Kaderin Hükmü

Kaderin Hükmü

book_age18+
110
TAKİP ET
1K
OKU
dark
HE
heir/heiress
bold
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

"Benimle evlenmeyeceğinden emin misin?" diye sordu sakin bir tonda. Devrim onun bu sakinliğine şaşırmış olsa da başını sallayarak yanıt verdi.

"Evet."

Titrek bir nefes bıraktı Baran. Bu sefer canavara dönüşen yüz ifadesiyle Devrim'e yaklaşarak kolundan sıkıca tutup gözlerine bakmasını sağladı.

"Şimdi içeri girip o yüzükleri takacağız Devrim. Ha illa takmamak için direteceksen sana şunu söyliyeyim o zaman. Ben bu gece bu evden eli boş dönmem!"

Baran'ın anlamsız imasını anlamayan Devrim gözlerini kısara baktığında,"ne demek istiyorsun?" diye sordu endişeyle.

Baran bu sefer tebessüm ederken rahat bir nefes verdi ve yeşil gözlerini kara gözlere sabitledi.

"O yüzüğü sen takmazsan bu evden başkası takar diyorum!"

"Ne-nee!"dedi inanmayan bir sesle.

Baran, hay hay direyek açıklamaya başladı.

"Sen şimdi benimle içeri girip o yüzüğü takmazsan, kız kardeşin Derya o yüzüğü takar."

