2. BÖLÜM

1096 Kelimeler
Almila sinirle evin içinde dolaşırken bu olayı neden bu kadar kafasına taktığını düşünmeden edemiyordu. Alt tarafı tanımadığı kaba bir adam kendisine 'Yazma!' demişti. Üstelik kaba bir şekilde. Bu sinir harbi ancak çalışarak geçebilirdi. İstediği ruhu yakaladığını düşünerek koşar adımlarla resim odasına geçti. Paletini aldı ve kurumaya başlamış boyalardan fırçasına aldı. İçinden kan çizmek geldi. Kırmızı boyanın en koyu hâlini tuvale yansıtarak damlayan kan taneleri boyadı. Kimi büyük kimi küçüktü. Daha sonra da üst kısma kanlı bir bıçak çizdi. Kanlar bıçağın üzerinden sızıyor gibi duruyordu. Uzaklaştı, derin bir nefes aldı ve tabloya baktı. Bu onu rahatlatmıştı, genişçe gülerek güçlü bir kahkaha attı. İstediği olmuştu, eğer ilham buysa gelmişti. Bembeyaz tuvalde kanlı bıçak havada duruyordu. İçini doldurması şarttı. O adama yazacaktı, bundan nefret etse de yazacaktı. Aylardır, fırça kıpırdatmayan elleri açılmıştı. Duvardaki gotik saate baktı. Odasındaki her şeyin farklı bir havası vardı. Saat bire geliyordu ve henüz kahvaltı bile yapmamıştı. İçi öyle rahattı ki, şimdi dışarı çıkabilirdi. Şahsi telefonunu alarak Samet'i aradı. Samet onun hem en yakın arkadaşı hem de menajeriydi. Aynı zamanda birçok ünlünün de menajerliğini yapıyordu. Birkaç çalmanın sonunda telefon açıldı. "Güzelim." Samet'in sesi oldukça enerjik geliyordu. "Boştaysan Nil'in oraya gel anlatacaklarım var." "Sen iste yeter ki bebeğim hemen geçiyorum." Samet telefonu kapatıp cebine koyduktan sonra çok tan yola koyulurken Almila da üzerini giyinerek çıktı. Sahile doğru geçip yürümeye başladı. İş telefonu çantasındaydı. Cebinden şahsi telefonunu çıkardı ve mesaj bölümüne girdi. Almila; Yazacağım! Telefonu kapatıp daha cebine koymadan ileti sesi duyuldu. İlham; Bela olacağım diyorsun yani? Almila; Şimdilik öyle görünüyor. İlham; Bela sevmem Küçük. Ama dersen ki ben bela severim. Uğraşırım seninle. Yazmaman hayrına olur. Almila; Birincisi küçük olduğumu da nereden çıkardın? İkincisi Sen beni tehdit mi ediyorsun? İlham; Böyle üçüncü sınıf numaraları, ergenliğini tamamlamamış küçük kızlar yapar. Almila; Sıkıntı yok abi derim ben de sana. İlham; Yaş kaç 06 filan mı? Almila; On üç. İlham; Başımı belaya sokacaksın. Bence aranma, biri sana düşer sonra belaya sokarsın insanların başını. Almila; Profildeki resmi de mi görmüyorsun? Hadi numaramı kaydet de bak profilime. İlham; İşim var, bi sal beni. İlham çevrimdışı. Almila; Birazdan gelir iplerini çözerim. Sahi, sizin barınak neredeydi? Görülmedi. Almila Bay İlham'ın üzerinde topuklu ayakkabıları ile tepinme isteğini bastırarak telefonunu cebine koydu. Ardından biraz daha yürüyerek sahil kenarındaki lüks restorana girdi. Girişte, beklemeden duran kız "Hoş geldiniz Almila Hanım." genişçe gülmüştü. "Hoş buldum. Samet geldi mi?" "Geldi, Nil Hanım ile sahil kısmındalar." "Teşekkür ederim." Kıza gülümsedi ve iskeleye doğru yürüdü. Gülerek muhabbet eden Nil ve Samet'in yanına geldi. "Selam." Yüzünde içten bir gülümseme vardı. Samet, "Ben eğer bu gülümsemeyi tanıyorsam ya âşık olmuş ya da gıcıklığından bıkan ilham perileri geri gelmiş." dedi. "İlham güzel yerden geldi." dedi ve telefonunu cebinden çıkararak masanın üzerine koydu. O sırada iş telefonu çaldı. Numara tanıdık değildi, hızlıca Samet'e uzattı. "Efendim." "Almila Hanım'ı aramıştım." Kibar bir kadın sesiydi. "Ben menajeriyim, buyurun." "Kendisi ile konuşmak istemiştik. Sizi arama fırsatımız olmadı." "Bir dahaki sefer beni ararsınız. Konu neydi?" Samet kibarca bu işlere ben bakıyorum demek istemişti. Almila ise bu hattı gelen gereksiz aramalar için mecbur tutuyordu. "Merhabalar ben BİGA'dan Selen. Gelecek ay Antalya'da dünyanın her yerinden gelecek iş insanları için bir mezat yapılacak. Kurul, Almila Hanım'dan tablo istiyor. Eğer ilgilenirse üç tablo istiyoruz. Cevabınız olumsuz olursa Ressam Kız ile anlaşacağız. Önceliğimiz sizsiniz. Bize iki gün içinde dönüş sağlarsanız memnun olurum." "Ben kendisi ile konuşup size döneceğim." Samet telefonu kapattıktan sonra Almila'ya kadının teklifini sundu. Almila daha bir şey demeden Nil "Sırf o kıza işi vermesinler diye kabul eder benden demesi." dedi. "Görülmemiş bir şey yapmam lazım. Şu an o cesaretim yok. Sabah bir delilik geldi ve başladım ama düşünmek için iki gün az." Samet başını olumsuz anlamda sallarken "Kabul etmediğin an o kız balıklama işin üstüne atlar" dedi. Almila kederli bir şekilde başını denizden tarafa çevirdi. O sırada şahsi telefonunun mesaj sesi duyuldu. Üçü de aynı anda bakışlarını ekrana çevirdi. Ekranda büyük harflerle İlham yazıyordu. Nil "İlham mı?" diye sordu. Samet ise "İlham da kim? İlhami olmasın." diyerek gülümsedi. "İşte beklenilen ilham da geldi." Ufak bir kahkaha attı ardından telefonu eline aldı ve gülümseyerek ekranı açtı. Dalgalı kumral saçlarını boştaki eli ile geriye attı. O mesajı okurken Nil ve Samet de ekrana doğru eğildi. İlham; Sen kimsin ya? Barınakmış, hiç adabı muaşeret görmedin mi? Almila; Yalan mı yani? Sen demedin mi beni sal diye. İlham; Bana bak Küçük akşamında kim olduğunu bulur, evinden aldırırım seni. Sonra anana babana hesap vermek zorunda kalırsın. Almila; Hiç sanmıyorum. Almila gizli olan bilgilerine güveniyordu. Belli ki Bay İlham onu korkutmak istiyordu. İlham; Neyine güveniyorsun anlamadım ki. Almila bu mesaja cevap vermeyerek çevrim dışı oldu. Hep o mu çevrimdışı olacaktı. Almila'nın telefonu masaya koymasıyla Samet "Doğrudan bir adamla yazışıyorsun." dedi. "Öyle oldu, ilham kaynağım belli oldu. Beni deli ettiği hâlde yazıyorum. Sert fırça darbeleri yıllardır aradığım şeymiş. Bu tablolar bambaşka olacak tabi Bay İlham beni engellemezse." Nil "Sen dua et de atam yalnızca seni engellesin. Polise giderse o çok kıymetli tablolarını biraz zor satarsın." dedi ve göz kırptı. "Bu senin hiç tarzın değil. Yılışık kızlardan hoşlanmazsın bile. Hele birine telefondan kur yapmak. İnanamıyorum durum o kadar vahim mi?" "Samet!" "Tamam ya kızma." "Nil, daha kahvaltı bile yapmadım. Bana şöyle güzel bir şeyler söyle de beynime oksijen gitsin." Nil masaya servis açılmasını isterken Almila ne yazsam diye düşünüyordu. *** Almila eve dönerken saat akşam beşe geliyordu. Uzun bir muhabbet eşliğinde saatlerce konuştuktan sonra evin yolunu tuttu. Geldiği gibi sahil boyu yürürken insanları gözlemledi. Kimisi akşam yürüyüşüne köpeğiyle çıkmış, kimi kendi hâlinde koşuyor, kimi de banklarda oturmuş denizi izliyordu. Yürüdüğü yere yakın bir bankın boşaldığını gördü ve yavaşça banka oturdu. Sessizce karşı yakayı izlemeye koyuldu. Çantasından kulaklıklarını çıkarıp müzik dinlemeye koyulurken telefonunu aldı ve mesaj bölümüne girdi. İlham isminin yanındaki kutucukta resim çıkmıştı. Almila gülümseyerek resme tıkladığında hayal kırıklığına uğradı. Resimde beyaz bir kurt vardı. Almila; Demek profil resmime bakmak için numaramı kaydettin. Sevdim bunu. Sen de resimde bayağı ciddi çıkmışsın. Yazıyor... Sabırsızca karşıdan gelecek mesajı beklemeye başladı. Mesaj bir türlü gelmek bilmiyordu. Hayat hikâyesini yazıyor olmalıydı. Almila; Bu kadar uzun sürdüğüne göre, sokacak laf arıyorsun. Çok düşünme be. Yazıyor kısmı durdu ardından tekrar yazıyor... göründü. İlham; On yaş altına laf sokmak için çaba sarf etmem, ayrıca beyaz kurtlar asil hayvanlardır. Bağlanmazlar. Almila; İplerimi çözemezsin diyorsun yani? İlham; Bunu deneyemezsin bile. Almila; Konuya bak, nereye geldi. Adam vahşi bir hayvan olduğunu resmen kabul etti. İlham; Bak Mila, seni birinin tuttuğuna gerçekten eminim. Hadi bana o ismi ver. Bu kadar şaka gerçekten yeter. O ismi öğrenmek istemesem bu kadar muhatap olmayacağım seninle. Almila; Densiz! Ben seni adam yerine koyup muhatap oldum da... Almila Yazıyor... yazısını görse de ekranı kapatıp telefonu cebine attı. Yerinden kalktı ve gıcık olmuş bir şekilde yürümeye başladı.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE