Bölüm 12: Bu Akşam Müsait Misin?

767 คำ
Nam Khing, üniversitenin arkasındaki yoğun trafikte, kırmızı ışıkta bekleyen lüks araca gözlerini dikti. Çalışanlar ve yeni biten derslerden çıkan öğrenciler yüzünden, üniversitenin önündeki trafik oldukça yoğundu. Yeni, koyu mavi süper araba, plakası bile olmayan ve siyah camlı bir araçtı. Faren'in olduğunu anlamak zor değildi. Üniversitemizde süper araba kullanan çok az kişi vardı ve arkamızdan gelen arabanın Faren'in olması kaçınılmazdı. Ryan'ın arabasının arkasında birkaç araba olmasına rağmen, o belirgin motor sesi ve araç markası ile Faren'in kullandığını anlamak zor değildi. Üniversitemizde Faren, Windsor, Time ve Clint'in süper arabaları, zenginlikleri ve ailelerinin nüfuzu oldukça ünlüydü. Gerçekten de, üniversitemiz özel bir üniversiteydi ve çoğu öğrenci iyi bir ekonomik duruma sahipti. Benim gibi birkaç kişi ise burslu olarak kabul edilirdi. "Belki de bizi takip etmiyordur," dedim Ryan'a, Faren'in arabasını dikiz aynasından izlerken. Ryan'ın fazla endişelendiğini düşündüm. Belki de sadece aynı yöne gitmek zorundaydı. "Merak etme Khing, seni güvenle yerine ulaştıracağım," dedi Ryan, benim gevşekçe tuttuğum kolunu sıkarak. "Hmm, yavaş sür, o deliyle ilgilenme," dedim, fazla düşünmeden. Brüünn! Brüünn! Motorun gürültüsü yankılandı, sanki egzoz borusu patlayacakmış gibi. Elbette bu gürültü yapan Faren'den başkası değildi. "Işık yeşil oldu," dedim Ryan'a, hâlâ elimi tutarken. "Tamam," dedi Ryan, vites değiştirip büyük motosikletini ileri sürdü. Diğer arabalar da yeşil ışıkla birlikte hareket etmeye başladı. Breeeen! Breeeen! Motorun sesi, hızlanan bir araç ve korna sesleri. Bir anlık gecikmeyle, Faren'in arabası arkamızdaki iki aracı geçerek neredeyse Ryan'ın motosikletine çarptı. "Hey!" dedim, korkuyla Faren'in arabasına bakarak. Faren, açılır tavanı açtı ve orta parmağını gösterdi. Yüzü görünmüyordu, ama bu hareketin arkasındaki kişinin kim olduğu belliydi. Ben, arabanın siyah camına bakarak başımı salladım. Brüüünn! Brrrr! Faren, arkamızda tehlikeli bir şekilde hızlanıp fren yaparak bizi korkutmaya çalıştı ama çarpmadı. Ryan, motosikletini dönüp Irene'in kaldığı apartmana yöneldiğinde, Faren de bizi takip etti. Ve arabasını apartman girişinde dikine park etti. @Irene'in Apartmanı "Teşekkürler, beni getirdiğin için," dedim, motosikletten inip Ryan'ın ceketini geri vererek. "Memnuniyetle," dedi Ryan, ceketini alıp omzuma hafifçe vurarak. "İçeri geçelim," dedi Ryan, Faren'e bakarak ama bir şey söylemeden. Bang! Faren, arabasının kapısını sertçe kapatıp indi. "Bu akşam müsait misin?" diye sordu Faren, yüzüme bakmadan. "Kime soruyorsun?" diye kaşlarını çattı Ryan, çünkü otoparkta sadece biz vardık. "Sana ne?" dedi Faren, Ryan'a sertçe bakarak, ardından bana dönüp cevap bekledi. Şaşkınlıkla sustum, çünkü Faren'in böyle bir şey söyleyeceğini beklemiyordum. "Müsait değilim!" dedim, başımı eğip hızla Faren'in yanından geçmeye çalışarak. Faren kolumu tuttu. "Emin misin?" diye tekrar sordu, telefonunu çıkararak beni tehdit eder gibi. Hızla dönüp telefonunu kaptım. "Bir sorun mu var Khing?" diye sordu Ryan, benim telaşlı halimi fark ederek. "Bir şey olursa bana söyle," dedi Ryan, endişeli bir ifadeyle omzuma dokunarak. Faren, Ryan'a alaycı bir bakış atarak güldü. "Ne diyorsun?" diye sertçe sordu Faren. "Bu akşam müsait misin?" diye tekrar etti, bana yaklaşıp. Telefonu benden sertçe alıp ekranını açtı ve kötü niyetli bir gülümsemeyle bana baktı. "Müsaitim!" dedim, dişlerimi sıkarak ama başka seçeneğim yoktu. "Khing?" diye kaşlarını çattı Ryan, omzuma tekrar dokunarak. Faren, Ryan'ın eline baktı ve derin bir nefes aldı. "Şey... Faren için çalışmam gerekiyor," dedim, Faren'in o iğrenç videoyu açmaması için. Faren, memnun bir şekilde gülümsedi. "Yarın görüşürüz Ryan," dedim, konuyu değiştirmeye çalışarak. "Haydi, iş seni bekliyor!" dedi Faren, beni çekerek arabasına götürdü. @Araba İçinde "Benden ne istiyorsun?" diye sordum, arabaya oturur oturmaz. "Ödeyemiyorsan," dedi Faren, emniyet kemerimi çekerek bağladı. "Bana gel, neden başka erkeklerle iş arıyorsun?" dedi, çenemi tutarak yüzüme bakmamı sağladı. "Ryan'a kendimi satmıyorum! Ve asla böyle aşağılık bir şey yapmam!" diye bağırdım, onun aşağılamalarına dayanamayıp. "Seninle birlikte oldum çünkü beni zorladın," dedim, yumruklarımı sıkarak. "İsteyerek yapmadım, bunu unutma!" dedim, gözlerim dolarken. "Sen sadece zayıflara karşı güçlüsün," dedim, ona bakarak. "Sen korkaksın!" dedim, sesi titreyerek. Faren, parmaklarıyla yüzümü okşadı. "Seni seviyorum," dedi Faren, garip bir bakışla. "Senin cesur sözlerini seviyorum, Khing!" dedi, çenemi sıkarken. Pantolonunun düğmelerini açtı. "Ne yapıyorsun?" dedim, zorla konuşarak. "Ryan'ın önünde bana yap," dedi Faren, dışarıya bakarak. "Hayır!" dedim, Ryan'ın yakınlarda olduğunu bilerek. "Bu çok ileri, Faren," dedim, gözlerim dolarak. "Psikopat! Sapık!" diye bağırdım. "Neden? Zaten ona yapacaktın, değil mi?" dedi Faren, eteğimin altına elini sokarak. "Onunla birlikte olacaktın, dün gece benimle birlikte olduktan sonra," dedi Faren, öfkeli. "Başka kadınlarla yetmiyor mu?" dedim, merakla. "Yetmiyor! Senin cesur sesini seviyorum," dedi Faren. "Parayı istiyorsan, şimdi yap!" dedi, bin baht çıkararak. Parayı yüzüme fırlattı. "Eğer bitirirsen, iki katını veririm!" dedi Faren, iç çamaşırımı çıkararak parmağını içeri soktu. "Faren!!" dedim, korkarak. Zippp! Faren, pantolonunun fermuarını açtı. "Sadece konuşma, yap," dedi Faren. Ağzımı açmak zorunda kalarak, yavaşça eğildim. "Eğil ve sonuna kadar yap," dedi Faren, başımı bastırarak. Küçük ellerimle onu çıkarıp, başımı eğdim. Faren, saçımdan tutarak, başımı ileri geri oynattı. "Aaah!" dedi, arabayı çalıştırarak, hızla sürdü. "Uuuh, öyle, devam et," dedi Faren, bir yandan arabayı sürerken, diğer yandan başımı tutarak.
อ่านฟรีสำหรับผู้ใช้งานใหม่
สแกนเพื่อดาวน์โหลดแอป
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    ผู้เขียน
  • chap_listสารบัญ
  • likeเพิ่ม