ic_default
chap-preview
Ücretsiz ön okuma
1-Evleneceksin!
iki yakın dost, her zaman buluştukları mekanın sıcak atmosferinde yine dertleşiyorlardı. Baran, dostuna bakarak rakısını yudumlayarak sevdiği kızla ilgili konuşmaya başladı. Savaş, Baran'ın duygusal hallerine alışkın olduğu için sadece sıcak bir tebessümle dinlemeye devam etti. Baran, gözlerini kısarak dostuna bakan bir ifadeyle konuşmasına devam etti, ancak aniden duraksayarak elini kaldırdı. "Neden hep ben anlatıyorum?" diye sordu Baran. Savaş, dostuna anlamsız bir bakışla baktı. "Anlatacak bir şeyim yok çünkü," dedi Savaş, alışılmış bir şekilde. Baran, bu cevabı kabul etmeyerek başını iki yana salladı. "Olmaz... Sen dostum değil misin? Anlat işte sen de derdini." Savaş, sabırla başını sallarken masanın üzerindeki sigara paketine uzandı. Baran gibi içini dökmeyi seven biri değildi; içine kapanmayı tercih eden biriydi. Baran'ın gözlemlediği sigara paketinin üzerine odaklanırken, Baran'a karşı içsel bir çatışma yaşadığı belliydi. "Var bir derdin belli," dedi Baran, sesinde bir anlam bulanıklığıyla. "Yok," diye diretti Savaş. "Var." İkisi de kararlı bir şekilde ısrar etmeye başlamıştı. Aralarında uzun bir sessizlik oluştu. Bu kez Baran, sigara paketine uzandı. "Bizimkiler yarın istemeye gidecekler onu," dedi Baran iç çekerek. Savaş, bu beklenmedik açıklama karşısında şaşkınlık içindeydi. "Sonunda sevdiğine kavuşuyorsun, ha dostum?" diye gülümserken Baran başını hızla salladı. "Sonunda dostum. Ne çok bekledim onu, ah ulan!" diye acıyla inlerken, Savaş, Baran'ın bu tutkulu haline gülmeden edemedi. "Allah kavuştursun inşallah," dedi dostane bir tavırla. Baran, gülümseyerek başını salladı. "Darısı sana da, dostum." Baran'ın söylediği son sözlerden sonra Savaş bir müddet sessizleşti. Bir süre düşüncelere dalıp derin bir iç çekti. İmkansız bir durumdaydı, çünkü sevdiği kız başkasıyla evliydi. Sessizliği, içsel bir çatışmanın ve hayal kırıklığının bir yansıması gibiydi. Baran, Savaş'ın sessizliğini dikkatle incelerken, "Sevemez misin artık kimseyi?" diye merakla sordu. İki yıl önce kalbinin kapılarını kapatmıştı Savaş, ve bu acı gerçekle yüzleşmek ona zor geliyordu. Savaş, kederle dolu bir bakışla Baran'a döndü. "Sevdim, ama sevmenin acısı beni mahvetti," dedi hüzünlü bir ifadeyle. "O anı unutmak, başkasını sevebilmek imkansız gibi geliyor." Baran, dostunun içsel çekişmesini anlamaya çalışarak,"Herkesin kalbini iyileştirecek birini bulması zaman alır. Belki de doğru kişi henüz karşına çıkmamıştır," dedi anlayışla. Savaş, başını hafifçe salladı. "Belki de, ama geçmişte yaşanan acılar insanın içini derinden yaralıyor. Benim için sevgi artık bir lüks gibi, ulaşılamaz bir hedef." Baran, dostunun acılı bakışları karşısında sessizce iç geçirdi. Her iki arkadaş da kendi yollarında geçmişin yükleriyle boğuşuyordu, ancak birbirlerine destek olmaktan asla vazgeçmiyorlardı. &&&& Baran, sevdiği kızın ailesini ikna edip dostu ve ailesiyle birlikte yola koyulmuştu. Sevdiği kızı ikna edememiş olmasına rağmen, ailesini ikna etmenin mutluluğunu yaşıyordu. Bu, defalarca geldiği aynı kapıdan eli boş dönmenin verdiği hüznü içinde barındıran Baran için bir zafer anlamına geliyordu. Şans bu sefer ona gülmüş ve eli boş dönmeyecekti. Savaş, yanındaki dostunun heyecanını gördükçe, o da istemsiz bir heyecana kapılıyordu. Dostunun sevdiği kızı hiç görmemişti, gerçi ne o sormuştu ne de Baran göstermişti. Her ne kadar en yakın iki dost olsalar da, birbirlerinin bu özeline saygı duyuyorlardı. Ne de olsa adamlığın kitabında yazmazdı. Yolda, Baran'ın içindeki heyecan ve mutluluk, Savaş'ın yüzündeki sıcak tebessümü yansıtıyordu. Savaş, dostunun bu mutlu anında yanında olmaktan gurur duyuyordu. Birlikte geçirdikleri pek çok zorlu anının ardından, Baran'ın bu sefer mutluluğa doğru ilerlemesi, Savaş'ı da olumlu bir şekilde etkiliyordu. İçeri adım attıklarında Baran, sevdiği kızı görememenin verdiği hayal kırıklığı yüzüne yansırken, yanındaki erkek kardeşinin sesiyle irkilerek kendine geldi. "Abi, Ahmet abi sizi çağırıyor," dedi kardeşi. Baran, sevdiği kızın babasına dönüp ona cevap verirken, hala sevdiği kızın ortada olmadığını fark etti. Bir müddet sonra isteme gerçekleşti ve yüzüklerin takılması için sevdiği kızı çağırmaya gitmişlerdi. Ancak kız gelmiyordu. Baran'ın içinde bir endişe ve heyecan karışımı bir duygu vardı. "Iyy, şey beyim, kız biraz rahatsız da gelemiyor," diye konuşan kızın annesine bakarken, Baran'ın endişeyle gözleri kısılıp yüreği hızla çarpıyordu. Güzel gözlüsünün ne tür bir sıkıntısı olduğunu düşünüyordu. Ahmet beyin sesli nefes vererek durumu anladığında, onlara dönüp, "Başka güne mi kalsa acaba?" diye söylenirken, Baran'ın kaşları çatılmıştı. Kızın gelmemesi içinde bir burukluk yaratmıştı. "Hayır, bu gece olacak!" diye ayaklandığında, kapıdaki kaynanasına baktı. "Devrim nerede?" diye sorarken herkesin kaşları çatılmıştı. Baran, sevdiği kızın neden gelmediğini anlamaya çalışırken bir yandan da içindeki heyecanın acı bir şekilde gerilmesini hissediyordu. Rıza bey, oğlunun kararlılığını anlamaya çalışarak, "Baran, oğlum, kızın sağlığı önemli. Belki başka bir gün daha uygun olur," dedi, ama Baran'ın kararlı bakışlarından pek de umutlu değildi. "Hayır baba, bu gece o yüzük takılacak!" dedi Baran, kararlı bir şekilde. Bu sefer, içindeki endişe ve heyecanı bastırmak için adeta kudret bulmuş gibiydi. Bu gece yüzükler takılacaktı ve bu anı başka bir güne ertelemeye niyeti yoktu. Savaş dostuna bakıp,"Baran az sakin mi olsan?" diye yatıştırmaya çalışırken Baran onu bile dinlememişti. Ve kimseye aldırış etmeden sevdiği kızın olduğu odaya girdi. Arkasından ona seslenenlere dahi bakmadı. Devrim odasına giren adamın kapıyı kapatmasıyla yerinden irkilerek kalkıp kaşlarını çattı. "Ne yapıyorsun odamda!" diye kızgınlıkla çıkıştı. Baran sevdiği kızın sorusunu es geçip önce baştan aşağı kontrol ederken,"görüyorum ki gayet iyisin Devrim hanım."dedi imalı bakışlarla. Devrim foyasının ortaya çıkmasıyla dişlerini birbirine geçirirken ayaklanıp Baran'ın tam karşısında durdu. Hemen hemen aynı boydaydılar. Devrim bu topraklardaki birçok kızdan daha uzun boyluydu. Ve bu onun en çok dikkat çeken özelliğiydi. Baran dibinde duran sevdiği kızın kokusu burnuna dolarken kısa bir an cenneti yaşadı. "Sana bin defa söyledim, seni istemiyorum artık anla!" Devrim'in öfke kokan sesine sakin durmaya çalıştı Baran. Sinirlenmemeli kendini dizginlemeliydi. Devrimi kaybetmek istemiyordu. "Bu akşam yüzük takılacak,söylediklerini duymamış gibi yapıyorum Devrim."dedi tane tane sakin bir sesle. Devrim daha çok kudurdu. Gözlerinden ateş fışkırırcasına baktı ona. "Ya sen gerizekalı mısın? sözden anlamıyor musun? Seninle evlenmiyeceğim bunu o kalın aklına sok!" diye bağırdığında kolundan çekilmişti. Baran burun buruna getirdiği kıza dişlerinin arasında tısladı. "Asıl sen gerizekalı mısın? sana kaç defa diyeceğim benden başkası haram sana!" Devrim güçlü durmaya çalıştı yalnız kolunun acısıyla yüzü buruşmuştu. "Bana sen haramsın sen de bunu bil!"derken kararlıydı. "Ve seninle asla evlenmiyeceğim!" "Evleneceksin! Sen sadece benim karım olacaksın bunu da tüm Ağrı duyacak!" Devrim güldü. Kolunu hırsla Baran'dan çekip adamı sinir edecek bir kahkaha atarken bakışlarını Baran'dan çekmemişti. "Öyle mi?"diye sordu eğlenircesine. Baran deli kadının aklından geçenleri merak ederek baakrken Devrim son lafını çakmıştı. "Evet..Ağrı duyacak. Lakin senin karın olmamı değil,başkasının karısı olduğumu!" Bu sözler, Baran'ın yüzündeki ifadeyi dondurdu. İki taraf arasındaki gerilim doruktaydı, ve o an her şey kontrolden çıkıyordu. Evet böyle bir hikaye yazmayı düşünüyorum sizce nasıl? Devam edeyim mi?

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
354.5K
bc

Dilsiz Yürek

read
13.4K
bc

AŞKLA BERDEL

read
70.9K
bc

HÜKÜM

read
200.3K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
13.1K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.0K
bc

PERİ MASALI

read
9.2K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook