When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Bugün Ateş’le birlikte eve dönüyorduk. Buradan gitmek istemiyordum, bu yerin huzuru bana çok iyi gelmişti ama maalesef mecburduk. Artık diğer şeylere odaklanmak zorundaydık. Bulut abim de iki gün sonra İstanbul’a geleceğini söylemişti. Ateş’le olan durumumdan henüz kimsenin haberi yoktu. O olaydan sonra eve gitmemiştim bile. Mecbur abim geldiğinde eve dönmem gerekecekti. Bu durumu Ateş’e anlattığımda keyfi kaçmıştı. Anlamıştı ki eve dönmem, benim tekrar tehlikede olmam demekti. Bir yandan mecbur olduğumu bildiği için fazla bir şey söyleyemiyordu ama düşüncelerini de saklamadı. "Şeytan diyor ki, gel babandan isteyeyim seni, evlenelim, bir daha da bir yere gidemezsin," diye mırıldandı ama şimdilik böyle bir şeyin mümkün olmadığını biliyorduk. Yine de Ateş’le evlenme fikri kafamda giderek d