KIRIK

KIRIK

book_age18+
21
TAKİP ET
1K
OKU
shifter
confident
bxg
kicking
mystery
another world
kingdom building
athlete
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Kimileri mutluluk için savaşır, kimileri hayatta kalmak için... Bizlerse sevdiklerimiz evlerinde rahat otursun diye... Bizim bir geçmişimiz, ailemiz, aşık olacağımız sevgilimiz bile yok. Çünkü, bizim geleceğimiz yok. Etrafımızda sadece savaş var ve bu savaşda sadece güçlüler kalır. Bu "Whitecity" şehrinin en önemli kuralı. Burda zayıf olsan ölürsün, merhamet edersen yine ölürsün, çünkü burası acıma hissinin olmadığı bir yer. Rebeka (Beka) ailesinin mutlu olması için , herşeyi yapıyordu. Ama kardeşinin borçları hiç bitmezken, birde ablasının ölümü Bekkayı tamamen bitirmişti. Beka basit bir spor hocasıydı okulda. Ama bir anda ablasını öldüren eniştesini kendi elleriyle öldürünce bir anda kendini hapiste bulmuştu. İşte 5 yılın sonunda bir anda onu salı vermişlerdi. Rebekka bir anda karanlıktan işığa çıkmıştı. Ama bu ışık özgürlük ona nelerin karşılığı verildiğini hiç bilmiyordu. Tek isteği biran önce bu soğuk , yalnız olduğu bir yerden uzaklaşmaktı.

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
Bölüm 1
REBEKKA -yeşil takım kaptanı, daha önce mavi takımda oyuncuydu, takım kaptanıyla ilişki yaşadığı için 3 yıl önce yeşil takıma transfer edildi. Mavi takımın eski kaptanı marhum Nicklausun karısı. KİARA(ARİA) -yeşil takım oyuncusu, silahlarda en iyi atıcı . Rebekkayla mavi takımda tanıştı, o günden arkadaşlar. LANA- yeşil takım oyuncusu LAURA-Yeşil takım oyuncusu, takıma 3 yıl önce transfer oldu Melani- yeşil takım oyuncusu Siya-takıma 7 ay önce geldi, mavi takım lideriyle yasak ilişki yaşıyor Barto-mor takım lideri Josh-kırmızı takım lideri Samanta-siyah takım lideri BENJAMİN-Oyun kurucusu, takımlara kendi kuklası gibi baktığı için, onların en ufak hatasını ölümle ödetiyor. Rebekkaya yıllardır aşık. KONOR- WHİTECİTY-ye yeni geldi, geçmişini ve ailesini hatırlamıyor. Sadece sokak dövüşlerinde en iyi olduğu için burda, mavi takım kaptanı, yeşil takımdakı Siyadan hoşlanıyor. Ama geçmişi karanlık LEX-mavi takım oyuncusu, silah konusunda uzman REY-Mavi takım oyuncusu, dövüşlerde en iyilerdendir, Konorun oda arkadaşı MARTİN-Mavi takım oyuncusu, paraya ve üne çok düşkün. KARL:Mavi takım oyuncusu, dövüşlerde ve bahiste yenilgi sevmez JOSEPH: mavi takım oyuncusu. I Bölüm Derler birşeyin kırılmasına izin verme, kırıldıysa asla bir araya gelmez. Ama o kırıklar değilmidir, bize umut veren , bir dahakinde böyle olmaz dedirten… Yine yine yine biz hep deneriz çözümü dışarıda ararız da , sorunu kendimizde aramayız. Oysa yanlışı bulursak , doğruya ulaşırız. Ben kırık olan parçaları çöpe atmadım, hep sakladım, belki son parçayı bulurum da , resmi tamamlarım diye . Ama tabi ki , bazen geriye kalan tek parçayı bulamazsın, çünkü o , tüm resmi tamamlayacak hikayeyi saklıyordur. Bu yüzden bulunamaz.. Peki sen o hikayeyi dinlemeğe hazırmısın? Ben bu hikayenin kahramanı değildim, çünkü kahramanlar asla kötülük yapmaz, benim kimliğim , içinde bir katil taşıyan , pes etmeyen bir kızdı sadece. Yani hikayenin kahramanı değil, o hikayenin kayıp olan kırık parçasıydım . Hep ezilmemek için ezmeği seçen , zayıflara acımak yerine bir tokat da ben atan, taş kalbli bir kızdım. Bunu ben mi istedim? Hayır! Hayatın katı kuralları beni böyle yapmıştı. Evet, ne kolaydı değil mi, kötü olan herşeyde hayatı suçlamak, işte biz insanlar en iyi bunu başarıyoruz. Yemekten sonra , arkadaşlardan duyduğum haberlerle ilgili hazırlık için , odama kalktım. Düşünmemiştim giden birinin yeri bu kadar çabuk doldurulur. Burası göre bileceğin, duyacağın en kötü yerdi. Whitecity.. insanlığın öldüğü, kötülüğün kol açıp, özgürce dolaştığı tek yer. Hayatta kalmak istiyorsan korkuyu, sevgiyi, iyiliği unut. En önemlisi eskiden kim olduğunu unut. Çünkü kafese girdiğin an herşey kafesin dışında kalıyor. Orda sadece sen ve rakibin oluyor. Sadece onu, onun seni nefessiz bırakmasından önce öldürmelisin. Aklınızdan ne geçtiğini biliyorum, ama unutmayın ki, yukarıdan bizleri takip edenler var, yapamazsak onlar öldürürler. Bu çok basit, çünkü zor olanını duymak bile istemezsiniz. İki tür oyunla devam eden yaşam mücadelesi içinde kafes en kolayı, kendini kurtarma şansın olur. Şanlı olursan, asla ikinci oyunun oyuncusuna dönüşmezsin yoksa yalnız senin değil, yakın arkadaşlarının, dostlarının , takımının da hayatı pazara çıkar. Çünkü ikinci oyun issız çölde yapılan "ölümüne" yapılan oyun. Takım lideri ,haritada ona denk gelen takımla mücadele için hazırlanır. Lider için en yüksek puan diğer liderin ölmesinde saklıdır. Ama yaralama konusu da ilgi çekici, bu konuda bacak ve kol ön pilanda, çünkü bu rakibin seni vurma şansını bitirmek demek. Tabi yine de oyun kurucusu Benjamin bir süpriz çıkarmadıkca bu böyle devam ediyordur. Benjamin bu oyunu , amcasından devr almış, daha acımasız, katı kurallarla idare ediyordu. Demek, mavi takıma yeni lider sonunda gelmişti.. . Mavi takım şu ana kadar bizim takım karşısında iyi dayanmıştı. Sadece liderleri iki ay önce öldürülmüştü. Bu da bizim takıma 5400 Puan kazandırmıştı. Bununla da bizim takım 985400 puanla birincı sırayı kapmıştı. Bu her kese acımasız görüne bilir, ama bizim de başka şansımız yoktu, ya öldüreceksin, sana değerli insanlar yaşayacak, ya ölüceksin peşinden de sevdiklerini sürükleyeceksin... Söylediğim gibi Whitecity şehri hayatını gözden çıkarmışların şehri.. Burdakı tüm insanların hayatı acımasız bir oyun üzerine kurulu.Peki bu acımasız hayat nasıl mı oluştu? Onu tam olarak, kimse bilmiyor, her kesin hikayesi ve hayatı farklı olduğu gibi , herkes bunu farklı yorumluyordu. Ben bu şehre ilk geldiğimde, aklımdakılar yüzünden böyle bir işe bulaşmış, teklif alıp , oyuna katılmıştım. Ben Rebekka Kolin ablamı arabada yakmış, eşini bulup, öldürdüğüm için 5 yıldı hapisteydim. Benim sürem dolmamıştı, ama günün birinde bana bir fırsat sunulmuştu. Düşündüğüm tek şey gittiğim yer neresi olursa olsun burdan iyi olacaktı. Ne beni arayan bir ailem, ne arkadaşlarım, ne de dostlarım vardı. Anlamıyordum, ama tuhaf kılıklı adamın da teklifini kabul etmiştim, artık. Daha o zamanlar oyunun aslında nasıl çirkin , acımasız olduğunu bilmiyordum. Tek düşündüğüm karşımdakı rakibi ayrılan süre zarfında etkisiz hale getirmekti. Ama kazandıkca yarışlar büyüdü, para arttı, bununla insanların talebi de artmış oldu. Artık kazandığın parayı alamıyordun, eğer almak istiyorsan karşısındakının hayatı bitmeliydi. Bunu Benjamin istiyordu, beni hapisten çıkarıp, gerçek katil yapan o adam.. O gün bu gündür tam 6 yıldır bu işten para kazanıyordum. Gitmem ve ya kaçmam ölüm fermanımı imzalamaktı. Dövüş ilk kez beni zorlamışdı. Bu beni rahatsız ettiği gibi Benjamini de fena halde sinirlendirmişti. Benjamin: Beka seni tanımasam, gerçekten ondan korktuğunu düşünücem. Ama sen yenilmez Bekasın, erkek , kadın demeden yumruklarınla rakibini mahv eden o kızsın. Yani bu gün orda olanlar.. biliyorsun ekibini kötü etkileye bilir BEKa: Biliyorum… BENJAMİN: mesela net kimi dersen… ben Siyayı derim. BEKA: sakın! Bu bir daha olmaz, ama benim ekibime dokunma! Duydun mu, bir daha böyle birşey olmayacak. Lütfen… Benjamin: tamam güzelim, yalvarmana gerek yok, bunu sahada onun ekibinden en az ikisini öldürmekle telafi edersin olur biter, yoksa puanınız düşer sizde kurtulmak istediğiniz bu oyundan kurtulamazsınız. **** Benjamin çıkınca Beka, gürültüyle kızların içeri doluşmasının ardından kapıyı kapattı. Takımdakı 7 kişiden sadece bir kişi eksikti. BEKA: : Siya nerde? KİARA: Bilmiyormusun , galiba Siya mavi takımdan birileriyle takılıyor. Beka, biliyorum lider sensin, bize laf etmek düşmez ama sence de Siya yanlış yapmıyor mu? BEKA: Kızlar, merak etmeyin ben onunla kendim konuşucağım, zaten Benjamin onun ipini çekmek için fırsat kovalıyor, birde şimdi bunu duyarsa , kimse onu durduramaz. Hem herkes biliyor, burda en büyük yasak…… aşk ilişkisi yaşamaktır. Hem ne kaldı ki,14600 Puan sadece ,ondan sonra hayatımız özgürlüğüne kavuşacak, sizde istediğiniz hayatı yaşayacksınız. LAURA: -ya sen ?sen neler yapacaksın? BEKA: Ben belki başka yerlere giderim, çünki bundan sonra aşktı, evlilikti hepsi sizin için geçerli..bana değil.. KİARA: Sen bize biraz Nicklausı anlatırmısın? BEKA: : Kendim bile birşey hatırlamıyorken, size ne anlata bilirim ki? Bekka yine sol eliyle sağ bileğini kapattı. Sanki eliyle kapattığı bileğindeki küçük dövmesi ona güç veriyordu. Kızlar gidince, BEKA odada dolaşmaya başladı. Benjamin zayıfları hiç sevmezdi. Eğer bu gün olan şey bir daha tekrar olursa, sonuçları çok kötü olacaktı. Bir hafta sonra.. Geçen bir hafta benim kendimi ve takımımı çalıştırmam konusunda iyi gelmişti. Bir tek Siya zayıf halkaydı. Belkide kızlar haklıydı onun düşünceleri başka yerde , başka birindeydi, bu yüzden antremana odaklanamıyordu. Ben buna bir son vermeliydim. Beka kızların odasına girince Siya hariç tüm kızlar Bekanın işaretiyle odadan çıktı. BEKA: Bu gidişle, ölüme gidiyorsun bizi de peşinden sürüklüyorsun, bunu biliyorsun değil mi? SİYA: Evet, ama ben artık dövüşmek, mücadele etmek istemiyorum, sırf iyi günde yaşamak için, Puan toplama uğruna kimise öldürmek istemiyorum. Ben Konorla gidiceğim burdan. BEKA: Bu mümkün değil salak !!! Seni yaşatmazlar, daha beteri sevdiğini gözlerinin önünde vururlar, bunu mu istiyorsun? Hem Konorun buraya gelmesi 3 ay bile olmadı, onu ne kadar tanıya bildin ki? Siz adım atmadan öldürürler sizi!! SİYA: Zaten her gün bunu yapmıyormusunuz?! Geçen ay mavi takımın liderini vurmadın mı? 5600 Puan kazanmadınız mı? Ya ben artık katlanamıyorum , anla, her gün aynı şey bu gün birileriyle arkadaşlık ediyorsun, yemek yiyorsun, yarın artık o yok, başka takımın hedefi olmuş , yada karşı takımdan birilerini öldürmedi diye Benjaminin köpekleri onu vurmuş. Ben daha fazla sizler gibi , Benjaminin ve bu kanlı oyunun kuklası olamam, Konorla kaçarım daha iyi. Gerekirse ölürüm, zaten ölüden ne farkımız var, lütfen Beka Konoru öldürme. Biliyorum önümüzdeki hafta turnuvayı iple çekiyorsun, ama biz bir birimizi seviyoruz, sırf bu yüzden o da söz verdi , sana ateş etmeyecek, sende onu vurma tamam mı? BEKA: : üzgünüm, ama buna söz veremem, senden başka hayatını düşündüğüm korumak için her şeyi yapacağım beş kişi daha var. Beka odadan çıkınca Siya yere çöktü, göz yaşlarını özgür bıraktı. En önemli gün gelmişti. Beka boks maçından sonra mavi takımla ve liderleri Konorla ilk kez bu matça karşılaşıcaktı. Bir çoğu için maç sonuncu olacaktı. Araç sahraya vardığında , Beka ve ekibi son kez silahları kontrol edip, arabadan indiler. Yerlerine vardığında , artık çatışma çoktan başlamıştı. Ayaklar altında bir çok cesed bulmak mümkündü, bunlar, mor ekib ve siyah ekiptendi. Kızlar yerlerine geçince , pozisyon aldılar, onların haritasında mavi takım belirlendi yani onlar beklediği gibi mavi takımdan