teneke mi var boğazında nasıl içiyorsun?’’ ‘’Sende buz gibi içiyorsun Umut, Haydi iç de artık kalkalım.’’ Kahvesini içerken gülmeye başlayınca püskürtmeye başladı. ‘’Eşşek herif düzgün içsene’’ diyerek bende gülmeye başladım. ‘’Tamam tamam ‘’ kahkahası iyice patlamıştı. ‘’Umut senin işin nasıl bu arada’’ Gülümsemesi sönmüştü. Uzun parmakları ile bardağı iyice kavradı. Boğazını temizledi. ‘’ Ben kovuldum..’’ Gözlerinde acı dolu ifadesi çocukluğumuzda ki mazilere götürdü beni.. O zamanlarda böyle kaşlarını çatarak bakardı. Gözlerim iyice büyüdü ve hayret dolu bakışlar ile bakakaldım, 12 yıldır aynı yerde çalışıyordu. ‘’Nasıl kovuldun?’’ Umut işinde gücünde çalışan birisiydi sonuçtu.. Bakışları iyice karardı.. ‘’Takım lideri bütün kadroyu değişti. Tüm eskileri çıkardı. Tazminatımı alamadım dava sürecindeyiz.’’ ‘’Neden böyle bir şey yaptı?’’ ‘’Egodan dolayı Mirali’’ ‘’Nasıl bir ego Umut!’’ çok sinirlendim ve kaskatı kesildim. ‘’İş hayatı çakallar ile dolu Mirali..’’ üzgün bakışlarını gördükçe arkadaşıma cidden üzülmüştüm. ‘’Peki şuan çalışıyo rmusun?’’ Şuanda çalıp çalışmadığını merak ediyordum. Tırnaklarını ellerine bastırarak, ‘’Hayır iki haftadır işsizim.’’ içli bir nefes bıraktı. Tabi can sağlığından hiç bir şey değerli değildi.. ‘’Oğlum neden bana haber vermedin?’’ Kaşlarımı kaldırdım.. Bana söylese ona uygun bir iş bulurdum veya kendi yerimede alabilirdim. Bu zamanda güvenecek insan bulmak çok zordu. ‘’Mirali bilirsin ben bu hayatta kendi başıma hep bir şeyler yaptım. Seni arayıp sana mı ağlayacaktım.’’ Gömleğinin bir iliğini açarak yaka kısmını rahatlattı.. Cidden söyledikleri kalbimin en ucuna vurulmuş ok gibi gelmişti. ‘’Bizim birbirimizden başka kimimiz var Umut?’’ Tam ağzını açıp konuşacakken garson hanım gelip, ‘’Bir şey arzu eder misiniz?’’ Konuşmasının ardından, ‘’İki su alabilir miyiz’’ diyerek ekledim. ‘’Tabi efendim’’ diyerek ayrıldı mavi gözlü bayan. ‘’Sana dedim Umut bizim birbirimizden başka kimimiz var?’’ ‘’Tabi öyle ama çok yoğun çalışıyorsun diye rahatsız etmek istemedim’’ diyerek kahve bardağını elinden bıraktı. Ellerimi birbirine kenetledim. ‘’Biliyorsun 19 tane güzellik şubem var ve bu Söğütlüde’ki yere bir müdür arıyordum. Bana hayır diyemezsin artık çalışıyorsun.’’ ‘’Olmaz Mirali’’ derken tırnaklarını birbirine bastırıyordu. ‘’Ben anlamam.. Umut’cuğum artık çalışıyorsun dedim. Tamam mı ?’’ ‘’ Tamam Mirali iyi ki dostumsun..’’ diyerek gülümsedi. Garson hanım sularımızı bıraktı. ‘’Hanımefendi hesabı alabilir miyiz?’’ Mavi gözlü kısa boylu hanım ‘’ Tabii’’, kasaya doğru adımlarını atmaya başladı. Yanımıza gelip adisyonu uzattı. Adisyonu alıp parayı masaya koydum. ‘’Üzeri kalsın hanımefendi ‘’ Başı ile onayladıktan sonra bulunduğumuz yerden kalkıp dışarıya doğru yöneldik. ‘’Arabam park yerinde.’’ ‘’ Bende mi geleceğim.’’ ‘’Evet Umut buradaki yeri denetime geldim. Artık sende müdürsün, hemen başla çalışmaya.’’ Umut’un kocaman gözleri açılmış bir şekilde gülümsedi. Heyecanla, ‘’Tamam’’ dedi. Arabaya doğru geldiğimizde, beyaz gri pantolonumun ön cebinden anahtarı çıkarıp tuşa bastım. ‘’Vay arabanı mı yeniledin?’’ Evet siyah kuşum, bugatti 2021 modeldi ‘’Evet sürmek ister misin?’’ O kadar heyecanlanacağını tahmin dahi etmemiştim.. Kafasını yukarı doğru kaldırarak, ‘’Yok oğlum şimdi kaza yapacağım tutar.’’ seslice güldü. Bende kahkaha atmaya başladım. Anahtarı ona doğru fırlattım. Havada yakalayarak sürücü koltuğuna yerleşti.. Bende yanına yerleştim. ‘’Bu canavar’’ Dişlerini sıkarak arabanın etrafını turluyordu. Umut arabanın tadını çıkartmaya başlamıştı. Bir heves ile gaza basıyordu.. Neredeyse önüne gelenleri ezecekti.. Lakin dikkat ediyordu. ‘’Ne sandın oğlum’’ iyice gülmeye başladık. Yaklaşık on dakika sonra Uranüs güzellik salonunun önüne gelmiştik. ‘’Umut ben güzellik salonuna geçiyorum. Sende park eder gelirsin.’’ Başı ile onayladı. Bakalım içeride neler vardı kim işte, makineler ne durumda her şey belli olacaktı. Ona göre ciro azalması neden oldu bu Söğütlüde bir gözlerimiz ile görelim. Merdivenleri çıkmaya başladım. Kapıyı ileri doğru ittim. ‘’ahh sen ‘’ derken mırıldandı siyah uzun saçlı bir kadın. Üzerinde beyaz askılı ve Gri bir tulum vardı. ‘’Hanımefendi iyi misiniz?’’ Diyerek seslendi Sude ona doğru. ‘’Su ister misiniz?’’ Devam etti Hıçkırıklarım ardı ardına kesilmeden gözyaşları ile ağlamaya devam ediyordu. Sude peçete uzatıyordu. Arkadan yüzünü göremiyordum. Fakat neden ağlıyordu. Memnun mu kalmadı, cidden anlamsız bakışlarım ile izliyordum olan biteni.. ‘’Evet Uranüs Güzellik Merkezi leş gibi yer hanımefendinin cerrahı berbat yapmış yüzünü görün arkadaşlar, burası rezalet.’’ Arkamı döndüğümde hayretler ile Semih’e baktım. Telefonu ile çekim yapıyordu. Rakip firma.. ‘’Burada neler oluyor.’’ Diyerek Semihin elindeki telefonu ittirdim. Semih elindeki telefonu indirip bir eli eli sarı saçlarını yukarıya ittirerek.. ‘’Seni rezil edeceğim Mirali’’ diye haykırdı. ‘’Sana kim inanır Semih, defol iş yerimden’’ diyerek üzerine döndüm. Bana gülümseyerek, ‘’Bak nasıl ekmek teknelerini bir bir kapatıyorum.’’ Dedi. Semih’İn üzerine gidip yumruğumu gözünün sağ kısmına geçirdim. Ellini havaya kaldırarak işaret parmağını sallayarak, ‘’ Bak bunu sana nasıl ödeteceğim.’’ Diyerek arkasını döndü ve hızlı adımlarla kapıdan çıktı. Arkamı döndüğümde Sude ve beyaz yüzlü iri kahve gözlü dolgun dudaklı kız bana bakıyor ve dudağını ısırıyordu. ‘’Ne oldu burada’’ diye boğazım patlarcasına bağırdım. Tanımadığım kız gözleri ile bana bakarak arkasını döndü ve kapıyı açarak bir hışımla çıktı. ‘’Sude ne oluyor burada.’’ Donakalmış bakışlar ile konuşmaya başladı. ‘’Mirali Bey bende bilmiyorum o bayan burnunu yaptıracağını söyledi. Ve birden bire ağlamaya başladı.’’ ‘’Sude başka ne oldu benden bir şey saklama.’’ Kapının açılması ile Umut girdi. ‘’ Ne oldu Mirali?’’ telaş ile bakıyordu. ‘Birileri bizi yok etmeye çalışıyor’’ diyerek bakışlarımı Sude’’ye çevirdim. ‘’İnanın Mirali bey bu kadar oldu kamera kayıtlarına bakabilirsiniz.’’ Diyerek endişe ile bakmaya başladı. Adımlarımı geriye tutup kapıyı açarak o kadını arıyordu gözlerim. Karşı caddede olduğunu görünce hızlıca arabaların önüne atlayarak arkasından koşmaya başladım… ‘’Manyakmısın be adam eceline mi susadın?’’ Gri volvanın içinden bir yaşlı adam seslenince geri doğru bakışlarım ile ‘’ Kusura bakmayın’’ diyerek ellerimi birleştirdim. Betila anlatımı. Kendimi çok kötü hissetmiştim. Oradan çıkarken bir ucube gibi arkama bakmadan hızlı adımlar ile olabildiğince koşturmaya başladım. İnsanlar çığ gibi üzerime geliyordu. Yararak yanlarından geçiyordum adeta. Elimi bir el sertçe çekerek beni döndürdü. ‘’Sen kimsin?’’ sesi buğulu, uzun boylu yapılı sarı saçları güneş altında parlarken adeta sonbahara güneş girmişti. Kehribar gözleri ile sert bakışları arasında gözleri beni yiyecek gibi bakıyordu. ‘’Sana söylüyorum? ‘’ derken elimi iyice sıkıca kavradı. Elimin sızlaması ile ‘’Bben bir şey yapmadım.’’ Çatallaşarak çıktı sesim. ‘’ Neden ağlıyordun?’’ O kadar yüksek sesle konuşmuştu ki.. Bu şekilde tanışmak istemezdim. Pişman olmuştum. ‘’Gerçekten dinlemek ister misiniz? Konu sizle alakalı değil..’’ sesimin normal çıkmasına sevinmiştim. Elimi ondan kurtararak sıvazladım. ‘’Gel benimle ‘’ diyerek beni çekiştirmeye başladı. ‘’Hey beni çekiştiremezsiniz.’’ Canım bugün gerçekten çok fazla acımıştı. Bedenim artık yorulmuştu. Gözlerim ağırlaşmıştı. Bir yandan gelen kokusu buram buram sarhoş ediyordu. ‘’Sende benim işletmemi batırmaya yeltenemezsin.’’ sözleri bir tükürük gibi çıkmış. Yüzü ise çamaşır gibi gergindi.. ‘’Ben isteyerek yapmadım.’’ Hala çekiştirmeye devam ediyordu. Canımın acısı gittikçe büyüyordu. ‘’Elim acıyor..’’ konuşmayarak beni adını göremediğim bir kafeye doğru itti. Boş bir sandalyeyi çekerek‘’Otur.’’ Dediği gibi yapıp gösterdiği yere oturdum. Karşıma geçti. Elleri ile saçını düzelterek, El işareti ile garsona ‘’iki çay alabilir miyiz?’’ diye sordu. ‘’Tabi hemen getiriyorum.’’ Yanımızdan ayrıldı. ‘’ Evet neden ağlıyordun?’’ diye gözleri ile beni oyuyordu. İçime işleyen bakışları canımı yakıp kavuruyordu. Pişmanlığım gözlerimin içinden anlaşılıyor muydu? Derin bir iç çekerek, ‘’Dört yıllık bir ilişkim var ve artık bitti.’’ ellerimi birbirine bastırarak. ‘’Neden bitti.’’ bacak vak üzerine atarak bedenini geriye doğru atarak dişlerini dudaklarında gezdirdi. ‘’Ben güzel değilim’’ Şaşkın bakışları ile dudaklarını araladı.. Elmacık kemikleri belirginliği beni benden almaya yetmişti aderta.. ‘’Nereden karar verdin buna?’’ Merakla bakarken yüzü beni anlamak için yakınlaştı. Biraz yumuşamışa benziyor bir yandan beni inceliyordu. ‘’Dört senedir bana hep berbat olduğumu burnumun ne kadar çirkin olduğundan sürekli bahsediyordu.’’ Ellerini çenesine götürdü. ‘’Sana bu kadar kötü davranan ve hakaret eden bir insanla neden bu kadar senedir berabersin.?’’ Evet haklıydı neden beraberdim ki.. ‘’ O mükemmel biriydi..’’ yalan söylediğim belli olmaması içi iç geçirdim. Bana alay dolusu gözlerle bakarken.. ‘’Nerden karar verdin mükemmeliyetçi biri olduğuna’’ sesinin dalgası sinirimi bozmuştu. ‘’Şey kendinde bir kusur yoktu yüzü gözü çok güzeldi, kusursuzdu benimde öyle olmamı istiyordu..’’ yalanın gittikçe etkisini kaybediyordu. Onun gözlerine bakarken role falan giremiyordum. Elleri ile beni göstererek.. ‘’Pardon da senin nasıl bir kusurun var ?’’ Şaşkın bakışlarım ile kehribar rengi gözlerine baktım. ‘’Farkında değil misiniz? ‘’ Kıvrımlı dudaklarını iyice büzerek.. ‘’ Değilim cidden ‘’ dedi ‘’ Burnumda ki kemeri görmüyor musunuz?’’ diyerek burnumu tuttum. ‘’Evet burnunda ufak bir kemer var ve bu seni kusurlu olduğun anlamına mı geliyor?’’ diyerek ellerini açtı. Gözlerim büyümüştü. Cidden görmüyor muydu? ‘’Siz daha iyi bilirsiniz. Güzellik salonu olan sizsiniz.’’ ‘’Evet güzellik salonumuz var fakat herkesin burunu kayış gibi yukarı hokka olacak diye bir şey yok ki. Hem..’’ diyerek iyice gülmeye başladı. ‘’Evet ?’’ ‘’Senin burnun çok güzel. ’’ Güzel bakışı ile beni mest ediyordu. ‘’Gerçekten mi?’’ ne kadar da hızlı ve mutlu olarak söyledim ama.. Yanaklarım ısı saçmaya başlamıştı. Ondan güzel kelimeduymak beni dünyada bulunmayan bir yere koymuştu. ‘’Evet cidden bunun yüzünden az daha işletmemi karalamaya çalışıyorlardı.’’ Ellerimi birbirine bastırdım iyice evet haklıydı az daha her şeyi batırıyordum. Ucubesin Betilla. Adın gibi betsin iyice. Yüzüm iyice düşmüştü. Ne diyebilirdim ki? ‘’Tamam bak sen benim işletmemden herhangi bir memnuniyetsizce kalmadığına dair açıklama yapacaksın bende sana yardımcı olacağım’’ Kafam karışmıştı fakat ne isterse yapmaya hazırdım. Onun ekmeğine boya çalmak istemezdim. ‘’Özür dilerim, isteyerek olmadı.’’ Dudağımı ısırırken kan tadı dilime yayılmıştı. ‘’Erkek arkadaşınla artık tamamen ilişkini bitiriyorsun.’’ Kararlı bakışları ile yüzüme odaklanmıştı. Ne dediğini anlamak istercesine bakakaldım. Şaşkınlıktan gözlerim fırlamıştı. Yüz hattı gergin gözlerimi takip ederken. ‘’Anlamadım, zaten bitti.’’ ‘’Senin o kahve gözlerinde bitir.’’ Elleri ile saçlarından geçirirken kızarmış dudaklarını birbirine bastırdı. ‘’ O adam değil ki. Sen adam olmayan insanlarla gönül ilişkisi yaşarsan böylede üzülürsün..’’ Haklı o kimdi ki bende tamıyordum gülmemek için kendimi zor tutuyordum. ‘’Tamam canımı acıtma bende sana niye her şeyi söylüyorsam, en büyük aptallığımda işte budur.’’ Sandalyenin üzerinde duran çantamı aldım. Ayağa kalkarak göz bebeklerine bakarken iyice kararmıştı kehribar rengindeki gözleri.’’ ‘’Kusura bakma işletme için elimden geleni yaparım. Oradaki danışmada ki kızdan ne yapacağımı öğrenirim.’’ Bakalım ne yapacaktı? Koyulaşan gözleri ile aralanmış dudaklarının ardından. ‘’Mirali ‘’ dudaklarını birbine bastırdı. Gözlerim büyüdü. Şimdi artık tanışabilir miyiz? İçimi derin bir huzur kaplamıştı. ‘’Betila’’ diyebildim. Kalbimin durmamaış için elimi kalbimin üzerinde gezdirerek masaj yaptım. ‘’Çaylarınız’’ diyerek garson çayları koydu. ‘’Betila çayını içmeden mi gideceksin..’’ Yerime tekrar oturdum. Elim ile bardağı kavradım. Dudaklarımın arasından çayı içtim. Aynı şekilde Mirali’de elinde tutmuş çayı içiyordu. İkinci yudumu aldığımda çay iyice boğazımı yakmıştı. Gözlerim Mirali ile kavuştuğunda çayının son yudumunu alırken sanki beni içiyor gibiydi. Bu beni derinden etkiliyor.. Sanki kehribar gözleri ile içimi okuyordu. ‘’Betila’’ sesi narin, zayıf, yumuşak bir şekilde çıkıvermişti dudaklarının boğumundan. ‘’Efendim.’’ ‘’Sakinleştiysen gidelim mi?’’ Evet sakindim zaten, sen yanımda olduktan sonra bulutların üzerinde yüreyebilirdim. ‘’Nereye gideceğiz?’’ merakla baktım. ‘’Önce şu gri tulumdan kurtul bakalım, çok zevksiz birine benziyorsun.’’ kıkırdadım. Üzerime bakınca saçımda önüme geldi geri doğru ittirerek, ‘’Senin de eski sevgilimden farkın yok herhalde, gelen dalga geçer , giden dalga geçer.’’ sinirimden gülmeye devam ediyordum. Elleri ile elimi tutarak. ‘’Beni yanlış anladın. Sen çok güzel bir kadınsın fakat neyle neyi kombin edebileceğini öcünü almam da yardımcı olacağım sana. Hadi kalk bakalım’’ elimi bırakmıştı sıcak elleri cebine geçerek masaya parayı koyarak kapıya doğru ilerledik. Bir süre o da bende konuşamadık. Ortamın sessizliği iyice rahatsız etmişti. Beni ne olarak görüyordu acaba, birinden gerçekten ayrıldıysam bana açılamazdı ki hoşlansa bile? ‘’Kompanadan bulabiliriz alabileceklerimizi.’’ Diyerek sessizliği dağıttı. ‘’Ne alacağız’’ ‘’Senin güzelliğini gösterebileceğimiz bir şeyler alacağız.’’ Bana yardımcı olacağı için memnun kalmıştım. Uranüs güzellik salonun sahibi bana yardımcı hatta bana baya ilgili davranıyordu. Yada ben cidden aptalım bunlar bir rüya olmalı. Bir mağazanın önünde durduk ve Mirali eli ile ‘’Önden buyrun’’ diyerek göz kırptı. Resmen kalbim küt küt atmaya başladı. İlerlediğimde belimdeki elinin sıcaklığı yanağımı yakmıştı. Mirali yanımdan ayrıldığında bende kıyafetlere göz gezdiriyordum. Mirali uzun kumral kehribar gözlü yanık dudaklı yakışıklı bir adamdı evet gideri vardı. Gözleri ok gibi vurabiliyordu. Beyaz ceketi öyle güzel tenine uyumluydu ki. Yanıma yaklaşarak ‘’ Süzmeniz bitti mi küçük hanım?’’ ‘’Bitti’’ ben bitti demiş olamam değil mi? Bunu kafamın içinden geçiriyordum. İyice yanan dudaklarım, yanaklarıma ordan da kulaklarıma kadar ilerliyordu. ‘’Sevindim. Bunları dene’’ kıyafetleri elime uzattı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

SOMUT- UYANIŞ

read
5.6K
bc

ARİYA

read
9.5K
bc

FİRUZE (KARADAĞLI SERİSİ I.)

read
11.4K
bc

KARANLIK | Texting

read
1K
bc

Muhteşem Hayatım (!)

read
1.0K
bc

Mafyanın Esiri (+18)

read
31.5K
bc

Karanlığın Sesi Serisi

read
1.0K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook