1.BÖLÜM
"Aman tanrım!bu kurbağaların süt tenceresinde ne işi var!"hizmetçi Beth mutfakta gördüğü manzara ile hem sarsılmış,hem de çok sinirlenmişti.Birilerinin ona şaka yaptığı besbelli açıktı.Biraz düşündü.Kim olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildi aslında.Kesin bir yerlerde saklanıyor ve onu izliyordu küçük hanım.Evet doğru tahmin etmişti yaşlı hizmetçi .Evin yaramaz ve şakacı küçük Leydisi Beatrice, yine canı sıkılmış,gülmek için bir şeyler aramaya başlamıştı.Kiler dolabında saklanmış,Beth yi izliyor,kahkaha atmamak için elleri ile ağzını kapatıyordu.Biraz daha böyle kalırsam çatlayabilirim,dedi kendi kendine.Ama ne güzeldi insanlara şaka yapıp onlara gülmek.Nasıl olsa annesi ve babası da yoktu bir süre.Kimseye şikayette edilemeyecekti.Gerçi sevgili ikizi Adriana, ona bu konuda vaaz vermeye pek meraklı,olgun abla havalarında geziyor,her yaptığını yeterince eleştiriyordu.Fakat bu Beatrice i durdurmaya yetmiyordu tabi.Ne kadar farklıyız Adriana dedi içinden.Sen sıkıcı kitaplarınla,kütüphane de yaşarken ben hayatı gerçek anlamda yaşamayı tercih ediyorum.Şakalarından bir kaç kez nasibi alan Adriana, kendini ona karşı korumayı öğrenmiş,her an tetikteydi zaten.Farklı kişilik yapılarına ve zevklere sahip olsalarda birbirlerine karşı duydukları sevgi asla tartışılmazdı.Sonuçta onlar bir kaç dakika arayla doğmuş ikiz kardeştirler.Henüz on yaşında olan erkek kardeşleri Fernando anne ve babası ile büyükannesine gitmişti.Adriana küçük kardeşini kendisi eğitmeye çalışıyor,Beatrice in bazı davranışlarını örnek almaması için ondan uzak tutuyordu.
Beth gözleri ile etrafı kolaçan etti.Kesin burada dedi.Beni izliyor ve gülüyor.Gösteririm ben ona şimdi.bakışları kilerin dolabına takıldı.Yavaşça oraya doğru ilerledi.Kapağı açmasıyla Beatrice in kendi dışarı atması bir oldu.
Beatrice öyle gülüyordu ki,ne kadar çok eğlendiği belli oluyor,yaptığından dolayı pişman olmadığı oldukça açıktı.Beth sinirli bakışları ile kendini yere atmış eğlenen kıza baktı.Sesinden kızgınlığı çok belli oluyordu.
"Çok mu komik Leydim.!bakıyorumda çok eğleniyorsunuz.Sanırım canınız kurbağalı süt çekti.Emin olun onu size içirirken bende sizin gibi eğleneceğim"
Beatrice,parlak yeşil gözleri ile ona doğru baktı.Anlaşılan Beth o sütü ona içirmekte çok kararlıydı.Yavaşça yerinden kalktı.Sevimli ve muzip bir gülümseme ile cevap verdi.
"Teşekkür ederim sevgili Beth im ama inan canım şu anda hiç süt içmek istemiyor.Gidip bahçede dolaşacağım.Sana kolay gelsin."
Beth mutfaktan hızla kaçan Leydi nin arkasından hala bağırıyordu.Ve biliyordu ki Beatrice,sevgili hizmetçileri her yaptığı şakanın ardından aynı sözleri söylerdi.
"Kaç yaşına geldin.Hala çocuk gibisin..Yakında on dokuz olacaksın.Biraz hanımefendi olmayı denesen...hep şaka hep muziplik...bla bla bla...."Beatrice bu sözleri tekrarladı kendi kendine gülerek.Sanki yetişkin insanların şaka yapamayacağını dair kralın bir emri vardı.Yetişkin olmak gülmemek eğlenmemekse,gerçekten çok sıkıcı bir şeydi.Beatrice tabiki yeri gelince bir hanımefendi gibi davranmayı,konuşmayı biliyordu.Ama çocuk yanı ağır basınca bambaşka biri olup çıkıveriyor,kendine gülmek için inanılmaz hadiseler yaratıyordu.
Bugün canı epey sıkıldı.Bahçede tek başına gezmekte zevk vermiyor dedi içinden.Adriana yine kütüphanesine kendini kitlemiştir.İnsan bu kadar kitabı okurken hiç mi sıkılmaz.Aslında ilk fırsatta orayı ateşe versem,yanıp kül olsalar...ama kesin benden şüphelenir ve elinden kurtulamam.En son kitaplarının bazı sayfalarını birbirleri ile yer değiştirince o masum sevimli Adriana canavara dönüşüvermişti.Sanırım yangın fikrinden vazgeçeyim...
Beatrice yeşil gözleri,açık kestane saçları,dolgun güzel dudakları ile çok güzel bir kızdı.Görenler ona bir daha dönüp bakıyordu beğeni ile.Kendiside güzelliğinin farkında olduğu için giyinmesi,ne saçlarına oldukça dikkat ediyordu.
Birden aklına manevi büyükbabası geldi.Onu ziyarete girse emindi ki çok hoşuna gidecekti.Havalar ısınmış yazda gelmişti.Lord Wintley onları gerçek torunları gibi görmüş,çocukluklarından bu yana hiç sevgisini esirgememişti.Artık çok yaşlanmış,eskisi gibi hareket edemiyor,onlarla bahçede koşturamıyordu ama hala sohbeti ile mutlu etmeyi biliyordu.
Beatrice hızla odasına çıktı.Kendine bir çanta hazırladı.Bir kaç gün büyük babası ile takılmak fena olmazdı en azından.Adriana onun bir yerlere gitmek için hazırlandığını fark etti.Yine aklına eseni yapıyor dedi içinden.Ve biliyordu ki sevgili kız kardeşi bir karar verirse onu vazgeçirmek zordu.
"Nereye Beatrice,yine ne planladın o güzel kafanda?"dedi sorgular bir sesle merdivenlerden telaşla inen kız kardeşine.
"Büyükbabama gidiyorum Adriana. Canım sıkılıyor.Biraz onunla zaman geçirmek istiyorum"
Adriana hafif iğneleyici ve şakacı bir tonla cevap verdi.
"Sakın kötü şakalarınla adamın kalbine zarar verme.O kadar yaşlandı ki seni kaldırabileceğini hiç sanmıyorum"
Beatrice gülerek kardeşine baktı.
"Bence sende ortalıkta rahibe gibi dolaşmayı bırakıp biraz bana takılsan, kendi kalbini de sıkıcı hayatından kurtarmış olursun sevgili kardeşim"
Adriana kapıdan uçarak hızla çıkan kardeşine önce kızarak baktı,sonra gülümsedi.Umarım bu acele karar vermelerin birgün seni pişman etmez dedi usulca ama Beatrice duymamıştı.
Beatrice i kapıda bekleyen üç asker şakaları ile ünlü Leydileri ile yolculuk yapacakları için çok da mutlu görünmüyorlardı tabi.En son ona eşlik eden askerlerin başına gelenleri duyunca pek de haksız sayılmazlardı.Beatrice at binme ve ok atma konusunda yetenekli olunca askerlerle yarışmayı hobi haline getirmiş,Leydilerine bir şey olacak korkusu ile zavallılar gözlerini ondan bir saniye ayıramaz olmuştu.
Beatrice sevimli gülümsemesi ile onlara doğru baktı.
"Ok torbamıda almayı unutmayın.Giderken biraz avlanmak fena olmaz değil mi ?"dedi.
Askerler gülmek ve ağlamak arasında kaldılar.İçlerinden biri sessizce dua ediyordu.
"Umarım başımıza birşey gelmeden,çabucak varırız...."