birilerini indirmek zorundalardı. Yoksa kendileri Benjaminin askerlerinin hedef tahtası olacaklardı. Beka bu güne kadar sayısını unutucak kadar çok kişi vurmuştu. Ama bunu asla zevk için yapmamıştı. İlk başta ailesinin uzakta bile olsa güvende yaşamalarını sağlamak için yapmıştı. Şimdi bunu arkadaşları için yapacaktı. Biraz daha ileri giderek, kendi takımına ayrılan sınırı geçti ve mavi takımın sınırına gelmişti. Silahını dikeltti. Mavi takımın liderinin kafasını nişan almıştı bile, bir iki… üç…. Ama yapamıyordu...bu kez eli gelmiyordu. Nedenmi ? Çünkü biranlık Nicklausu düşündü… onların çektği acıyı kimse çekmesin diye , Beka silahı indirdi. İşte o an olan oldu. Beka takım arkadaşı Emi-ni yere düştüğünü gördü, bunu mavi takımdan biri yapmıştı. Onun arkadaşını öldürdüğü için mutluydu adam, çünkü kurşun Eminin kafasından geçmişti. Bekka silahı eline aldığı gibi adama kurşun yağdırdı, ardından ona ateş etmeğe çalışan Konorun elinden vurdu. Bununla da yarış durduruldu. Çünkü liderlerden biri yaralandıysa oyun duruyordu. Adam ateş edemiyordu, çünkü. Aslında yaralamak yerine öldürmen gerekiyordu. Ama yaralamakta Puan kazandırıyordu. Beka üzgün bakışlarla Emy-nin cansız bedenini yerden alan askerlere, ardındansa Siya ya baktı. Kız ağlıyordu, ama göz yaşları Emyi geri getirirmiydi? hayır! Sahadan ayrılırken mavi takımın lideri Bekaya doğru gitti. Konor: kız için gerçekten üzgünüm, ama sende kendi sınırında kalmalıydın,… BEKA: Ya öylemi? Bir zahmet bir sonrakı maçta hatırlat o kurşunu eline değil kafana isabet ettireyim. KONOR: Zaten bu gün fırsatın vardı.. Neden yapmadın? Beka onun suratına baktı , kendini iyi hiss etmiyordu. Bu surat sanki ona hiç yabancı değildi. KONOR: ey burdamısın, sana diyorum Beka düşüncelerden ayrıldı. BEKA: Bunu kendi arkadaşım için yaptm, umarım onu üzücek bir aptallık etmezsin KONOR: yine de iyi bir rakipsin ve bizi gerçekten zorladınız diye bilirim. Beka karşısındakının gülümsemesine karşılık ordan ayrıldı. Odalarına doğru ilerlerken , Siyanın odasından Emi-nin son eşyaları ve yatağı çıkarılıyordu. Bu kadar kolaymıydı? Sabah birlikte olduğumuz kız, şimdi bizimle değildi. Üstelik eşyaları bile kaldırılıyordu. Akşam da verilen ilaçlarla biz onu tamamen unutacaktık. Tıpkı benim Nicklausla olan hatıram gibi. Ona dair hatırladığım tek şey, onu sevdiğim, gizlice evlendiğimiz, çünkü hala yüzüğünü boynumdakı kolyede saklıyordum, bide bileğimdeki dövme. Sevdiğim adamla ilgili tek hatırladığım bunlardı. Onun savaşdığı sırada öldüğünü biliyordum, belkide ben o gün hastanede olmasaydım, oda ölmezdi. *** Konor zorlu maçtan sonra yine Siyayı görmek için her zaman buluştukları gizli yere gitti. Burası uzun zaman önce terk edilmiş, bir depoydu. Konor Siayla bir ay önce tanışsa bile, onu uzun zaman tanıyormuş gibi çok sevmişti. Onlar dört gün sonra kaçmayı düşünüyorlardı. Çünkü bu dört güne iki maç vardı, ardında sayısı eksik takıma yeni oyunçular gelecekti. *** Konor odasına geldiğinde yeniden evraklarını kontröl etti. Pasaportunu da diğer evrakların yanına koymak istiyordu ama durdu. Pasaport tuhaftı. Çünkü yüzü ve arkası farklıydı. Konor şu ana kadar neden buna dikkat etmediğini anlamamıştı. Kalın bölgeyi eliyle yokladı. Sanki pasaportun arka tarafında birşey saklıydı. O, küçük bıçakla evrakı zedelemeden , çok ustalıkla işlenmiş kalın tarafı açmaya çalıştı. Biraz açınca zaten içinde bir beyaz kağıt görüldü. Konor kağıtı çıkarınca, kapak, yüz kapağı gibi göründü. Konor kağıtı açınca bunun bir mektup olduğunu anladı. Ama kimin içindi ve neden burda saklıydı? "Bu yazı benim tek gerçeğim, umarım bunu biran önce geç olmadan bulurum. Benim adım Nicklaus Vest benim bu oyuna katılmam, babamın hastalığını iyleştirecek para yüzündendi. Kısa sürede puanlar toplandı ve para aldım. Ailem iyiydi ama artık ben gidemez oldum, çünkü Benjamin ve Reynold benim gitmem sonucunda takımının hepsinin kurşuna dizileceğini söylemişti. Birde gitmemek için bir nedenim daha vardı. Bu ekibe yeni gelen kız yüzündendi. Adı Rebeka… Biz bu kanlı savaşın ortasında bir birimizi bulduk. Biz onunla o kadar iyiydik ki, herkes bizi parmakla işaret ediyordu. Biz aşkımızı taçlandırmak içinde gizlice evlendik, kurallara, kanunlara aldırmayacak, yakında burdan kaçacaktık. Ama malesef olmadı ve bizi yakakadılar. O zaman Benjaminin iki güçlü oyunçudan aynı anda olmak istemediğini iyi bildiğim için , başımıza nelerin geleceğini de anlamıştım. Yarın benim bu kimlikle yaşayacağım son gün , çünkü bizi hafıza siliciye götürecekler ve bende asla geçmişimi hatırlamayacağım. Aynı Rebekka gibi, bu yüzden bu mektubu buraya sakladım. Umarım geç olmadan mektubu bulup, Rebekaya ulaşırım. Eğer benim sen olduğuma i̇nanmıyorsan, gömleğini çıkar, sol göğüsünde kalbinin tam üstünde bıçakla kazıdığım, unutmamak için kanımla yazdığım R harfini bulacaksın" Delirmişti, aklı ona hayatının en kötü şakasını yapmıştı, inanmak istemiyordu , ama mektup gerçekten onun imzasıyla yazılmıştı. Aceleyle ayağa kalktı, aynanın önüne geçince gömleğini çıkardı, sol göğüsünde birşey vardı, ama bu yara bandıydı.. Doktor ona 7 ay önce zehirli kurşunla yaralandığı için dikiş atmış, yerinin hava çekmemesi için yara bandıyla kapatılmıştı. Hastalar doktor izni olmadan hiç bir ilaç ve tedavi alamadıkları gibi, Konora da yaraya dokunma izni yoktu. Ama o daha fazla beklemeden siyah küçük yara bandını göğüsünden kopardı. Bir anda gözleri fal taşı gibi büyüdü. Evet göğüsünde "R" harfi yazılmıştı. Konor odada dolaşmaya başladı, daha 10 dakika önce burdan gitmek için planlar yapıyordu, şimdi onu… Rebekayı aramayı düşünüyordu. Sorularına cevap bulması gerekiyordu. Ama önce Rebeka kimdi onu bulucaktı. Tekrardan gömleğini giydiğinde kapı çaldı. KONOR: Siya? Sen bu saatte… içeri nasıl geçtin? SİYA: Kapıcı zorla da olsa ikna oldu, sen şimdi boş ver onu, ben ne yaptıysam Beka benim için izin belgesi veremeyeceğini söyledi. Konor ben gerçekten ne yapıcağımızı bilmiyorum. KONOR: Merak etme, benim bir planım var , sen şimdi beni iyice dinle. *** KİARA: Şey… Bekka sen geliyormusun, Siya bizimle birşey konuşcakmışta… BEKKA: Siz gidin , ben birazdan gelirim. BÖLÜM SONU

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Kader Diyemezsin

read
10.1K
bc

Töre'nin Ağır Kırbacı ( Töre serisi 1)

read
64.1K
bc

Yetim Kız

read
6.6K
bc

Korku Masalı

read
6.9K
bc

KIRMIZI DÜŞLER

read
7.3K
bc

HAYAL EKSPRESİ CİNAYETLERİ +18

read
1.6K
bc

Eda'nın Yalnızlığı

read
9.2K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook