Musab Kurşunoğlu'nun kızı Güneş'in ve İvan Petroviç'in oğlu Alex'in hikayesine benimle birliktemisiniz.❤️
Dudakları tenimin her bir zerresinde dolanırken,bende akıl denen tek birşey kalmamıştı.
Bu yaptığımız arsızlıktan başka ne olabilirdi?
Ailelerimiz dışarıda kanlı bıçaklı birbirlerini yerken biz onunla gizlice saklandığımız bu yerde sevişiyorduk.Birbirimizi tüketiyorduk.
"Ahh!Alex!"
İnlemelerim arttıkça içimdeki hareketleri daha çok hızlanmıştı.Kendisini bana bütün gücüyle şiddetle çarpıyordu.
"Off!Bebeğim!Beni bitiriyorsun her defasında!"
İkimizde dışarıdaki kargaşaya kulaklarımızı tıkayıp,birbirimizi sevmeye devam ederken,kapının vurulma sesiyle irkildim.
"Güneş!Güneş!İçeridesin biliyorum!Aç kapıyı!"
"Babam!"dedim,korkuyla gözlerim irice açılırken.
"Aç kapıyı Güneş!O şerefsiz piç kurusu yanındaysa ikinizide geberteceğim!"
"Ağzını topla Kurşunoğlu!Benim oğluma piç kurusu diyemezsin!"
Babam!Hatta babalarımız kapıya dayanmıştı!Babam bütün öfkesiyle kapıyı kırarcasına vuruyordu.Korkulu gözlerimle Alex'e bakarken yüzündeki çapkın,kendinden emin gülümsemesiyle dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu.Hala içimde gidip geliyordu dur durak bilmeden.
"Baban değil!Bütün evren gelmiş olsa,seni benden asla alamaz Tanrıçam!"
Sözlerine sadece gülümsemiştim,arsızın tekiydi,benide kendisi gibi arsız yapmıştı.