Otobüs durağına vardığımda kalbim hala yerinden çıkacak gibi atıyordu. Hala o adamın etkisindeydim. O gözler o mavilik sanki içine çekiyordu insanı. Ama öyle bir sertlik vardı ki o gözlerde, ben tehlikeyim diye bağırıyordu sanki. Yada ben fazla saçmalıyorum. Biran önce kendime gelmeliydim. Benim bunlara ayıracak zamanım yoktu. Zaten haftanın altı günü çalışıyordum. Ve dükkan gerçekten yoruyordu beni. Muhterem abla bana güvendiği için birçok şey ile benim ilgilenmemi istiyordu. Bu yüzden günlerim yoğun geçiyordu. Pazar günleri de bazen annemle temizliğe gidiyordum. Bazen de kızların çalıştığı lüks restoranlar da ekstra iş olursa oralara giderdim. Hayatım hep çalışma ile geçti buna mecburdum. Bundan ötürü sevgili yapmaya ne zamanım nede enerjim vardı. Hem babamın yaptıklarından sonra erkekler gözüme mide bulandırıcı varlıklar gibi geliyordu. Bir erkeğe güvenmek benim için kolay değildi. Çünkü bazen öyle hissediyorum ki eğer bir gün gerçekten aşık olursam sonsuz bir itaat içinde olurum. Bundan çok korkuyorum... Aşık olduğum adam yanlış olsa bile, ben bu yanlışı bilsem bile kopamamaktan ve aşk uğruna yapmam dediğim bir çok şeyi yapmaktan deli gibi korkuyorum. O yüzden bugüne kadar bana gelen birçok teklifi reddettim. Eğer bir adama karşı hoşlantım varsa hep içimde yaşadım, asla dışa yansıtmadım.
Fakat bugün sahafta gördüğüm adamı aklımdan cıkartamıyorum. Kalbim hala kilometrelerce yol koşmuşum gibi atıyor. Sahi bu adam da beni bu kadar etkileyen tam olarak nedir? Uzun boy, renkli göz,dolgun kırmızı dudaklar, kirli sakal, keskin çene hatları, ve ve en dikkat çekici olan gömleğin altından belli olan o kaslar. Vay amına koyım bildiğin ayak üstü sikmişim lan adamı. Ben ne ara bu kadar inceledim bu adamı böyle. Zaten Salih amcaya da ayıp oldu bir iyi akşamlar bile diyemeden kaçtım. Acaba Salih amcadan kim olduğunu öğrenebilir miyim ki? Yarın gidip sorsam, birbirlerini tanıyorlar kesin.
Hayır tabiki sormayacaksın Laçin. Neden soruyorsun derse ne cevap vereceksin acaba aptal.
Sonunda otobüsten inip eve doğru yürümeye başladım. Hemen telefonumu çıkarıp Eslem'e mesaj attım.
" Eslem yarın çarşıya çıkalım alıcaklarım var ve anlatacaklarım."
Eslem:
" Tamam çıkalım erkenden ben gelirim seni uyandırmaya. "
Eve girdiğim de annemi mutfakta buldum. Benim sultanım yemeği hazırlamıştı hızlıca yemeğimizi hazırladık. Masaya oturup sohbet ederek yemeğimizi yedikten sonra odama geçtim.Yatağa uzandım aklımda hala o vardı. Acaba adı neydi? Nereliydi? Ne iş yapıyordu? En önemlisi acaba sevgilis var mıydı? Olmasa bile imkansız gibiydi. En iyisi uyumak. Uyumak ve unutmak.
Uykumu kapının açılıp kapanma sesi böldü. Yastıktan kafamı kaldırıp baktığımda gördüğüm yüz ile şok oldum. Tanrım bu gerçek olamazdı. Bu adamın benim odamda ne işi vardı. Herşeyden önemlisi neden bana beni yiyecek gibi bakıyordu. Yavaş yavaş yatağıma yaklaştı. Ben şok olmanın getirdiği etki ile kıpırdayamıyordum. Adım adım bana yaklaşmasını izledim. O bana yaklaştıkça heyecandan nefes alışverişlerim hızlandı.Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. Bir dizini yatağa bastırıp üzerine doğru eğildi. Elinin tersi ile yanağımı okşarken yüzünü yüzüme yaklaştırıp sordu;
" Ateşim de yanmaya hazır mısın güzelim?"
Bu adamın sesini duymak beni kendimden geçiriyordu.Dokunuşu, dudaklarıma üflediği nefesi ile onun için çoktan hazır gibiydim. Hele ki gözlerinde yer edinen şehvet...
" ss..sen nasıl girdin odama? " diye sorabildim kekeleyerek.
" Önemli olan bu değil önemli olan senin altımda inleyecek olman meleğim " deyip dudaklarıma aç kurt gibi saldırdı. Karşı koyacak halim yoktu. Karşı koymakta istemiyordum zaten. Ateşin de yanmak teninde soluklanmak istiyordum. Alt dudağımı dudakları arasına alıp emerken ellerim saçlarına gitti. Saçı avucumu dolduracak kadar uzundu. Ben onun saçlarını cekiştirirken o dudaklarımı ağzının içinde yuvarlıyordu. Dudaklarımdan kopmadan beni altına alıp bacaklarımın arasına girdi. Ağırlığını üzerime vermiyordu. Dudaklarımdan çeneme doğru ıslak öpücükler bırakarak boynuma doğru yol aldı. Boynumu emip yalıyordu. Boynuma attığı dil darbeleri, ile kasıklarımda bir şeyler fokurdamaya başladı. Kahretsin bu hislerde neydi böyle ilk defa bir erkekle bu kadar yakınlaşıyordum. İnlememek için dudaklarımı dişlerken boynuma dişlerini geçirdi.
" Ahhh" ardından dişlediği yeri diliyle yaladı. Yüzünü boynumdan çıkartıp gözlerimin içine baktı.
" İşte böyle zevk aldığını göster bana. İnlemelerini duymak beni daha da azdırır yavrum. O küçük amcığının sikimi arzuladığını biliyorum. "
Söylemleri ile kadınlığımda yanma baş gösterdi. Kadınlığımdaki yanma hissi ile bacaklarımı birbirine bastırmak istedim ama buna izin vermedi ve üzerime abandı.Kendini bana bastırması ile kadınlığımın girişine denk gelen erkekliği ile inledim.
". Ahhhh..mmmm. Lütfen yapma." nefes nefese ağzımdan çıkan kelimeler ile gözlerimi kapattım. Erkekliği o kadar sertti ki pantolonunun üzerinden bile belliydi. Ve bir o kadar da sert. Dudaklarımın üzerinde nefesini hissederken gözlerimi açmaya cesaret edemedim.
" Gözlerini aç. Aç ve senin için nasıl yandığımı gör." demesi ile gözlerimi araladım. Mavi gözlerinin içindeki siyahlık büyümüştü. Gözlerinde saf şehvet ve tutku vardı. Gördüklerimle kuruyan dudaklarımı ıslatma ihtiyacı hissederek dudaklarımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kaydı. Elini yanağıma getirip baş parmağını dudaklarıma sürtmeye basladı.
" Bu dudaklar benim." diyip parmağını dudaklarımdan içeri gönderdi.
" Em " diye gelen emirle parmağını emmeye başladım.
" Siktir... sikimide böyle alacaksın ağzına güzelim. Islak, tapılası dudaklarını sikeceğim." bu söylemleri ile bana resmen işkence ediyordu. Bu kadar kirli konuşma beni nasıl etkiliyordu aklımı yitirmek üzereydim.
Parmağını ağzımdan çekip dudaklarıma saldırdı. Dudaklarımı resmen vakumluyordu. Alt dudağıma attığı dış ile dudaklarımı aralamamla dilini ağzımın içine gönderdi. O diliyle dilimi yalarken ağzının içine inlememi bıraktım. Dudaklarımdan ayrılıp elinin birini saçlarımdan geçirdi , başımı geriye doğru yatırdı ve erkekliğini kadınlığıma sürtmeye başladı.
" Ahhh... ımmmm... lütfen..." diyerek inledim ama ne için lütfen dedim ben bile bilmiyordum. Tek bildiğim kadınlığımın sızladığıydı. Bu sızı geçsin istiyordum.
" Lütfen ne güzelim. Söyle sikim için yalvaracak mısın bana " bir yandan bana sürtünürken bir yandan o tapılası sesi ile kirli konusması yüzünden külodun ıpıslak olmuştu. Arzunun esiri olmam ile kendimden beklemediğim kelimeler döküldü dudaklarımdan
" Ahh.. evet evet seni içimde istiyorum. "
Telefonun alarm sesi ile sıçrayarak yatağımda doğruldum. Etrafıma bakındım kimse yoktu. Odamda yalnızdım, kimse yoktu tektim. Kahretsin rüyaymış... O kadar terlemişimki tişörtüm ıslaktı. Alarmı kapatıp yataktan kalktım. Aynanın karşısına geçip kendimi baktım ve her zamanki yaptığım nasihat verme işlemine giriştim.
Bana bak kızım hayatında bir kez rastgele gördüğün bir adamı rüyanda böyle göremezsin. Bu çok saçma kendine gel. Adamı tanımıyorsun kimdir nedir bilmiyorsun silkelen ve o adamı çıkart aklından.
Günlük nasihat dozumuda alıp banyoya gidip kişisel bakımlarımı yaptım. Kapı çalınca koşarak kapıyı açtım. Eslem her zaman ki pozitif tavrı ile bana sarıldı.
" Hadi kuzum çıkalım biran önce " dedi
" Tamam canım içeride bekle sen üstümü degistiricem. " diyip hızlıca üstümü değiştirip hafif bir makyaj yaptım. Çantamı da alınca Eslem'i koluma takıp durağa doğru yürümeye başladım. Çarşıya geldiğimiz de Eslem çanta almak istedi ve bir mağazaya girdik. Eslem çantanın fiyatını ögrenince
" Yuh ama ben vergiki sikilerek ödemek istiyorum kardeş bu nasıl bir fiyattır? " deyince tezgahtar kız şokla benim deli arkadaşıma bakarken ben kahkahayı bastım. Eslem böyledir deli dolu neşeli ama bir o kadar da ağzı bozuktur. Ama sadece bizim yanımızdayken. Birkaç mağazayıda dolastıktan sonra bir kafede kahve içmek için oturduk. Dün yaşadıklarımı anlatıp anlatmamakta kararsızdım. Eslem abartılı karşılayabilirdi bu durumu. Çünkü ilk defa bir erkeğe karşı böylesine çekilmistim. En sonunda anlatmaya karar verdim. Eslem'e dün yaşanan herşeyi anlattım rüyamda dahil olmak üzere. Tam tahmin ettiğim gibi oldu.
" Kızım inanamıyorum madem adam ilgini çekti gerçi bu durum ilgini çekmekten çok ötede resmen adamla rüyanda sevişmişsin. Neden senin şu kitapçıya sormuyorsun kim olduğunu? "
" Delirme Eslem tanımam etmem hem uğraşamam ben. Belki sevgiisi vardır. Hatta eminim vardır. Onun gibi biri boş kalmaz bence."
" Nereden biliyorsun kızım belki de tam tersidir. Bence bugün sen kitapçıya ugra. Belki denk gelirsin. Gelmezsen bile sor kimmiş."
" Saçmalama Eslem uğraşamam dedim "
" Bu akşama işim olmasaydı beraber giderdik aslında bugün ama olmadı yarına gideriz. "
" Saçmalama yarın çalışıyorum biliyorusun. Gidemem bir yere kapatalım bu konuyu. "
" Şimdilik Laçin şimdilik kapatalım." dedi. Arkadaşımı tanıyorsam beni bu konuda zorlayacaktı. Şimdiden pişman oldum anlattiğıma. Kahvelerimizi içip çıktık kafeden ve durağa doğru ilerledik. Eslem her zamanki gibi çenesini tutamadı.
" Lütfen kızım ya bugün bir uğra. Belki oradadır. Bir şansını dene. "
" Orada olsa bile ne değişecek ki. Ne dicem ki adama. Eminim karşısında dilim lal olur. "
" Bir erkekle tanışmak ve konuşabilmek bu kadar zor değil inan bana." dedi benim inatçı arkadaşım. Aklıma giriyordu. Zaten hala o okyanus mavisi gözler ve o erkeksi sesler aklımdan çıkmıyordu. Eslem işimi iyice zorlaştırıyordu.
Eslem bugün farklı bir yere gideceği için başka bir otobüse bindi. Bende sahafa gitmek için bindim. Bana ne oluyor normalde yapmayacağım işler yapıyorum. Bari orada olsa da geldiğime deyse.
Sahafcının olduğu sokağa girdiğim de kalbim dört nala koşuyordu resmen. Ya oradaysa. Ne diyeceğim ki eminim konuşamam ben. En fazla bir kitap alır dönerim. Tüm cesaretimi toplayıp kapıyı açıp içeri adım attım...