Web sitemizi ziyaret ettiğinde, izin verirsen, hizmetimizi iyileştirmek ve gelecekteki ziyaretlerinde seçimlerini hatırlamak için, toplu istatistikler edinmek amaçlı veri toplamamıza yardımcı olacak çerezler kullanacağız. Çerez Politikası & Gizlilik Politikası
Sevgili Okur, web sitemizin sorunsuz hizmet sunmasını sağlamak ve ihtiyaçlarını daha iyi karşılayan kişiselleştirilmiş içerik sunabilmek, böylece en iyi okuma deneyimini sağlamak için çerezler kullanmak durumundayız. İstediğin zaman çerez ayarları ile ilgili izinleri aşağıda değiştirebilirsin.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Çerez ayarların
Gerekli çerez ayarlarıDaima Etkin
ic_arrow_left
Hikayesi Mihribanhkr
Mihribanhkr
55Takipçi
2.4KOKU
HAKKINDAquote
Hayaller ve ötesi vardır; ne kadar zor olursa olsun, gittiğiniz yollar umutla ve hayallerle aydınlanır. Asla vazgeçmeyin, çünkü bir gün gerçeklerle umut birleşir.
"Yüzü Yanık Kız" – Geçmişten Kaçabilir misin?Hevi, bir gece annesiyle birlikte kaçarken, hayatının sonsuza kadar değişeceğini bilmiyordu. Bir borcun bedeli olarak görülmek, onu kaçak ve isimsiz birine dönüştürdü. Yeni bir kimlik, sahte bir yanık izi ve geçmişten saklanan bir hayat… Ama geçmiş, saklandığın yerden seni bulur.Diyarbekir’in dar sokaklarında, sessiz bir gölge gibi yaşarken, Hejar Ağa’nın konağına adım attığında kaderi yeniden yazılmaya başladı. Geçmişiyle yüzleşmeye hazır mıydı? Peki ya Hejar Ağa? O, sadece sert ve acımasız biri mi, yoksa Hevi’nin sakladığı gibi onun da sakladığı yaraları mı vardı?Geçmişten kaçmak mümkün mü, yoksa en büyük yangın insanın içinde mi yanar?
"Adalet Karanlıkta Kazanır"**
*Bir İntikam Senfonisi*
**Tanıtım Metni:**
Gecenin koynunda, terk edilmiş bir otel odasında, suyun yüzeyine vuran ay ışığı kırmızıya çalar. Lavin Karaca, küvetin kenarında çömelmiş, parmak uçlarında katilin izlerini taşıyan deri eldivenlerini bir bir çıkarırken, aynada kendi gözlerinin derinliklerinde kaybolur.
"Adalet," diye fısıldar karanlığa, "susmaktan vazgeçtiğim yerdir."
İki yıl önce, bahar kokan bir üniversite kampüsünde kitap okuyan Lina'nın hayatı, ailesinin güvenli liman dediği o evde paramparça olmuştu. Şimdi ise, **Lavin** olarak, İstanbul'un kanayan yaralarına bir neşter vurmaya ant içmişti.
**Bir kadın, bir jilet ve bir dal lavinya çiçeği...**
Her kurbanın göğsünde bıraktığı o çiçek, aslında kendisinin de koparılmışlığının simgesiydi. Sapından damlayan kırmızı, hem geçmişin utancını hem de geleceğin vaadini taşıyordu.
**"A.K.K."**
Ben; sevdiğim adamın bir başkasıyla mutlu olmasına razıydım. Yeter ki o yaşasın, yeter ki gülümsesin. Onun için her gece dualar ederken, kaderin benim için ördüğü karanlık ağlardan habersizdim. Hayatım daha ne kadar acımasız olabilir ki, diye düşünürken, en dibi gördüm. Çocukluğumun geçtiği, terk ettiğim bu topraklara, bu kez ayaklarımda prangalarla geri döndüm. Belki de insanoğlu, kaderin çizdiği yoldan kaçamıyordu. Belki de her şey, o ilk adımda yazılmıştı. Ve ben, şimdi o yazgının ağırlığı altında ezilirken, bir kez daha anladım: Bazen sevmek, vazgeçmek demekti. Bazen yaşamak, acıyı içine sindirmekti. Ve bazen, en büyük fedakarlık, sessizce kenara çekilip, mutsuzluğa gömülmekti ...