Fiyatlarının paha biçilmez olduğu mobilyalardan oluşan kocaman bir yatak odasında tutsak olduğumdan mıdır içimdeki bu kapana kısılmışlık? Ya da altın kafesteyken bile çöplüğümü özlediğimden midir?Birden aklıma o mavi gözleri geldi. Ondan nefret ediyordum. O adamın her şeyinden nefret ediyordum. Beni zorla kendine bağlayarak ona aşık olmamı bekleyecek kadar kafasızdı.Bana aşık olduğunu söylüyor ama aynı zamanda beni tutsak ediyordu. Ben tutsak olacak kadın mıydım?Bunları düşünürken sinirle elimi yere vurdum. Bu yatak odasında sözde ona ceza vermek için konuşmamayı seçmiştim. Aylardır tek bir kelime etmiyordum. Konuşmayı unutmuş bile olabilirdim. Bu evde benliğim solup gidiyordu. Sayısız kez kaçmaya çalışmıştım ama nafileydi. Adam her yere koruma koymuştu. Ne zaman bir plan yapsam planım alt üst oluyor, her seferinde dönüp dolaştığım yer bu oda oluyordu.Acilen bu odadan kurtulmalı ve o adamı süründürmeliydim. Beni küçük bir köpek gibi tutsak ettiğine pişman etmeliydim. Ben onu sevmiyordum. Asla da sevmeyecektim. O narsist, kişiliği bozuk bir adamdı. Ben bu düşüncelerle boğuşurken bir ayak sesi duydum. Kapı yavaşça açıldı, içeriye giriyordu. Arkamda sakladığım bibloyu sıkıca tuttum. Odada tek bulduğum sert cisim bu bibloydu.Bir...İki..Üç...Şimdi kafasına indirecektim bunu, derken acele ile mavi hissiz -aynı zamanda tüm hisleri barındıran- gözleri gözlerimi buldu."Konuşmayacak mısın?" Hissiz bir şekilde yüzüne baktım. İçimden 'şimdi görürsün sen konuşmayı' dedim. Onun beklemediği anda elimde tuttuğum bibloyu tam kafasına attım.Bam!Lanet edilecek kadar hızlı refleksi ile eğildi. Biblo onun kafasını kıracağı yerde kapıyı paramparça etmişti.O da ben de şok olmuştuk. Kendini hemen toparladı. Benimle alay eder gibi gür bir kahkaha attı;"Ben ancak istediğimde ölürüm güzelim."
Cinler ve insanların birbirinden nefret ettiği bu dünyada yasak bir aşkın doğuşuna hazır mısınız? Birbirlerine yasaktılar onlar. Biri ateş biri topraktı. Ateş, toprağı yakıp kül ederdi ama toprak yeşerip tohum verdi. Toprak, ateşi söndürüp yok ederdi ama ateş büyüdü, heybetlendi.
En güçlü kavimin bir üyesi olan Araf, düşmanı olan bir ademoğluna vurulmuştu. Ateşten yaratılmasına rağmen vücudu sevdiği kadını görünce cayır cayır yanıyor, onun her sözünde kalbi yanıp kül oluyordu. Sevdiği kadının kalbini alabilmek için her şeyi yapabilirdi. İster kolaylıkla ister zorla!
Bu aşkı durdurmaya kimin gücü yetebilirdi?
İki alemin de karşı çıktığı bu aşk için Araf savaşmaya hazırdı. İki dünyanın da sonu olacaksa varsın bu aşktan yana olsundu.
Sen insanoğlu! Bu aşkı okurken hayatının en korkulu deneyimini yaşamaya hazır ol!