Babam ben çok küçükken vefat etti oyleki resimler olmasa yüzünü unutabilirdim babam öldükten sonra amcam geçti aşiretin başına Azat zemheri benim babam dediğim adamdı babasizligmi hissettirmemek için elinden geleni yaptı.Bir dediğimi iki etmedi iki oğluna nasılsa banada öyle oldu buralar hiçbir yere benzemez burası Diyarbakır burada kız dogduysan hiçbir sözde veya hayatta hakkın yoktu okumak gezmek hiçbiri yoktu .On altına geldin mi evlendirilir ailenden sonra efendin olan kocana adardinn kendini nefes alma dese alamaz gün ışığı görme dese göremezdin ama ben öyle değildim.
Hayatın zorluğu değildi bizi perişan eden yaşadığımız evdi öyle büyük isteklerimiz yoktu anlayışlı bir baba huzurlu bir evdi ama o da yoktu mağlesef babam çok fazla alkol alırdı öyle ki o zıkkımı aldığı zamanlarda herkesi gece uykusundan uyandırıp resmen sıra dayağına çekerdi dört evladına acımadığı gibi anneme de acımazdı.Çok masum bir annem vardı benim herkesin annesi kedine göre mükemmeldi belki de ama benim annem dünyanın en fedakar ve cefakar kadınıydı. Babamla isteyerek evlenmemiş mecbur kalmıştı çünkü babam annemin peşine takılmış adlarını duyurmuştu o dönemlerde bu namussuzluk demekti burada biriyle adın duyulduğu zaman evlenmek zorundaydın.Annem mecbur bırakılmış sonra da ailesi sahip çıkmamıştı bunu bilen babam ve ailesi anneme işkence etmiş evet işkence etmiş dövmüş hakaret etmiş ahırda yatırmış hatta asmaya bile kalkmıslar böyle gaddar bir aileye doğmuşum işte.Dört kardeştik biz iki abim birde kız kardeşim vardı büyük abim cihan babamın kopyası onun gibi bişeyi istediği sekilde anlayıp burnundan getirebiliyor du karısı ayse o da aynı onlar gibi şeytanın vucut bulmus haliydi hiç yoktan yere yalanlarla abimi doldurup üstümüze salardı. Ortanca abim ise tam bir melekti kardeşim ve beni asla kırmaz ama kimseye de müdehale etme sansı olmazdı.Çünkü babam için sadece cihan abim önemliydi çünkü kendisine benzetiyor du onu. Yalan yok o da çalısırdı ama karısına da harcardı bizim yiyemediğimizi karısı yer giyemediğimizi gene karısı giyerdi.Yemek zili çalınca eskilerden sıyrıldım gene ne çok düşünmüştüm bunlaro düşünmediğim bir günüm bile yoktu ki. Hemen hızlıca aynı yerde çalıştığım tekne kazıntımızın yanına gittim iş yemekhnede güzel bir karnımızı doyurduktan sonra kendimde en sevmediğim şeyi yapmaya sigara içmeye çıkmıştım.Evet içmemeliydim daha on yedime yeni girmiştim ama o cehennem olan evde tek sığındığım oydu. Kardeşim Cansunun yanıma gelmesiyle neşem az da olsa yerine gelmişti o benim canımı nasıl gelmesindi." Ya abla bişey sorucam ama kızmak yok tamam mı"." Söyle bakalım güzelim niye kızayım ben sana"" Fabrikada bu kadar erkek nasıl peşinden koşuyor anlamıyorum sırrını söyler mısın"" Cansu saçmalama ben ne yapabilirim acaba bakmasınlar zaten rahatsız oluyorum"" Kızma güzel ablam takılıyorum asma güzel yüzünü"" Tatlım deli misin ben sana nasıl kızarım ay parçam"" Matba da çalısıyorduk burası erkek doluydu tek bayan bizim gibi günlükçüler oluyordu onlarda yaşlıydı bakmazlardı. Yalan değil çok güzel değilim ama çirkin de değilim kırkbes kilo bir yetmiş boyunda sarışın mavi gözlüydüm. Ama bana bakmalarının nedeni güzelliğimden ziyade kimseye bakmamam dı bu da onlarda merak uyandırıyor du benim umrumda olmasada bazen abimin kulağına gidecek diye korkmuyor değildim.Birde onların namus dertleriyle uğraşamazdım burası İstanbul du ama abilere göre köyden bir farkı yoktu Trabzonlu bir aileydik ama gören Mezopotamya sanırdı abimle babama göre büyük suçtu . Benimde görüştüğüm vardı elbette görüşüyoruz ama gizli saklı yakalansam dayak yer eve kapatılır dım bu yüzden dikkat ediyor dum. Mola bittiğinde işimizin başına geçmiş deli gibi çalışıyorduk işten çıkarılma lüksümüz yoktu abime kız bakıyorlardı ve paraya ihtiyacımız vardi. Aksam is oaydosundan sonra Cansu ile bitik bir halde eve doğru yol aldık hergun olduğu gibi istisnasız görüştüğüm çocuk hazar da peşimizden geliyordu.Sevmiyordum ama deniyordum o ise emin adımlarla kalbime sızmaya ufak ufak başlamıştı. Biz eve girdikten sonra annemin yanına gittim annemin yüzü asıktı ne olduğunu sorduğumda." Birde soruyor musun bugun babanın kuzeni Şengül aradı biriyle görmüşler seni ve çocuk normal bir çocuk değildi içkici ve madde kullanıyor mus mahinur kızım doğru söyle var mı bu işin aslı astarı "" Evet görüştüğüm biri var anne ama öyle dediğin gibi madde kullanmıyor anne çalışıyor işinde gücünde biri yalan söylüyorlar "" Kızım Şengül dedikoducudur ama yalan dedikodu yapmaz öyle diyorsa doğrudur mahinur o çocuktan hemen ayrılıyorsun seni asla ona vermem ben yandım sizi yakmam eğer bırakmazsan o çocuğu sütümü helal etmem sana"" Tamam annem sen üzülme dediğin gibi olsun ayrılıcam ondan sen yeter ki üzülme"Kıyamazdım ki anneme o sırf bizim için böyle bir adama ve eziyeterine katlandı birde kendim için üzemezdim ki onu. Ama nasıl söyleyecektim hazara işte onu bilmiyorum" Ablacım annem haklı biliyorsun dimi biz babamız ve abimizden çekiyoruz zaten birde evlenince aynı hayatın daha kötüsü olursa ne olur"" Bilmiyorum Cansu ama nasıl söylerim onu bilmiyorum işte"" Ablam alkol ne kadar kötü bir şey değil mi bunda birde madde de var"" Doğru söylüyorsun ben en iyisi arayıp bir konusayım böyle olmaz"Babamla abim telefon kullanmamıza izin vermiyordu onlara göre telefon kullanan kötü yola düşerdi. Hazar da az çok bizimkileri bildiği için kendi bana telefon almıstı hattında kendim almıstım telefonu sakladığı
Hayatım boyunca ailesi tarafından sevilen hoş tutulan oldum bir sevdam vardı onu da töreye kurban ettim cehennemime evet dedim nereden bilebilir dimi ki insan cennetinden vazgeçip cehennemine kendi ayaklariyla gidecek
Ben Ahsen hayatım boyunca acılarla yaşayan gülmeyi sevmeyi öğrendikten sonra öğrenip bir anda kaybeden dünyası başına yıkılan hayatta herşeyimi kaybetmis bir ahsen.....Annem ben çok küçükken vefat etmişiz ben daha üç yasindayken babam çok zengin nüfuslu bir adamın yanında kahya olarak caliyodu annemden sonra evlendi hemde dünyanın en kötü kalpli kadınıyla ve en kötüsü de annem yaşarken bu kadın hayatindaymis zaten annem de kahrından hastalanmış ve vefat etmiş babam dışarı çıktığı gibi bana eziyet etmeye başlardı öyle ev işi falan değil bildiğin eziyet döver hakaret eder ve bütün gün aç birakirdi ne garip dimi daha kucucuktum ve bı yaramazlık yapıp kizdirmazdim da oysa ve bu eziyetler onu kesmez akşamları da binbir yalanla babama şikayet edip işkence ettirirdi hemde ne işkence babam hiç acimazdi bana ellerimi iple bağlayıp kemerle döverdi bayiltana kadar ne acı dimi oysa kız cocuklari için babaları kahramaniydi benim babamsa benim en çok korktuğum canavarim di ,günler yıllar geçti ,18 yaşıma geldim konakta bende çalışmaya başladım hemde ne çalışmak evi ben çekip ceviriyodum aksi olsaydı ve beni istemeseler di hala devam eden işkence katlanacakti ve bu benim en son istediğim şeydi,bir sabah konagin beyi geldi ve iki oğlumda yarın yurt dışından donuyo dört dörtlük bir hazırlık isterim dedi ama bu çocukların anneleri ayrı ve birbirlerini de hiç sevmediklerini duymuştum emredersiniz dedik ve hazırlıklara başladık ben çok görüp tenimadim ama çalışanlar konuşurken duydum konağın beyi Suat beyin oğlu alp dünyada görüp göreceğiniz en manyak takıntılı insanıdır diyorlardı aman banane deyip işime devam ettim akşam her yerim agriyodu yorgunluktan isler bittikten ve Suat bey yattıktan sonra bende müştemilata gittim gitmez olaydım üvey annem Sibel şeytani yatmamış beni bekliyordu içeri girmemle saçlarıma yapışması bir oldu neymiş neden evi supurmeden gitmişim herne kadar supurdum desem de bana vurmaya başladı ve canavar babam geldi yüzüme vurmazdi Suat beyden korkardı çünkü Suat bey böyle bir durumu kabul etmezdi bu yüzden vücuduma vururdu tipki şimdi olduğu gibi kemerini çıkardı ve acımasızca bayiltana kadar dövdü olduğum yerde bayimisim