Giriş
Çocuk elini kel kafasının üstünde gezdirdi. Kafasını kaldırıp havayı tekrar koklarken hafif kokuyu aldı. Gözlerini çevirip kıza baktı. Sandalyenin üstünde ürkekçe bekliyordu kız. Onu bekliyordu. Çocuğun onu kurtarmasını bekliyordu.
Çocuk tekrar kafasını sıvazladı. "Süren dolmak üzere" diyen Sadist'i duyduğunda kalbi korkuyla çarptı. Kızın tarafından inleme sesi geldi. Çocuk tekrar ona baktığında kızın kel kafasını kocaman bir el kavramış sıkıyordu.
Çocuk etrafına baktı. Havayı koklamaya devam etti. Nereden fark ettiklerini bilmiyordu ama yeteneğini öğrenmişlerdi. Çocuk neredeyse her şeyin kokusunu alabiliyordu. Şimdi de Sadist ona koklattığı şeyi bulmasını istiyordu.
Ayakları hareket etti. Havadaki çam ve toprak kokusundan ayırt ettiği hafif kokuyu takip etti. Ağaçların arasına daldı. Onu takip etmediklerini biliyordu. İlerlemeye devam etti. Gövdesi büyük bir ağacın altında durdu. Ağacın etrafında gezerken ağaca yaklaşmış her yerini kokluyordu. Ağacın ortasındaki oyuğu gördü. Elini korkmadan içeri daldırdı. Eli paketi kavradığında zaferle gülümsedi. Vakit kaybetmedi. Paketi alarak Sadiste doğru koşmaya başladı.
Yanına geldiğinde iki eliyle kavradığı beyaz paketi ona uzattı. Memnun bir şekilde gülümseyen Sadist "Sana demiştim, bir Kurt kadar keskin burnu var" diyerek diğer adamla konuştu. İş emri vermediği sürece onlarla konuşmazdı.
Adam "Evet ama geç kaldı" dediğinde çocuğun kalbi korkuyla çarptı. Gözleri kıza çevrildi. Kızda ona ürkek gözlerle bakıyordu ama bunu sadece çocuk fark edebilirdi. Kızın gözlerini okumayı biliyordu.
Sadist "Boş ver zamanla hızlanacaktır" dedi. Adam "Sen öyle diyorsan" dediğinde Sadist çocuğa doğru eğildi. Çocuk Sadistin siyah gözlerine bakarken korkusunu belli etmemeye çalıştı. Aslardan biri olan Sadist, hepsinin korkulu rüyasıydı.
Şimdi ise yüzünde memnun bir sırıtışla ona bakıyordu. "Hadi Kurt'a Kuzu'sunu teslim edelim" diyerek diğer adamla tekrar konuştu. Geri çekilip arkasını dönerek uzaklaşmaya başladığında çocuk kıza döndü. Kız serbest kalmış ona doğru koşmaya başlamıştı. Çocukta kollarını açarak kıza koştu. Birbirlerine sarıldıklarında ikisinin de kalbi yaşadıkları korkuyla hızla çarpıyordu. Kız titrek sesiyle "Teşekkür ederim Kurt" dedi. Çocuk Kurt isminden hoşlandı. Gülümseyerek geri çekilip kızın gözlerine bakarken "Rica ederim Kuzu" dedi.
Kız ve çocuk artık isimsiz değildi. Kurt ve Kuzu'nun hikayesi böyle başlamıştı.