4.Bölüm-Gamzeli Yarim💜

2460 Kelimeler
Murat'ın koşarak gelmesi üzerine Tuğrul onu kendine daha sıkı bastırdı. Sağ elini onun yanağına koydu. -"Bediz. Ses ver hadi bana. Kapatma gözlerini." Murat yanına geldiğinde Tuğrul'un kollarındaki Bediz'i almaya çalıştı. -"Ver bana." -"Hayır." -"Hastaneye götüreceğim ver." Tuğrul kaşlarını çattı. -"Ambulansı aradık. Yolda. Geliyor." O saatten sonra geriye sadece beklemek kalmıştı. Tuğrul kollarındaki Bediz'i vermiyor Murat ise çaresizce ambulansın gelmesini bekliyordu. Çok sürmeyen bir bekleyişin ardından siren sesleri caddede yankılandı. ATT görevlileri Bediz'i alırken Tuğrul araca binmiş Murat da hangi hastaneye gidildiğini öğrenip arabasına atlamıştı. Onun ilk işi sevdiği kıza haber vermek olduğu için önce Bediz'in evine gitti. Dış kapıdan girdiğinde evin kapısının önünde durdu. Ayser'in çok üzüleceğini biliyordu fakat bilmek zorundaydı. Kapıyı çaldığında bir süre bekledi. Nihayet açıldığında sevdiği kızın o güzelim yüzünü gördü. Ancak sevdiği kız kaşlarını çatmıştı. -"Yine mi sen? Murat ne istiyorsun?" -"Hazırlanın. Gitmemiz gerekiyor." O sözüne sinirle güldü Ayser. -"Sebep? Niye seninle geliyormuşuz biz?" Loren de onun arkasında durmuş Murat'a bakarken genç adam onlara bakamadı. Yerdeki paspasa bakarken onları üzecek haberi verdi. -"Bediz Hastaneye kaldırıldı. Sizi götürmek için." Başını kaldırdığında Ayser ve Loren'in şok olmuş ifadeleriyle karşılaştı. Kızların ikisi de kocaman açılmış gözleri ile ona bakıyorlardı. Murat şok yaşadıklarını anladı. -"Hadi hazırlanın hemen gitmemiz gerekiyor gülüm." Ayser Murat'ın gülüm demesini bile duymuyordu. Murat'ın komutuyla hızla içeri girdiler. Çok değil iki dakika bile sürmeden kızlar ellerinde çantaları ile kapıdan çıkıp Murat'ı takip ettiler. Üçlü arabaya binip hastanenin yolunu tuttular. O esnada Bediz çoktan hastaneye getirilmiş ameliyata alınmıştı. Tuğrul ameliyathane kapısının önünde volta atarken Uğur, Yasin ve Bora'nın kendisine doğru geldiğini gördü. -"Kızın durumu nasıl?" Diye soran Bora'ydı. -"Bilmiyorum ameliyata aldılar. Müdür bir şey dedi mi?" -"Kızın senin sözlün olduğunu söyledik bir şey demedi." Tuğrul'un gözleri kocaman oldu. Bu hiç beklemediği bir yalandı. -"Ne? Ne dediniz, ne dediniz?" Yasin sırıtarak tekrar açıkladı kardeşim dediği adama. -"Sözlün dedik hayatım." Tuğrul'un kaşları çatıldı. -"Hayatım ne oğlum? Az ciddi olun. Siz niye sözlüsü dediniz? O kız benim hiçbir şeyim değil." dedi sakin bir ses tonuyla. Sanki buna kendini inandırmaya çalışıyordu. -"O yüzden mi Bediz diye kükreyerek koştun yanına." Arkadaşlarının fark ettiği detay karşısında bir an yutkundu. -"İnsanlık namına yaptım. Ne yani yaralı bir kızı orada öylece mi bıraksaydım?" Bora sırıtarak sordu. -"Lan oğlum onca insan vardı orada? Niye onlar değilde sen koştun?" Derin bir nefes çekti içine. -"Sizde insanlık namına bir şey yoksa ben ne yapayım?" Tuğrul arkasını dönüp ameliyathane önünde bir ileri bir geri giderken içeriden çıkan bir hemşire görünce buhemen yanına koştu. Onun ardından da Yasin, Uğur ve Bora da geldi. -"Hemşire hanım hasta hakkında bilgi alabilir miyiz? Durumu nasıl?" Hemşire gülümsedi. -"Durumu gayet iyi. Ameliyat çoktan bitti şimdi uyanmasını bekliyoruz. Kendine geldikten sonra servise çıkacak." -"Teşekkürler." -"Rica ederim geçmiş olsun." Hemşirenin gitmesinin ardından kapıda bekleyen üçlüye doğru Murat, Loren ve Ayser koşarak geldi. -"Nasıl? Durumu nasıl iyi mi?" Tuğrul kızların telaşlı hallerini görünce Ayser ve Loren'in kollarından tutup onların yanlarındaki koltuklara oturttu. -"Sakin olun. Durumu gayet iyi. Birazdan odaya çıkaracaklar." İki kız içlerini çeke çeke ağlarken Tuğrul onlardan biraz uzaklaşmış kapı önünde Bediz'in çıkarılmasını bekliyordu. Çok geçmeden kapı açıldı ve içeriden sedye üzerinde Bediz çıkarıldığında Tuğrul hızla yanına yaklaştı. Bediz'in kan kaybından ve ameliyathanenin o soğuk havasından dolayı yüzü bembeyaz olmuştu. Dişlerini sıkıp titriyordu. Göğsünün üzerinden başlayan yeşil örtü ayaklarının ucuna kadar geliyordu ve bu onu ısıtmaya yetmiyordu. Yanlarına Bediz'in arkadaşları ile kendi arkadaşları da geldi. Loren onun üzerine kapandı. -"Kardeşim iyi misin?" Ses vermiyordu Bediz. Narkozun etkisi hala devam ederken bir şeyler sayılıyor ve titriyordu. Tuğrul biraz eğildi onu duymak için. -"Anne.. Gitme." Tuğrul bir anda irkildi. Geri doğruldu. -"Ne diyor?" Ayser'in sorusuna tebessüm etti. -"Üşüyorum diye sayıklıyor." Görevliler odaya getirip yatağa yatırdı Bediz'i. O sırada da Bora, Uğur ve Yasin hala yanındaydı. Bediz'in üstünün pek de müsait olmamasından dolayı orada durmaktan rahatsız oldu. Koltukta duran battaniyeyi Bediz'in üstüne örttü boğazına kadar. -"Narkozu atması çok uzun sürmez. 6 saat boyunca yemek vermeyeceksiniz. Doktorlar size zaten bilgi verecek. Geçmiş olsun." Ayser başını salladı. -"Teşekkürler." Hemşire odadan çıktığında Tuğrul kızlara döndü. -"Biz geri dönüyoruz. Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa beni ararsınız olur mu?" Loren kaşlarını çattı. -"Senin numaran bizde yok ki." -"Vereyim ben." Loren telefonu cebinden çıkarttı ve Tuğrul'un söylediği numarayı kaydetti. Ardından çevik beyler gitmek üzere kapıya yöneldiler. Yasin, Uğur ve Bora çıkarken Tuğrul son bir kez arkasına dönüp Bediz'e baktı. Ardından hızla odadan çıkıp gözden kayboldu. O sırada Loren sırıtıyordu. Elindeki telefonu Ayser'e doğru salladı. -"Numarasını aldım." Ayser gözlerini devirdi. -"HasbinAllah. Koyun can derdinde kasap et derdinde." Loren baygın bir şekilde yatan Bediz'e doğru eğildi. -"Hadi yine iyisin canım arkadaşım. Senin için numarasını aldım." Bediz'in alnından öpüp geri çekilirken Ayser ona şaşkınca bakıyordu. -"Etrafımda hiç normal insan yok. Allah'ım millet deliye hasret ben akıllıya." Loren göz kırptı. -"Yalnız fark etmedim sanma sen ikidir bana atasözleri kullanıyorsun. Sen hayırdır ya?" -"Ayy Loren kendine gel. Ne o öyle Murat'ın arkadaşları gibi kaba kaba konuşuyorsun." Loren'in tek kaşı havalandı. -"Murat niye? Hayır neden Murat'tan örnek gösterdin şimdi sen?" -"Çünkü senin bu üslubun ancak onunla örneklendirilebilirdi." -"Murat iyidir iyi. Benim canım ex eniştem." Enişte lafını duyunca Ayser'in sinirleri tekrar zıpladı. -"Bak bir daha enişte dersen seni gebertirim Loren." Onlar didişirken o sırada Bediz'in sesini duydular. -"Ya bu ne böyle? Burada hasta yatıyor hasta. Siz kalkmış hala didişiyorsunuz başımda. Yemin ederim başımı ağrıttınız." İkili hemen Bediz'in üzerine doğru eğildiler sesini duymak için. Zira kısık sesle konuşuyordu. -"Kız sen ne ara uyandın da duydun bizi. Hani narkoz etkisindeydin. Daha o halde sana soru soracaktım ağzından laf alacaktım." -"Ameliyattan çıkınca direk gelmedim odaya. Uyanmam için bir yerde beklettiler beni. " Ayser Loren'in koluna vurdu hafiften. -"Loren sen tam bir cadısın. Hain arkadaşsın. İnsan arkadaşının açığını arar mı? Koynumuzda yılan beslemişiz Bediz." Bediz gülerken Loren dudakların büzdü çocuk gibi. -"Sen bana yılan mı dedin şimdi?" Ayser gözlerini devirdi. Derin bir nefes çekip ofladı. -"Başlama yine vallahi kaldıramam Loren. Sonra yap ne yapacaksan." Loren'in yüzündeki o üzgün ifade gitti yerini sırıtma aldı. -"Tamam." Dedi. O sırada Ayser yanağını okşadı Bediz'in. -"Canım. İyi misin? Ağrın sızın var mı?" -"Yaralarım acıyor biraz." -"Çok doğal. Daha çok taze." Yatakta biraz kendini düzeltmek için hafiften kendini yukarı çekerken yüzünü buruşturdu. Dikişleri acımıştı. Ayser ona yardımcı oldu. -"Ne istiyorsan bana söyle. Kendini zorlama." Öyle de oldu. İki gün boyunca hastanede kaldığı dönemde Ayser sürekli Bediz'in başında beklemiş her şeyde yardımcı olmuştu. Taburcu olacağı gün doktorun evde istirahat vermesi ve yatması gerektiğini belirtmesi Ayser için kırmızı çizgi olmuştu. Zira iş yerinde izin almış ve Bediz'e evde bakma kararı almıştı. Bediz bu sürecin biraz sıkıntılı geçeceğini çok iyi biliyordu. Zira Ayser'in bir anne edasıyla 'onu yapma şunu yeme' diye darlayacağına adı kadar emindi. Eve geldiklerinde Loren'in bir elinde kendisine ait küçük valizle diğer elinde de telefon kulağında biri ile konuşmasına şahit oldu. -"Eve geldik şimdi uzanıyor. Durumu da gayet iyi merak etme." Karşı tarafın söylediklerini dinledikten sonra Loren sırıtarak ona baktı. -"Selamını söylerim. Görüşürüz Tuğrul." Tuğrul ismini duyunca Bediz'in gözleri yerinden çıkacak gibi kocaman oldu. Loren telefonu kapatınca Bediz yanında bulunan yastığı ona fırlattı. -"Tuğrul mu dedin sen az önce." Loren sırıtmaya devam ediyordu. -"Evet." -"Sen ne ara onun telefon numarasını aldın?" -"Hastanede aldım. Seni oraya getirdikten sonra geri gitmesi gerekiyordu. Merak ettiğinden haber almak için telefon numarasını verdi. Giderken bir şey lazım olursa ara dedi kız." Bediz'in gözleri bir anda kısıldı ve yüzünde bir tebessüm oldu. -"Yaa. Beni mi merak etti gamzeli yarim." İki kız onun bu haline kıkırdadı. -"Evet. Çok merak etmiş." Elini uzattı. -"Ver kız arayacağım gamzelimi. Bir teşekkür edeyim değil mi?" Ayser sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırıp iki yana salladı hayır anlamında. -"Hayır." Bediz kaşlarını çattı. -"Aaa. O niye ya? Niye arayamıyorum ben onu?" -"Güzelim çocukcağız merak ettiği için Loren'e iyi niyetle numarasını verdi. Sen onu ara da sürekli çocuğa yürü diye değil. Bu resmen iyi niyetini suistimal etmek olur. Olmaz." Bediz çocuk gibi kollarını göğsünde bağladı. -"Ama ben hastayım. Burada yatak döşek yatıyorum. Şuan benim isteğimi yapman gerekirdi." Ayser güldü. -"Bu onun numarasını sana vereceğimiz anlamına gelmez. İsterse o sana numarasını verir. Ama Loren sana numarayı vermeyecek." -"Ya resmen şuan abisini yengesinden kıskanan görümce modeli gibisin." Ayser kahkaha attı. -"Yalnız varya benden çok iyi görümce olurdu." -"Allah Burak'ın ilerideki eşine sabır versin." -"Dua etsin benim gibi bir görümcesi olacak." Bediz ellerini havaya kaldırdı. -"Görümce görümce görmeyeyim seni ömrümce." Loren ve Bediz gülerken Ayser yüzünü buruşturdu. -"Adı çıkmış bu görümcelerin be. Her şeyde görümce görümce diyip duruyorsunuz." Bediz sırıttı. -"Yok canım ben diğerleri için değil senin için dedim. " -"Hain arkadaş." -"Sen bana hainlik yaparken iyi ama değil mi? Bi gamzelimin numarasını verdirtmedin bana." -"O konu başka. Sonuçta iyi niyetle verdi. Sen ona mesaj atasın diye değil. Ahh garibim senin uyandıktan sonra o numarayı alıp sabah akşam mesaj atacağını bilse verir miydi?" Bediz sahte bir kahkaha attı. -"Aman ne komik. Bir de sapık de istersen bana?" Ayser iki parmağını birbirine az bir mesafe kalacak şekilde birbirine yaklaştırdı. -"Azıcık bir şey demek istiyorum gerçekten ama hastasın üzülme diye demiyorum." -"Aaa bu dememiş halin mi? Sağ ol Allah razı olsun canım arkadaşım benim. Nasıl da beni düşünür." Loren bir kedi gibi Ayser'e yanaştı. Başını onun omzuna yanaştırdı. -"Öyledir benim Ayser'im." Bediz onlara yüzünü buruşturarak baktı. -"Yıldız Tilbe'nin hepinizden nefret ediyorum ama tek başıma da canım sıkılıyor dediği yerdeyim şuan." Ayser ve Loren ona güldü. Ayser ona yaklaştı. -"Bunlar hep narkozun etkisinden. Bu yüzden seni mazur görüyorum. Hadi şimdi yat uyu." -"Bebek miyim ben ya sürekli uyu diyip duruyorsun. Biraz oturayım televizyon izleyeyim." -"Aaaa Bediz yemin ederim bebek gibisin. Tamam istediğini yap ben yemek yapmaya gidiyorum." Loren de odasına giderken Bediz sırıtarak telefonunu eline aldı. Sonunda Ayser'i delirtmeyi başarmıştı. Hesabına girdi. Tuğrul'un hesabına girip mesaj kısmına girdi. Yüzündeki gülümseme eşliğinde mesajını yazmaya başladı. -"Gamzelim. Gözüm gönlüm seni arıyor neredesin sen? Sana bir teşekkür borcum var. Beni alıp hastaneye götürmüşsün, ameliyathane önünde beklemişsin. Bu benim için çok kıymetli. Her şey için çok teşekkür ederim pelerinsiz kahramanım." Mesajı attıktan sonra telefonu yastığının ucuna bıraktı. Canı çok sıkılıyordu. Televizyon açtı izlemeye başladı ama bir gözü de telefondaydı. Acaba mesaj attı mı diye? Atsa telefonun bildirim ışığı yanardı. Yanmıyordu. Umutsuzlukla televizyon izlemeye devam etti. Bir süre sonra telefon çalmaya başlayınca heyecanla telefona döndü. Ama hayır? Beklediği kişi değildi. Arayan:Ex eniştem; -"Efendim Murat." Murat'ın o neşeli sesini duydu. -"Baldızım? Nasılsın iyi misin?" -"İyiyim nasıl olsun? Yatıyorum öyle evde mumya gibi." Murat'ın kahkahasını duydu. -"Kızım o kadar bıçaklandın, ameliyat oldum. Herhalde yatacaksın. Senin şu polis olmasa ne yapardık bilmiyorum." Bediz heyecanlandı. -"Ayy gerçekten mi? Ne yaptı anlatsana. Çok korktu mu?" -"Korkmak ne kelime. Herif mahalleyi inletti Bediz, Bediz diye. Ambulans çağırdılar. Araçlarından bir şeyler getirdi yarana baskı yaptı. Ambulansa seninle beraber bindi. Ameliyattan çıkana kadar bekledi kapıda." -"Canım ya." dedi iç çekerek. -"Sen bana kayınço mu yaptın kız?" Bediz'in başında dönen o bulutlar bir anda dağıldı. -"Evet Murat. Gönlüm razı olmadı senin tek takılmana. O yüzden sana kayınço yapmaya kadar verdim." dedi bıkmış bir vaziyette. -"Canım baldızım. Loren'den umudum yoktu zaten. Aslansın sen. Dile benden ne dilersen. Canın bir şeyler istiyor mu söyle hemen alayım." Bediz'in gözleri parladı. -"Bana verdiğin bu güzel haberler vesilesi ile bana abur cubur alırsan özellikle çikolata. Çok sevinirim." -"Tamamdır baldızım. Biraz sonra bizim çocuklarla gönderirim. Sor bi benim gülüme istediği bir şey var mı?" Korkuyla gözleri büyüdü. -"Bunu sorarsam hem bana alacaklarını eve sokmaz hem de beni seninle konuşuyorum diye döver." Murat güldü. -"Eli maşalı bir hatun sevdik. Olsun bende onu böyle seviyorum. O da anlayacak." Bediz onun hevesini kırmak istemedi. Zira bu konuda Ayser'in kararı kesindi. O yüzden sustu. -"İnşaAllah Murat'cığım." Telefon kapandıktan sonra Bediz telefonu tekrar eski yerine koydu. Oturma odasındaki L koltuğun köşesine yatak yapmıştı Ayser ona. O yüzden rahatça hareket ediyordu. Biraz koltukta kayıp yatar pozisyona geçti. Gözleri televizyondaydı ama ilaçların etkisi ile gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Sonra bir anda cama hafiften vurulması ile gözleri hızla açıldı. Zorlukla doğruldu. Camın önünde Murat'ın arkadaşlarından Veysel vardı. Camı açtı. Veysel elindeki poşeti uzattı. -"Abla Murat abi gönderdi." -"Sağ olsun. Teşekkür ettiğimi söyle." Veysel başını tamam dercesine sallayıp camın önünden uzaklaştı. Elindeki poşetleri sehpanın üzerine bıraktı ve tekrar yatağına yattı. Uyku ağır basmıştı biraz. Gözleri yavaşça kapandı. Uykuya dalacaktı. Yavaş yavaş zihni kayıplara karışırken Loren'in odaya girdiğini ve 'Uyuyor şuan Tuğrul' dediğini duydu. Tabi bu zihninin ona oynadığı oyun da olabilirdi. Emin değildi. Uykunun en güzel anlarında Ayser'in ona seslendiğini duydu. Zorlukla gözlerini araladı. -"Kuzum hadi uyan yemek yiyip ilaçlarını içmen lazım." Başını salladı. Ayser'in yardımı ile oturur pozisyona geçti. -"Önce bir lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayayım." Kalkıp yavaş adımlarla lavaboya gidip ihtiyaçlarını giderdi. Odaya geri döndüğünde Ayser'in sehpanın üzerindeki poşetleri kurcaladığını gördü. Loren ise elinde telefon birşeylere bakıyordu. -"Bunlar ne?" Diye sordu Ayser. -"Ex eniştem yolladı." Gözleri kırmızı boğa görmüş gibi oldu Ayser'in. -"Seni dövmemem için bana bir sebep söyle." Bediz dudaklarını büzdü. -"Çünkü ben yaralıyım, hastayım." -"Sana böyle kıyamayacağımı sanıyorsan çok yanılıyorsun. Ayrıca dudaklarını büzünce çok çirkin oluyorsun." -"Ya insanlar arkadaşlarını över, iltifat eder. Sen sürekli beni gömüyorsun. Bu nasıl iş ben anlamadım." -"Ben öyle yalandan övüp iltifat edemem. Dost dostunun yanlışını görüp söyler. Ne yani şimdi güzel görünüyorsun diyip yalan mı söyleyeyim sana?" -"Evet. Ben belki böyle mutlu oluyorum." -"Şöyle düşün Tuğrul'un karşısında bunu bilmeden yaptığını. Çocukcağız kibarlıktan bir şey diyemez ama içinden de 'bu kız çok çirkin be abi. Ben bu kızdan uzak durayım.' dediğini." Bediz irkildi. -"Bir daha kesinlkle böyle bir şey yapmayacağım." -"Sonunda anladın sevimli olmadığını." -"Ee ama millet hep böyle yapıyor." -"Sen milletin her yaptığını yapmak zorunda mısın?" -"Ayyy Ayser vallahi darladın beni. Tamam yapmıyorum." Bu defaki raundu Ayser kazanmıştı. Sonuç olarak alınan abur cuburlar mutfaktaki zula dolabına istiflendi. Şimdi kucağında tepsi önündeki tabaklardan yemeğini yiyordu. Loren ve Ayser onu yalnız bırakmamak için sehpanın üzerine kurmuşlardı sofrayı. Hep beraber yemek yedikten sonra Bediz ilaçlarını içmiş ve üç kız internetten güzel bir film bulup izlemeye başladılar. Bediz bir sahnede kızın çocuktan mesaj beklediği sahneyi görünce aklına telefonu geldi. Hemen yastığının yanındaki telefonu eline aldı. Beklediği mesaj gelmişti. -"Rica ederim. Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı. İyi misin?" Hemen mesaj yazmaya başladı. -"İyiyim sadece yaram biraz sızlıyor." -"Dikkat et. Daha dikişlerin çok taze. Kaynamadı." -"Ederim. Kabul edersen sana kahve ısmarlamak istiyorum." "Gerçekten gerek yok." -"İçimden geldi kırma beni gamzeli." Bir süre cevap gelmedi. Bediz onun kararsız kaldığını anladı. Sonra o beklediği cevap geldi. -"Tamam. Sen iyileştikten sonra ayarlarız bir gün." Bediz sevincini belli etmemek için büyük bir çaba sarf ediyordu. Zira kızlar bunu duyarsa hele Ayser ona bir sürü laf ederdi. Filmin sonlarına yaklaşırken bir ses duyuldu. Bu ses Murat'ın arabasından yükselen bas sesleriydi. Üç kız ayaklanıp camın önüne geldiler. Murat yanında Veysel ve diğer adını bilmedikleri çocukla yine kapıları önündeydi. -"Gülüm ben geldim yine." Ayser gözlerini devirdi. -"Hoş geldin diyemeyeceğim. Laftan anlamıyorsun çünkü." Murat güldü. -"Sen git dedikçe aslında gel dediğini ben anlayabiliyorum." -"Ah be Murat beni bir tek sen anlıyorsun onu da yanlış anlıyorsun." Ayser'in sitemine karşı Murat göz kırptı ona. -"İyi dinle gülüm." Ve gecenin kapanışı olan ve kızları şoka uğratan o şarkıyı son ses açıp söylemeye başladı. Yaranamadım yavrum yaranamadım. Ne yaptıysa bana dayanamadım. Kaldırdım göbeği bak hoppa. Döktürürsem öyle bana bakma.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE