James çingenelerin gösteri yaptığı meydana doğru ilerlerken oldukça sinirliydi.Çingene kızı Mira nın cebinde bulunan keseyi nasıl fark ettirmeden çaldığını düşündü ve kendince çözdü.Yere düşmek üzereyken onu kollarının arasına aldığı o an,el çabukluğu ile parasını çalmış olduğu kesindi.Nasıl olup da fark edememişti?Kendini bir aptal gibi hissetti.Onu eline geçirirse ne yapacağını planlarken,öfkesine hakim olmayı düşünmüyordu.
Vincent soluk soluğa kalmış bir halde kuzenine yetişmeyi başardı ve hızlı bir hamle ile önüne geçip sinirden deliye dönmüş adamı iki eliyle omuzlarından tutup durdurdu.
"James dur biraz!"dedi bağırarak."Çok sinirlisin kuzen.Aptalca bir şey yapma sakın.Boş ver parayı.Hadi geri dönelim."
James kendisini durdurmaya çalışan kuzenine sert bir bakış atıp,omuzlarında bulunan ellerini itti.
"Çekil önümden Vincent!"dedi öfkeli bir sesle"O kız benim kim olduğumu öğrenecek.Beni aptal yerine koyamaz!Sıradan bir çingenenin arkamdan gülmesine izin vermem.O kim oluyor da,benim paramı çalma cesaretini gösteriyor!"
"Kuzen Paran ne kadarsa ben sana geri öderim.Boş ver...Gidip kızı öldürmeyi planlamıyorsun değil mi?"dedi Vincent.
"Öldürmek mi?Onun için hayatımı zindanlarda çürüyerek geçirmem.Bu konuda endişen olmasın.Ama canını fena halde yakacağım."dedi James ciddi bir yüz ifadesi ve sesle."Bir daha kimsenin parasını çalmaya cesaret edemeyecek göreceksin"
Vincent inatçı kuzenini durduramayacağını anladı.Mecburen önünden çekildi.James genç adamın yanından hızlı adımlarla uzaklaşıp meydana ulaştı.
Meydan boşalmıştı.Az önceki kalabalık dağılmış ve çingeneler ortalıkta görünmüyordu.Bakışları etrafı tararken biraz ileride bulunan çadır dikkatini çekti.Çadırın önünde, çingene kızının arkasında çalgı çalan adamı gördü.Onları bulduğuna sevinip o tarafa doğru yürüdü.Vincent ın tam arkasında onu takip ettiğini biliyordu.
Çadıra ulaşınca durdu.Çalgıcı genç meraklı bakışları ile James ı baştan aşşağı süzdü.James da aynı şekilde ona doğru bakıyordu.Genç adam oldukça esmer,uzun boylu, iri biriydi.Uzun siyah saçlarını ensesinde toplamış,üzerine siyah fırfırları bol bir gömlek giymişti.James a meraklı bir şekilde bakarken,karşısında duran adamın öfkeli yüzünü fark etti.
"Bir şey mi istediniz bayım?"dedi adam ciddi bir sesle.
"Az önce meydanda dans eden kızı arıyorum."diye cevap verdi James buz gibi bir sesle."Adı Mira olan."
Çingene kaşlarını çatıp,James ı süzdü.Onu Mira nın yanında gördüğünü hatırladı.
"Kardeşimi mi diyorsunuz?Onu neden aradığınızı öğrenebilir miyim?"
"Kendisine söyleyeceğim.Şimdi o kızı buraya çağırın!"dedi James adamın sert bakışlarına ve tavrına aldırış etmeden.
"Mira nın sizinle görüşmek isteyeceğini sanmıyorum."diye cevapladı genç ciddiyetle."Konu ne ise bana söyleyin."
James adamın koruyucu tavrından hiç hoşlanmadı.Oraya neden geldiğini bildiğini düşünmeye başladı.Çaldıkları paraları paylaştıkları ve mutlu oldukları kesindi.Hatta bu konuda bahse bile girerdi.
"Dediğimi yapın!Kardeşinizi şimdi burada görmek istiyorum!"diye bağırdı James,genç kız oralarda bir yerde ise duymasını umut ederek.
Çingene genç, adamın emredici tavrına sinirlenirken,dişlerini sıktı.Daha önce Mira yı böyle saygısız ve küstah adamlardan defalarca koruduğu için,içinde en ufak bir korku yoktu.Mira gibi güzel bir kızı rahatsız eden sayısız adam olmuştu.James ın da onlardan biri olduğunu,Mira yı eline düşürme niyeti ile geldiğini düşünmeden edemedi.Anlaşılan yine bir zampara ile karşı karşıyaydı.
"Bana bak şehirli züppe!Çadırımın önüne gelip bana emir veremezsin.Kardeşimin seninle konuşacağı hiç bir şey olamaz.Bir tarafını kırmadan defol git buradan!"
James gence doğru bir adım attı.Onun tehdidinden tabi ki korkmuyordu.
"Elinden geleni yap serseri!Bakalım kimin neresi kırılacak! Sizin gibi hırsızlardan korkacağımı sanıyorsan yanılıyorsun"
Vincent iki adamı izlerken,birazdan olacak kavgayı düşünmek dahi istemedi.Birbirilerine oldukça yaklaşmış adamların arasına girmek için bir hamle yaptı.Ama James kuzenini eli ile hızla itip yere düşürdü.
"Sen bu işe karışma Vincent!"dedi James kuzenine bağırarak."Birilerinin bu insanlara dersini verme zamanı gelmiş!Başkalarının paralarını çalmanın cezasını çekmeleri gerekiyor."
Çingene genç onları hırsızlıkla suçlayan adama daha fazla sabır gösteremedi.Gayet hızlı bir hareketle yumruğunu James a doğru savurdu ama karşısındaki adam,onun hamlesini kendini geriye çekerek engelledi.
James kendini hızla korurken,karşı atağa çabuk geçti.Ve yumruğunu gencin karının ortasına tüm gücüyle indirdi.Genç bir anda karnını tutarak yere doğru eğilse de,çabuk toplandı.Bacağını adama doğru uzatıp,James ı bir çelme ile sırt üstü yere doğru yatırdı.
Bu arada Vincent ın sesi duyuldu.
"Lanet olsun James!Seni ahmak!"
James üzerine atlamaya çalışan adamın hedefinden yana doğru yuvarlanarak kurtuldu.Çingene hedefi şaşırıp yere kapaklandı.James fırsattan istifade ayağa kalktı.
"Çağır şu kızı serseri!"dedi James adama doğru bağırarak.
Çingene hızla nefes alıp verirken,yerden yavaşça kalkıp James a döndü.
"Çağırmayacağım pislik!"diye cevap verdi burnundan soluyarak"Seni geberteceğim.Kendi ayaklarınla ölmeye geldin aptal herif!"
James hala inat eden adama acıma niyetinde değildi.Onu biraz daha hırpalayıp aklını başına getirmeye ihtiyacı olduğuna karar verdi.
İki adam birbirlerine hızla koşup saldırmaya başladı.Ard arda inen yumruklar ikisini yıkamasa da,pes etmeye niyetleri yoktu.
Üstlerindeki elbiseler toz toprak içinde kalırken,yırtıkları onarmak asla mümkün görünmüyordu.
O sırada bir kadın sesi duyuldu.İki adamda sesin geldiği yöne doğru baktılar.
"Jadel!Yeter artık!"dedi Mira adamlara sesini duyurabilmek için oldukça yüksek bir sesle.
Mira James ın yüzüne öfke ile bakıp,yumruklarını sıktı.Çadırlarının önüne gelip kardeşi ile yumruk yumruğa kavga etmesi canını sıktı.Onun neden geldiğini çok iyi tahmin ediyordu.Cebinden çaldığı paranın peşinde olduğu belliydi.
"Paranı almaya geldin değil mi?"
James kavganın etkisinden kurtulmaya çalışıp,kendini toparlamak için üzerindeki tozları eliyle çırptı ve Mira yı baştan aşağı süzmeye başladı.Genç kadın siyah dalgalı saçlarını başının tepesinde toplamış,üzerine omuzlarını ve karnını kapatan uzun bir şal sarmıştı.Dans eden görüntüsünün aksine şimdi daha hanımefendi hatta kibar bir kız gibi görünüyordu.Ayrıca açık sözlü oluşu oldukça tuhafına gitti.Parasını çaldığını inkar edeceğini düşünmüştü.
"Başka ne için gelebilirim sizce? Sizi beğenip, sohbet etmek için geldiğimi sanmadınız umarım."
Mira kendisi ile hala ukâla bir şekilde dalga geçen adama buz gibi bir bakış atıp,
"Niyetiniz bu olsaydı bayım hayal kırıklığına uğrardınız.Çünkü sohbet etmekten hoşlanacağım bir tip değilsiniz." Mira onun kendini beğenmiş tavrını alaycı bir uslupla küçümsedi."Kandırabileceğiniz aptal bir kadın değilim ve sizden hiç hoşlanmadım."
James daha önce bir kadından böyle bir söz duymadığını düşününce gerildi.Öyle ulaşılmaz güzel kadınlar bile peşinde pervane olurken,basit bir çingene şuan ona iğrenerek bakıyordu. Yakışıklılığından şüphe duydu.Eliyle saçını düzeltirken,aklından geçen şeyin saçma olduğuna karar verdi.Bu kadının onu beğenip beğenmemesi kimin umrundaydı ki?
"Duygularımız karşılıklı."dedi belli belirsiz bir gülümseme ile."Sizden hoşlanmadığımı söylemek kabalık olmaz sanırım.Çünkü kendini dans ederek sergileyen kadınlar ve hırsızlar asla ilgimi çekmedi."
Mira yaptığı işi yargılamasına çok sinirlendi.Hırsızlık belki hoş olmayan bir şeydi ama dans etmek Mira nın hayatının en önemli parçasıydı.Aptal bir adamın saçma düşünceleri yüzünden kendini aşalık bir kadın gibi asla hissetmeyecekti.
"Benim de ilgimi senin gibi zengin ama kişiliksiz,cimri adamlar çekmez.Hakkım olan paranın peşinden geldiğinize göre değer verdiğiniz şeyler sadece maddiyatla ölçülebiliyor."
James kızın konuşmasını dikkatle dinlerken karşısında bir çingene olduğunu bilmese eğitimli bir kadınla sohbet ettiğini zannedebilirdi.Dili ve üslubu ilginç derece de düzgündü.Hayatında bir okul yüzü görmediğini düşündüğü kadına şaşkınlıkla baktı.Dans ederken ki,gülümsemeleri ve etkileyici tavrı gitmiş,son derece ciddi bir kadın gelmişti. Hırsızlık yaptığını itiraf etmesi dürüstlüğünün bir göstergesi olabilir miydi?Ya da köşeye sıkıştığı için çaresizliğinin...
"En azından paramı çalarak kazanmıyorum."dedi James genç kıza ciddi bir taş atarak."Hakkım olanla yetiniyorum."
Mira bir iki adım daha atıp,genç adamın tam karşısına geçti.Aralarında sadece bir adımlık bir mesafe vardı.İkisi de bakışlarını birbirlerine diktiler.James genç kızın gözlerinde ondan korktuğuna dair hiç bir belirti görmedi.Bir hırsıza göre fazlasıyla cesur hatta cebinden parasını o çalmamış gibi masum görünüyordu.Ve fazlasıyla güzel...
"Bende paramı hakkımla kazanıyorum."dedi Mira "Dünya sadece sizin yaptığınız işlerle dönmüyor bilmem farkında mısınız?İnsanların eğlenmeye ve mutlu olmaya ihtiyacı var.Siz paranızla mutlu olmaya çalışırken,biz insanların neşesi ile mutlu oluyoruz.Aramızdaki fark bu sanırım..."
Ve Mira avucunun içinde sakladığı para dolu keseyi karşısındaki adama doğru uzattı.
"Sadece sizin paranızı çaldığımı düşünmüştüm.Oysa yanıldığımı şimdi daha net görebiliyorum.Çaldığım şey mutluluğunuzmuş... Alın ve mutlu olun bayım.Ve burayı terk edin.Sizin gibilerin parasına ihtiyacım yok."
James genç kızın avucuna bıraktığı keseye bakarken,Mira arkasını dönüp ağır adımlarla oradan uzaklaşmaya başladı.Bir kaç adım sonra durdu.Arkasına dönüp kendisini izleyen adama doğru baktı.Bakışlarındaki aşalayıcı ifadeyi görmemek için kör olmak gerekirdi.
"Umarım bir daha karşılaşmayız."dedi Mira bunu tüm kalbi ile umut ederek.
James ona bir cevap veremezken,kendisi hakkında yaptığı haksız yorumları düşündü ve gerildi.Çingene kızının dileğinin aksine onu bir daha görmek istediğine karar verdi.Çünkü bu sözlerin bir özre ihtiyacı vardı.Bu kız saygısızlığını kendini haklı çıkarmaya çalışarak unutturamazdı.Asla hiç bir kadın onu bu derecede aşalamamıştı.Üstelik basit bir çingenenin haddini bilmesi gerekiyordu.
Yumruklarını sıkarken susmayı yeğledi.
"Yine karşılaşacağız Mira..."dedi içinden James çünkü öfkesini henüz alamamıştı.