Suskun Asker [Mahallede Aşk 2]

Suskun Asker [Mahallede Aşk 2]

book_age18+
155.9K
TAKİP ET
816.4K
OKU
contract marriage
family
HE
second chance
sweet
bxg
kicking
soldier
war
musclebear
love at the first sight
surrender
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Kıdemli Yüzbaşı Ortaç Suskun ; nam'ı diğer Suskun Asker ve TSK'nın göz bebeği. Silah arkadaşı kollarında şehit olunca en iyilerden Özel Tim kurup arkadaşının intikamını almaya yemin etmiştir.. Sayısız operasyon ve görevleri başarıyla yerine getirmiştir. Az konuşup az gülen vatan ve görev aşığı sert, yakışıklı, tehlikeli asker..

Sahra Aydemir ; ailesini soba zehirlenmesinde kaybetmiş ve teyzesiyle yaşamaya başlamıştır. Bildiği ve yaptığı tek iş kuaförlüktür. Takıntılı ve sapık aşığı yüzünden teyzesinin yanından ayrılıp yeni bir şehirde yaşamaya karar verir. Tüm olaylar bu karar ve kaçışla başlar..

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1.Bölüm "İlk Karşılaşma"
1.Bölüm: “İlk Karşılaşma” Sahra Aydemir… “Sahraaa, Sahraaa uyan kızım hadi lütfen” Yatağımın içinde omzumdan hafifce sarsılmam ve adımın söylenmesi ile gözlerimi açtım. Teyzemi gördüm. “Teyze ne oldu, ne çabuk sabah oldu böyle?” “Kızım başımız dertte, sabah olmadı lütfen bi uyanıp kendine gel. Konuşmalıyız…” Yatakta hemen doğruldum ve gerçekten daha sabah olmamıştı. Genleşip kendime geldim biraz. “Teyzem ne oldu? Neden bu saatte uyandırdın beni?” Teyzem ayakta karşımda duruyordu, ışık açıktı. Göz göze geldik. “İsmail yolda geliyor ve o gelmeden senin gitmen lazım.” “Hiii” diye içimi çektim… “Hayır teyze olamaz. Hani kendine yeni bir hayat kurmuştu? Hani Amerika tam ona göreydi? Gelmeyecekti, kurtulmuştum.” “Anladığım kadarıyla oralarda bi haltlar karıştırmış. Ne olduğunu bilmiyorum. Ortaya çıkmadan buraya gelmeye karar verdi. Babasıyla konuşurken duydum. Eniştene bir güzel içirdim sızdı. Hadi kızım acele et. Hemen çık git buralardan. Gidebildiğin kadar uzağa git.” “Teyze sen ne olacaksın? Eniştem anlarsa?” “Anlamaz benim de içtiğimi sanıyor. İkimiz de içip sızdık. Sen bizim bu durumumuzdan faydalandın ve evden kaçtın tamam mı?” “Tamam teyze tamam, hemen hazırlanıyorum. Yanıma bir kaç parça bir şey alıp Derya ablaya geçerim.” “Kızım saçmalama! İsmail'in ilk bakacağı yer orası. Bak ben hazırladım eşyalarını,” deyip kenara çekildi. İki valiz bir sırt çantası duruyordu kapının yanında. Kendime daha iyi gelebilmek adına kalkıp elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım. Odaya geldiğimde yatağın üzerine teyzem kıyafet ayarlamıştı. Siyah pantolon siyah badi ve siyah kapşonlu sweatim vardı. Hızlıca giyindim. “Saçlarını topla. Şu şapkayı tak, üzerine de kapşonunu geçir. Kadın olduğun belli olmasın.” Sarı saçlarımı toplayıp şapkanın altına sıkıştırdım. Kapüşonu da üzerinden geçirdim. Teyzem beyaz bi zarf uzattı. “Tüm birikimin burda kızım. Emniyetli bi yere koy, sakın çaldırma. Bu gece bu Afyon sınırından çıkıyorsun. Sakın arkadaşlarına gidip kalmayı aklından bile geçirme. Çünkü bu defa karşımızda yirmili yaşlarda kandırabileceğimiz İsmail yok. Koruyamam o sapıktan seni. Bundan sonra sen kendini koruyacaksın. Uzaklara git.” “Teyze nereye gideceğim!!” “Kalbin nereye derse oraya git. Yol boyunca düşün. Afyon'la en alakasız yer neresi ise oraya git. Kurtar kendini kızım.” Sarıldım, teyzem olmasa bu İsmail denen sapık bana defalarca zorla sahip olacaktı. Teyzem kurtardı beni ondan. Eniştemin tek çocuğu, teyzemin üvey oğlu.. Aynı evde yaşadık tam beş sene ve o beş sene boyunca beni taciz etti. Zor bela korkarak teyzeme anlattım. Şükürler olsun bana inandı teyzem ve sürekli korudu beni İsmail sapığından… “Teyze aklım sende kalacak.” “Kalmasın sakın. Ben bunları idare ederim. Zaten önce Amerika’da yediği haltın derdine düşerler. Seni aramaya ne zaman başlar bilmiyorum ama o zamana kadar sen çoktan uzaklara gitmiş olursun. Sana güveniyorum kızım, yaparsın sen.” “Tamam teyze hallederim.. Uzaklara gidip beni bulamayacakları bir yerde hayatıma devam edeceğim.” “Al bunları da yanında bulunsun,” deyip kolundaki iki bileziği çıkarıp benim koluma taktı ve yukarı doğru sıkıştırıp görünmesin diye üzerini kıyafetimle kapattı. “Teyze bunlar senin. Eniştem anlarsa bunlar yüzünden çok döver seni. Birikimim yeter bana.” “Bunları da sen aldın zaten. Parası senden çıktı hep. Dövemez sonuçta içip sızdım, aklım başımda değildi. Bir şey yapamaz, beni merak etme sen. Kendi başının çaresine bak.” “Hakkını helal et teyzem. Sen olmasan ben ne halde olurdum Allah bilir…” “Yerden göğe kadar hakkım helal sana canım kızım. Sahrammm, asıl sen olmasan ben yapayalnız kalacaktım bu hayatta. Bana yaren oldun, dost oldun, sırdaşım oldun benim. Evlat hasretimi seninle bastırdım. Asıl sen olmasan benim halim ne olurdu, Allah bilir…” Teyzemin çocuğu olmuyordu. Zaten eniştem de o yüzden evlenmişti teyzemle zamanında. Karısı kanserden ölmüş, teyzemle evlenmişti. İkisinin de ikinci evliliği. Teyzemin ilk evliliği çocuğu olmadığı için bitmişti. Enişteme bunu söylediğinde “Bende bir erkek çocuğu var, on taneye bedel. Zaten başka çocuk istemiyorum ben,” deyip sorun etmemişti. O zamanlar yaramaz diye böyle söylüyor sanmış bizimkiler ama meğerse tam bir baş belası psikopatın tekiymiş… Sırt çantamı taktım. Valizleri aldım elime sessizce ve kapıya doğru geldim. “Sahra, telefonunu eve bırak. Takip edilmesin.” “Ama sana ulaşmam gerekirse?” Eski küçük tuşlu telefonu uzattı bana. “Gece şarja taktım, bu benim emektar. Kart alıp tak içine.” Sonra bir kağıt uzattı ve konuşmaya devam etti: “Burda da acil durum olursa diye aramak istersen Derya ve benim numaram yazılı… Panik yapıp unutursun, ne olur ne olmaz kağıda yazdım.” “Teyze sen bu kadar planı yaparken ben ne yapıyordum?” “Yorgunluktan baygın yatıyordun. İzlediğimiz filmler işe yaradı. Bu telefonlar takip edilmiyormuş. Bununla idare et biraz,” deyip zoraki güldü. Tekrar sıkı sıkı sarıldım ona çıkmadan önce… “Kendine dikkat et. Belki bir mucize olur sen de gelirsin yanıma…” “Sanmıyorum ama yine de aklımda bulunsun,” deyince gözlerimizden yaş geliyordu ama gülümsedik yine de... Sonra iki valiz ve bir sırt çantası ile 12 senedir yaşadığım bu evden sessizce gecenin karanlığında çıkıp gittim, ardımda gözü yaşlı biricik teyzemi bırakıp… 12 yaşımda ailemi soba zehirlenmesinden kaybedince teyzemin yanına gelmiştim. 24 yaşımda arkama bile bakmadan kaçarak çıkıyordum bu evden çünkü teyzemin üvey oğlu bana hayatımı zehir etmişti. Yine edecekti. O gelmeden benim gitmem lazımdı… Hızlı hızlı yürüyüp ezbere bildiğim bu sokaklardan belki de son kez geçtim. Doğup büyüdüğüm ve çok sevdiğim memleketim Afyon'da artık bana yer yoktu. İki sokak ilerledim ve çok nadir kullandığım taksi durağına geldim. Tamamen siyah giyinmiştim ve kadın olduğum belli değildi. Kamera varsa da benim ben olduğumu anlamazlardı. Bir tane taksi vardı durakta. Durağın camını tıklatıp arabanın yanına geçtim tekrar. Şoför abi kalkıp geldi ve kapıları açtı, bindim. O da binince ‘Otobüs terminali’ dedim. Camdan son kez izliyordum dışarıyı. Buralara ancak İsmail ölürse yeniden dönerim… Terminale gelince taksi ücretini ödeyip valizleri alıp indim. İçeri girdim, etrafıma baktım… Eeee ben nereye gidecektim şimdi? Elimi yüzümü bir kere daha yıkasam iyi olacak sanırım. Kadınlar tuvaletine geçtim ve lavaboyu kullandım. Sonra çıkıp elimi yüzümü yıkadım. O sırada benim yaşlarımda iki genç kız daha girdi. Karşılıklı konuşup kendilerine çeki düzen veriyorlardı. “Ayyy Habibe hâlâ inanmıyorum atandık ve göreve gidiyoruz. Resmen hemşire oluyoruz!” “Ben de canım ben de inanamıyorum ve çok mutluyum ama Serpil için üzgünüm. Taaa Kars'a çıkmış onun tayini. Türkiye'nin en doğusu. Az daha gitmek istesen Ermenistan sınırı…” Kars, Türkiye'nin en doğusu. Çok uzak.. Sanırım gideceğim yeri buldum. “Evet üzüldüm. Orası da bizim vatanımız ama ailesinden çok uzak olacak. Ona daha fazla üzülüyorum aslında.” “İyi ki bana Antalya çıktı. Merkez ilçe köy farketmez en azından sıcak memleket.” O sırada ben konuşmaya dahil oldum. “Merhaba, konuşmalarınızı duydum. Hayırlı olsun atanmışsınız. Sizden bir konuda yardımcı olmanızı rica edebilir miyim?” dedim ve kızlara durumumdan bahsettim. “Sapık üvey kuzenimden kaçıyorum. Beni bulmaması gerekiyor,” diye başladım cümleme ve yardımcı olmalarını rica ettim. Tabi ki işin içinde taciz olunca hemen yardımcı olmayı kabul ettiler. Benim adıma benim kimliğimle Antalya'ya bilet aldı kızlardan biri. Bende o kızın adına Kars'a bilet aldım. Sonra değiştirdik biletlerimizi. Resmi kayıtta Antalya'ya gidiyorum gibi ama başka isimle şuan Kars yolcusuyum… Yola çıkmadan terminal içindeki telefon bayisinden adı Habibe olan kıza da hat aldırdım. Herhangi bir sorun olursa diye bu yeni hattın numarasını kıza verdim. Bana ulaşsın istedim çünkü benim yüzümden mağdur olmasını istemedim.. Zaten en fazla bir ay kullanıp sonra değiştiririm dedim. Çok yardımcı oldu iki bayan da bana. Umarım işim hep böyle rast gider… Sonra yeni hayatıma ilk adımı attım ve bindim otobüse... Kendi telefonum olsa biraz Kars neresi, nasıl bi yer araştırırdım ancak bu tuşlu telefonda yapabileceğim bir şey yok. Yolda uzun uzun düşündüm. Merkez olmaz belki kalabalıktır ve bana pahalı gelebilir. Köy hiç olmaz, hemen dikkat çeker. En iyisi ilçesi… Ne çok kalabalık ne de fazla tenha. Okul yıllarımdan Kars ile aklımda kalan tek şey Doğuda soğuk bir ilimiz ve Sarıkamış ilçesi. Sarıkamış harekatı konusunu işlediğimiz için o da. İyi iyi Afyon'dan Kars Sarıkamış.. Bin yıl düşünse aklına gelmez psikopat İsmail'in. Bu düşüncelerle uyuya kalmışım. 19 saat sürdü yolculuk. Molalar dışında yapacak bir şey olmadığı için sık sık uyudum. Sabaha karşı beşte başladı ve gece 12 oldu... Kars il sınırında gözümü açtım. O da Jandarma Trafik çevirme yaptığı için. İçeri bi asker girdi. Kimlik kontrolü deyince ben panikledim. Bilette farklı isim kimlikte farklı isim yazıyordu. Acaba bilete de bakacak mı? Benim bu panik hallerim sanırım askerin dikkatini çekti ve bana doğru geldi. “Kimlik?” dedi ve elini uzattı. “Kaybettim,” dedim. Aklıma gelen ilk yalan… “TC’ni ezbere biliyor musun?” “Şeeyy, biliyorum ama belki şu an unutmuş da olabilirim.” “Sizi ekip aracının oraya alalım hanımefendi,” deyince içimden ‘gerizekalı Sahra, işleri iyice karıştırdın’ diye söylendim. Ekip aracının yanına geçtik yanımdaki askerle. Diğer asker elinde tabletle yanıma geldi. “Kimlik numaranızı söyler misiniz?” deyince işler iyice çıkmaza girmesin diye söyledim kimlik numaramı. Sisteme yazdılar. O an aklıma geldi. Belki de benimle ilgili kayıp ilanı veya kaçtı diye ihbar etmiş olabilirlerdi. Etrafıma bakındım. Karanlıktı, tam kaçmalık... O İsmail'in beni bulmasındansa şu önümdeki bariyerden atlayıp kaçarım. Sonra saklanırım. Otostop çekerek devam ederim. Sırt çantam yanımda. Valizleri biletle birlikte gelip sonra terminalden bir şekilde alırım diye hızlıca hayatımın en aptal planını yaptım. Tabi şuan çok mantıklı gelmişti. İleride anlayacaktım bu planın fiyasko olduğunu. İki asker tablete bakıp konuşurken ben adeta fırladım ve bariyerden atlayıp boş araziye doğru koştum. Hava soğuktu ve ayağımın altı da sanırım çamurdu. Arkamdan dur ihtarı yapıldı ama durmadım.. Dümdüz koşmaya devam ettim.. Sonra bi el silah sesi duydum ama enteresan olan arkamdan değil ses sanki ön taraftan geldi. Sonra biri bağırdı: “Dur orası mayınlı bölge!” Yok ebesinin nikahı. Bu devirde mayınlı bölge mi kaldı? Beni durmam için kandırıyorlar. Sonra bir el silah sesi daha duydum. Sol ayak bileğimin biraz üzerinde önce yanma hissi, sonra keskin bir sızı hissettim. “Kahretsin TSK topuğuma sıktı,” deyip durmak zorunda kaldım. Gerçi topuğum değildi ama bana göre topuğuma sıkılmıştı. Ayaklarım da çamura battı. Ben de durup nefesimi toparlamaya çalıştım. Ufak bi kargaşa oldu ve biri kolumdan tutup hızla çevirdi beni. Bu çevirme ile şapkam düştü saçlarım serbest kaldı. Karşımdaki askerle loş ışıkta göz göze geldik. Başında lamba da vardı. Gözlerimi kıstım. Birden bağırmaya başladı. “Canına kastın mı var! Mayınlı bölge diyoruz neden durmuyorsun?” “Ben şeyyy…” “Sen neeyyyy!!” “Şaka yaptınız sandım,” deyince arkadan gülme sesleri geldi. Başka askerler de vardı. “İnan bana bu hayatta şaka yapacak son insan benim,” dedi ama ben devamını ne duydum ne gördüm. Nefes nefese kalmıştım. Zaten ayrıca yaşadığım korku ve panik de eklenince bayıldım… Bayılırken aklımda sadece “Saçlarım çamur olacak şimdi” düşüncesi vardı…

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
13.0K
bc

HÜKÜM

read
197.9K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
330.1K
bc

Dilsiz Yürek

read
13.3K
bc

AŞKLA BERDEL

read
69.7K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.0K
bc

PERİ MASALI

read
9.1K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook