Olaylar silsilesi

2206 Kelimeler
Parka oturdum, cep telefonum ile Ferdi' yi aradım . Çaldı ama beni meşgule aldı. Müsait değildi anlaşılan. Müsait olduğunda geri döneceğini bildiğim için endişelenmedim. Parktaki salıncağı gözüme kestirdim. Sallansam insanlar garipser miydi acaba.? Aman kime ne .? Bu hayat benim.!. Salıncak akşamki yağmurdan biraz ıslanmıştı, hemen köşedeki kantinden bir gazete alıp üzerine serdim ve salıncağa oturdum, hafifçe sallanmaya başladım. Dün geceki rüzgar ve yağmur, bugün yerini hafif bulutlu ve açık bir havaya bırakmıştı. Ara ara , küçük küçük gökkuşağı bile çıkıyordu. Gökkuşağını çok seviyorum. Her zorluğun ardından doğacak olan güneşi hatırlatıyordu bana. Çocukken de her yağmurdan sonra gökyüzüne bakıp ; -" Anne , lütfen gökkuşağı çıksın yine " diye söylenir dururdum. Hatta çıkmadığı zamanlarda ağladığımı bile hatırlıyorum. Çocukken ne de basit şeylere ağlıyormuşuz. Keşke hiç büyümeseydim. Hayatım çizgi film izleyip , oyun oynamakla geçseydi. Ne güzel olurdu. Uzun saçlarım salıncağın zincirini sarmıştı. Saçlarımı topladım. Ferdi hâlâ bana geri dönmemişti. Arayamazsa bile illa mesaj atardı. Artık merak etmeye başlamıştım. Cebimden telefonu çıkarıp tekrar aradım. -" Aradığınız kişiye ulaşılamıyor" diyordu. O an içime bir kurt düştü. Kalbim de sıkışmaya başlamıştı. Az önce meşgule almıştı, telefonunu kapatmış olamazdı. Bana geri dönmeyecek kadar önemli ne işi olabilirdi ki..? diye düşünüyor , içim içimi kemiriyordu. Gökyüzünü izlerken birden ellerimin üşüdüğünü hissettim ve Ferdi' nin avucuma koyduğu bilekliği bileğimden çıkarttım ve iki elimi birleştirip , ovuşturdum. Isınmaya başlamıştım. Artık odama dönme zamanı gelmişti. Ne kadar daha hastanede yatacağım böyle .? Tedaviye evimde ilaçlarla devam edebilirdim. Bu hastalık beni değil ben onu yenecektim ... Salıncaktan kalkıp yavaş adımlarla hastaneye doğru yöneldim. O esnada telefonum çaldı. Telefonu heyecanla cebimden çıkarttım, arayanın Ferdi olduğunu düşünmüştüm. Ama değildi. Arayan kuzenim Merve idi . Sinirle ; -" Efendim Merve..! " demiştim farkında olmadan. Merve ; -" Hey dostum ne bu sinir.! Hastanede olduğunu duyduğum için aradım. İstersen kapatayım." dedi. Derin bir nefes aldım ve -" Kusura bakma sinirim sana değil... " dedim. -" Kime öyleyse.?, sen nasılsın.? Neyin var .? " diye sordu. Telefonda söylemek istememiştim. Çünkü ona Ferdi' den de bahsetmek istiyordum. Hastane girişine doğru yürürken mırıldanarak ; -" Ben hastaneden çıktığımda ziyaretime gelirsen yüzyüze anlatmak istiyorum. Başka bir konu daha var " dedim. -" Tabiki geleceğim şaşkın. Sen yeterki hemen evine dön." dedi. Sesi tuhaf geliyordu . -" Tamam o halde çıktığımda haber veririm " dedim gülümseyerek. -" Benimde sana anlatmam gereken şeyler var Zühre , desteğin gerekiyor " -" Ne konuda .?" -" Telefonda olmaz Zühre " dedi endişeli sesiyle. Cümlelerini zor tutuyor gibiydi. Üzerine gitmedim . -" Anladım, görüşmek üzere " dedim ve telefonu kapattım. O sırada Zehra Hemşire ve arkadaşının nöbeti bitmiş evlerine gitmek üzere Hastaneden çıkıyorlardı. Yanlarına gidip gülümseyerek; -" İyi tatiller "dedim. İkisi birbirine endişeli gözlerle bana bakıyorlardı. Zehra Hemşire ; -" Teşekkürler " deyip arkadaşının koluna girdi. Arkadaşı sanki bana bişey söylecek gibi oldu ama Zehra Hemşire müsaade etmedi. Hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştılar. Bu hallerine anlam verememiştim. Peşlerinden öylece bakakaldım. Odama çıkmak için asansöre bindiğimde asansördeki diğer sağlık çalışanlarının konuşmalarına şahit olmuştum. Aralarında geçen diyolog şöyleydi ; -" Dünkü yağmur ve fırtına da motorla yola çıkacak kadar önemli ne olabilir ki.? " -" Evet , henüz çokta genç . Umarım ayağı iyileşir " diyorlardı. Duyduklarım karşısında şoke olmuştum. Yoksa Ferdi' den mi bahsediyorlardı. Telefonuna da ulaşılamıyordu . Kendime ' Koca şehirde bir tek motor kullanan Ferdî değil ya ' diye teselli veriyordum. Tam ellerindeki kağıttaki isme bakmaya çalışıyordum ki sağlık çalışanları 2.katta indiler. Çabam başarısız olmuştu. Onlar indikten sonra asansör kapanırken bir bayan kapıyı durdurup bindi. Kadının giyiniş tarzı pek hoş değildi. Hayat kadını gibi bir hâli vardı. Şarap kızılı saçları , takma kirpikleri, yeşil farları.. Bu abartılı makyajını kırmızı rujla tamamlamıştı. Üzerinde ip askılı , göğüs dekolteli bir bady. Altında mini bir etek ve siyah file çorabı vardı. Kombinini kırmızı sivri topuklu ayakkabılar ile tamamlamıştı. Kadını baştan aşağı süzerken Kadın ; -" Herkes sizin kadar şanslı doğmuyor küçük hanım " dedi. O anda asansörün kapısı açıldı. Bakışlarımı ondan çekip kaçar adımlara uzaklaştım. Çok ayıp etmiştim kadına. Ama verecek cevabım bile yoktu. Kimse onun durumuna isteyerek gelmek istemezdi. Kim bilir ne derdi vardı. Asansörden indiğim kata şöyle bir bakındım. Oldukça kalabalıktı. Kalabalığın arasından acıyla bağıran bir ses geldi. Tüm kalabalığı dağıtıp sese doğru koşar adımlarla ilerledim.. Ferdi' nin sesine benziyordu. Bir sağa bir sola doğru koşuyordum. Sesin nerden geldiğini bir türlü bulamamıştım. Bir çığlık daha attı. O çığlıkla tüm acıyı iliklerimde hissettim. Ses pansuman odasından geliyor olabilirdi. Yönlendirici tabelaları takip edip pansuman odasının önüne geldim. Nefes nefese kalmıştım. Odaya geldiğimde ses kesilmişti. İçeriden çıkacak olan hastayı beklemeliydim. İçimden odadan onun çıkmaması için dua ediyordum. Bu sırada salıncakta ısınmak için elime aldığım bilekliğimin hala avucumda olduğunu fark ettim. Sımsıkı tutuyordum onu. Koklayıp , öpüp bileğime geri taktım. Kapı açıldı. Maalesef odadan çıkan Ferdi idi . Hislerim beni yine yanıltmamıştı. Ama yanılıyor olmayı çok isterdim. Hemen ellerini tutup ; -" Ferdi... ! " dedim. Gözlerimden akan yaşlara da engel olamıyordum. Onu o hâlde, acı içinde görmek canımı çok yakmıştı. Ferdi şaşkınlığını gizleyemiyordu. Gözlerini açıp şaşkınlıkla bakarken ağzı da açık kalmıştı. Dudakları kurumuş ve kızarmıştı. Elini elimin üzerine koyup ; -" Hafif bir kaza geçirdim ama iyiyim sevgilim " dedi. Yanında arkadaşı vardı . Beni arkadaşı ile tanıştırdı. -" Bak Gökhan sana bahsettiğim hayat arkadaşım Zühre " dedi. Gökhan orta boylu, kumral , tombul biriydi. Bana dönüp ; -" Tanıştığıma memnun oldum Zühre " dedi. Ve ekledi ; "Demek Ferdi' yi o saatte , ve o fırtına da motorla yanına getiren kız sensin" dedi. Ferdi lafa girdi ; -" Hayır oğlum o beni çağırmadı ben kendim geldim . Olacağı varmış oldu. Merak etme motorunun masrafları bana ait dedi. " Kızmıştı Gökhan ' a. Ben üzgün bir şekilde Ferdi' nin ellerini okşuyordum. Ferdi Gökhan' a ; -" Bizi biraz yalnız bırakır mısın.? " dedi. Aynı zamanda da gözleri ile kapıyı işaret ediyordu. -" Tabii , siz keyfinize bakın " dedi ve odadan çıktı Gökhan. Ferdi başımı omzuna doğru çekip , saçlarımı okşamaya başladı. -" Ah o Zehra Hemşire..! Seni görürse söylememesi için tembih etmiştim. Siz kadınlar hiç ağzınızı sıkı tutamazsınız öyle değil mi.? " dedi. İşte o an anlamıştım neden Zehra Hemşire' nin benden kaçar gibi uzaklaştığını.. -" Hayır aşkım. Zehra Hemşire' nin günahını alıyorsun. Ondan öğrenmedim. " dedim. -" Peki ya nasıl buldun beni .? " Diye sordu şaşkınlıkla. -" 6. Hislerimin kuvvetli olduğunu söylemiştim. " Dedim gülümseyerek ve ona nasıl ulaştığımı anlattım. -" Gerçekten de kuvvetliymiş " dedi gülerek. Sağ Bacağı kırılmıştı. Ama yüzü gülüyordu. Bu beni sevindirdi. Ferdi' ye ; -" Şimdi anlatma sırası sende başla bakalım , kaza nasıl oldu.? Umarım o fırtına da hız yapmamışsındır . " Dedim Ferdi gülümseyerek; -" Ne olacak aşkım, aklımı başımdan aldın Olanlar oldu " dedi. Şaka yaptığını anlamıştım. Kendine gelmesi onu çimdikledim. Etini fazlaca sıkmış olmalıyım ki ; -" Ahhh ! Tamam, tamam. Anlatıyorum dedi ve ekledi. -" Aşkım inan benim bir ihmalim söz konusu değil. Ters yöne girmek isteyen bir ahmak çarptı bana. Ama merak etme iyileştiğimde ondan bunun acısını çıkartacağım." dedi. Ferdi' yi ilk kez bu kadar sert ve öfkeli görüyordum. Canı acıyor ve buna sebep olanların da canını acıtmak istiyordu. Onu sakinleştirmeliydim. Karşı taraftan biri duyarsa olay büyüyebilirdi. İşaret parmağımı dudağıma değdirerek Ferdi' ye sus işareti yaptım ve ; -" Şissssstt sakın ol aşkım. Emin ol onlarda böyle olsun istemezlerdi , kim bile isteye birinin canını acıtmak ister ki.?"dedim Söylediklerimi umursamaz şekilde başını salladı. Ve -" Hı hı tabi . Onu boşver de sen Doktorun ile görüştün mü.?" dedi ellerini birbirine kenetleyip . Ferdi' nin durumu böyleyken ona hastalığımdan bahsedemezdim. Hemen bir bahane bulmalıydım. Gözlerimin içine bakıyor, cevabımı bekliyordu. Gözlerimi ondan kaçırarak ; -" Basit bir tansiyon meselesi " işte aşkım diyenildim. -" Peki canım benim. Öyle olsun " dedi . İnandığını umuyordum. Bu sorusuyla odama çıkma vaktinin geldiğini tekrar hatırladım. -" Ailem beni merak eder, sadece hava almaya diye çıkmıştım, odama dönmeliyim. Seni çok ama çok seviyorum " dedim. Ve kaşlarımı çatarak ; " Cep telefonunu açarsan eğer birbirinizden haberdar olabiliriz " dedim. Elimi okşayarak ; -" Tabi meleğim, merak etme bundan sonra bana her istediğinde ulaşabileceksin " dedi Yanağına bir buse kondurup. Bilekliğimi gösterdim ve ; -" Zaten her zaman seni yanımda hissediyorum , hep kalbimdesin." diyerek odadan ayrıldım. Şimdi odama gitmeliydim. Ferdi' nin yanında ne kadar vakit harcadığımı bilmiyordum bile. Umarım ben yokken doktor bey kontrole gelmemiştir. Asansöre bindim , asansörde dokturum ile karşılaştık. Bugün dünden farklı olarak kırmızı gözlüklerini takmıştı. Kıravatını da gözlükleri ile kombinleyip kırmızı seçmişti. Oldukça şık gözüküyordu. Bana hafif bir sitemle ; -" Nereden böyle küçük hanım " dedi. -" Şeeeey hava almaya çıkmıştım da" dedim büzülerek. Doktor Bey gülümseyerek ; -" Peki o hâlde , odana geçip kontrolünü yapalım. Bakalım temiz hava ne kadar iyi gelmiş sana.? " dedi. -"Tabi Doktor bey" dedim. Asansörden iner inmez odama doğru hızlı adımlarla yürüdüm. Doktor bey de Servisin başındaki odadan kontrole başlamıştı. Odama girer girmez lavaboya girdim. Kendime çekidüzen vermeliydim ki iyi olduğunu görüp beni taburcu etsin. Annem kapıdan ; -" Neredesin bunca zamandır , seni ne kadar merak ettiğimizi biliyor musun.? " diye söyleniyordu. Ben ise dağınık olan saçlarımı toplayıp at kuyruğu şeklinde bağladım. Ardından musluğu açıp soğuk suyla önce ellerimi yıkayıp, sonra da yüzüme su çarptım. Annemin dediklerini duymuyordum adeta. Benim fikrimin onlar tarafından hiç bir önemi yoktu. Artık bende onlara öyle davranacaktım. Lavabodan çıktım. Pencere kenarına doğru yöneldim. Annem hala söyleniyordu. Odamın manzarası mezarlıktı . Çok manidar değil mi ama.? Mezarlığa doğru bakıp, herşeyin ne de boş olduğunu bir kez daha anladım. O sırada odama giren Doktor Bey'in sesiyle irkildim ; -" Çok iyi görünüyorsunuz Hanım efendi " dedi gülümseyerek. -" Teşekkürler", diye yanıt verdim. Benimle beraber mezarlığa bakıp ; -" İşte tüm sorunların bittiği yer..! " dedi. Ve gözlüğünü yakasından alıp, gözüne taktı, elindeki dosyayı okumaya başladı. -" Birkaç test daha gerekiyor. Sonra duruma göre ilaç tedavisine başlayacağız " dedi. Telaşla ; -" Tabi hemen vereyim , ne zaman çıkar sonuçlar .? Bu gece evimde uyumak istiyorum " dedim. Doktor Bey sorumu yanıtsız bıraktı ve odadan çıktı. Anlaşılan bu gece de buradaydım. En iyisi Merve' yi arayayım da vakit geçsin diye düşündüm. Annem de söylenmeyi kesmişti. -" Kantine gideceğim birşey ister misin .? diye sordu.; -" Çikolata " dedim sevimli bir kız çocuğu gibi. -" Tamam " diyerek odadan ayrıldı annem. Annem odadan çıkar çıkmaz Merve'yi aradım. Kendim şuan derdimi anlatamasam da , onun derdini dinleyebilirdim. -" Efendim kuzum " dedi buruk bir sesle , ağlıyor gibiydi. -" Canım iyi misin .? " diye sordum endişeyle. Haykırarak ağlamaya başladı ; -" Kendimi kullanılmış gibi hissediyorum Zühre " dedi , ağlamaya devam ediyordu. -" Ayrıldınız mı yoksa.? " -" Hayır herşey güzel gidiyor ama ben bir hata yaptım..! " -" Nasıl.? Ne tür bir hatadan bahsediyorsun." dedim şaşkınlıkla. Aklıma gelen şey olmasından korkmuştum. Merve öyle bir kız değildi. Yapmış olamazdı. Ağlamaktan konuşamıyordu. Sakinleşmesini bekledim. -"Merve' ciğim kendine gel, lütfen. Bu hayatta hata yapmamak mümkün değil. Her sorunun bir çözümü var elbette. Derdini anlatırsan çözümü için yardımcı olabilirim." dedim. Burnunu çekerek ; -" Bunun geri dönüşü yok " dedi. İşte o an adım gibi emindim. Sevgilisi ile birlikte olduğuna.Ama anlatmasını bekledim. Yutkundu ve fısıldayarak ; -" Furkan' la beraber olduk" dedi. Aklıma Ferdi ile ilk buluşmaya giderken dinlediğim haber gelmişti. Aylarca hatta yıllarca birlikte olmayı başaramayan evli kadınlar vardı. Nasıl yapmıştı..? Yıllardır koruduğu bekaretini biranda nasıl teslim etmişti ona. Sormaya çekindim tabiki. Ama Merve anlatmaktan çekinmiyordu. -" Furkan ailesi ile tanışmamı istedi. Bende kırmadım kabul ettim. Ailesiyle tanışacağım için heyecanlanmıştım. Arabasına binip evin yolunu tuttuk. Yolda son ses müzik açıp , beraber şarkılar söyleyerek yola devam ediyorduk. Bir eliyle elimi tutuyor, diğer eliyle direksiyonu tutuyordu. Arada elimi öpmeyi de ihmal etmiyordu. Bu halleri beni göklere çıkarmaya yetmişti bile. " dedi. Sözlerine ara verip hıçkırarak ağlamaya devam etti. Onu teselli edecek hiç bir cümle kuramıyordum. Ne diyebilirdim ki.? , Herşey olup bitmişti bile. Kuracağım hiçbir cümlenin bir etkisi olmayacaktı. -" Eve gittiğinizde annesi evde değil miydi yoksa.? " Diye sordum.. Eğer öyleyse sevgilisi Furkan bunu önceden planlamıştı. -" Annesi evdeydi , ama tanıştıktan sonra bizi yalnız bıraktı. " -" Yalnız mi bıraktı ? "dedim şaşkınlıkla. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu insanlar. Bir anne nasıl oğlunu bir kızla başbaşa bırakabilirdi . Onunda kızı olabilirdi. Belki de annesi diye tanıştırdığı kişi gerçekten annesi değildi. Hepsi bir oyunun parçası olabilirdi. Dünya ne kötü bir yer böyle. Merve anlatmaya devam ediyordu. -" Eve girdik annesi ile tanıştım. Annesi orta yaşlıydı. Kısa boylu , siyah saçlıydı, saçlarını topuz yapmıştı. Hafifte bir makyajı vardı. Birkaç sohbet ettikten sonra heyecanım biraz daha azalmıştı. Rahatlamıştım.Çaylarımızı servis etti. Çaylarımızı içerken telefonu çaldı. ' Hemen geliyorum ' dedi ve çıktı. Çıkarken bize de hemen döneceğini söylemişti ama hemen dönmedi. " -" Sonra nasıl oldu peki nasıl kolayca teslim ettim kendini.? Kolay mıydı.? -" Herşey biranda gelişti annesinin çıkmasından bir süre sonra Furkan elini omzuma attı ve boynumdan öptü, içim titremişti. Sonra dudaklarımız birleşti. Sonrası malum işte herşey biranda oldu. " dedi Aklımdaki tek soru canının yanıp yanmadığıydı. Ama bunu sormaya çekiniyordum. -" Çok utanıyorum, ailemin yüzüne bakamıyorum , çok kötü durumdayım" diyerek ağlamaya devam etti. Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Onu rahatlatmak için ; -" Zaten birbirinizi seviyorsunuz , evlenirsiniz. Kimse de birşey bilmez." dedim. -"Evlenmek öyle kolay değil işte " dedi ve fısıldayarak ; " Şimdi kapatmam gerekiyor sonra konuşalım "diye ekledi. -" Tabiki üzülme sakın. " dedim. Görüşmeyi sonlardık. Yatağımdan kalkıp pencere kenarına doğru ilerledim ve odamın manzarası olan mezarlığı seyretmeye başladım.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE