Dolabın kapağını açıp daha önce hiç giymediğim takım elbiselerime göz attım akşam isteme için hangisini giysem diye düşünürken telefonum çaldı komidinin üzerinde olan telefonumu alıp arayana baktım Efnan arıyordu hemen açıp kulağıma götürdüm
Ben: Efendim mavi
Efnan: Poyraz
sesini duyunca kaşlarımı çattım Efnan ağlıyordu
Ben: Efnan ne oldu neden ağlıyorsun?
Efnan: Poyraz Eraslan'lar burada babamı tehdit ediyorlar babam onlara verecek galiba beni
Ben: Hemen geliyorum Efnan ağlama korkma tamam mı?
Deyip kapattım telefonu üzerime siyah takımlarımdan birini giydim silahımı belime yerleştirdim telefonumu cebime koydum arabamın anahtarını alıp odamdan çıktım hızlıca indim aşağı babam beni görünce ayağa kalkıp karşıma geçti
Babam: Hayırdır oğlum bu ne sinir neye sinirlendin sen böyle?
Ben: O it Efnan'ı kuma olarak verecekmiş baba Eraslan'lar oradaymış Efnan aradı ağlıyordu
Babam: Zerrin silahımı getir
Annem: Hayırdır noluyor?
Ben: Ben bir şey olursa sizi çağırırım baba
Babam: Çağıracaksın bak
Ben: Tamam baba çağıracağım
deyip çıktım evde arabama binip gaza bastım yarım saatlik yolu 15 dakika da gelmiştim arabayı gelişi güzel durdurup indim kapıyı çaldım 20 saniye sonra Azad açtı kapıyı ve hemen içeriye daldım giyinip evden çıkıp buraya gelmem tam 27 dakika sürmüştü ve yetişmiştim de
Şerefsizler oturmuş kahve içiyorlardı bir de beni görünce ayaklandılar gözlerinde ki korkuyu görünce sırıttım işim daha da kolay olacaktı desene
E. babası: Hayırdır Poyraz ağa bu nasıl geliş?
Ona dönüp bakmadım bile Hasan Eraslan a dönüp konuştum
Ben: Hayırdır Hasan Eraslan sabah kahvaltısına yürek mi yediniz senle oğlun?
Hasan Eraslan: Ne dersin Poyraz ağa?
Ben: Benim istediğim kızı oğluna kuma olarak istemen için ya yürek yemiş olman gerekiyor ya da aklını kaybetmiş olman lazım
Erkan Eraslan: Ela'yı önce ben istedim Poyraz ağa
Ben: Peki sen Efnan'a sordun mu seni isteyip istemediğini?
ben böyle deyince sustu bişey söylemedi Efnan'ın babasına dönüp çatık kaşlarım lâ ters ters bakıp sertçe konuştum utanmasa korkudan altına işiycekti it herif
Ben: Efnan ı çağır Haşim
Anında kafasını sallayıp kenarda ağlayan medine hanıma yani Efnan'ın annesine dönüp konuştu
E. babası: Ela yı çağır Medine
Medine hanım kafasını sallayıp yukarıya çıktı 2 dakika sonra ağlamaktan göz akı kıp kırmızı olan Efnan ile geri geldi onu böyle görünce sebebi olan herkesi tek kurşunluk yapmak istedim bir an ama sonra anında bu düşünceden vazgeçtim tam kavuşacağım an bir prüz çıkmasına müsade edemezdim
Efnan beni görünce gülümsedi ona aynı şekilde karşılık vermemek çok zordu ama yine de sert mizacımı bozmadım babası ona dönüp konuştu
E. babası: Bu iki deli kanlı da seni ister Ela sen hangisini istersin kızım?
Dışarıya karşı kendini melek yapan bu adamdan midem bulanıyordu söylediği tek bir kelime bile o kadar yapmacık geliyordu ki kafasına sıkasım gelmişti ardından Efnan bana bakarak konuştu
Efnan: Poyraz'ı istiyorum ben onu seviyorum
Erkan konuşacaktı ki açık olan kapıdan Polat içeriye girdi Erkan'ı görünce kırmızı görmüş boğa gibi kulaklarına kadar kızarmıştı sinirden hızlıca gelip Erkan'ın yakasına yapışıp yumruk attı Erkan yere düştü
Polat: Senin ne işin var lan burada ablamı sana vermem bir daha seni etrafımız da görürsem vururum demedim mi lan ben sana?
Diye bağırdı bir kez daha vuracaktı ki kolundan tutup yanıma doğru çektim ama sinirlenmişti bu yaptığıma gerçi bende bu durumda olsam vurmuştum bile neyse bugün sakin olmalıydılar çünkü benim istemem vardı bir kaç saat sonra
Ben: Polat bırak bir daha böyle bir hata yapmayacak merak etme
Polat: Poyraz abi ne bırak ya şu şerefsize kaç defa dedim kapının önünden bile geçmeyeceksin diye ama yine gelmiş it
Ben: Tamam sakin ol sen bir daha yapmayacak
ardından Erkan a döndüm
Ben: Bir daha böyle bir şeye kalkışacak olursan beni bu kadar sakin bulamazsın haberin olsun sende Haşim
Dedim korkuyla hızla kafalarını salladılar Oradan çıkıp arabaya bindim konağa gelince arabayı park edip indim ve konağa girdim annem bir oraya bir buraya koşuşturuyordu onu da hazırlılsız yakalamıştık ama halletmiş gibiydi beni görünce süzdü sonra kaşlarını çattı ve konuştu
Annem: Sen niye hazır değilsin traş da olmamışsın sakallarını hafiflet Efnan kızım öyle yakıştırıyor sana
Ben: Tamam ana tamam gidiyorum
Annem: Hadi Allah'a emanet ol yavrum
Ben: Sağol ana
Deyip girdiğim gibi geri çıktım konaktan arabama binip çarşıya geldim her hangi bir berbere girip selam verdim içeridekiler de ayağa kalkıp selam verdiler boş olan bir yere oturdum ve Ahmet beni traş etmeye başladı yarım saat sonra orada da işim bitti parasını ne kadar almak istemese de verip çıktım ve altıncıya girdim
onlarla da aynı şekilde selamlaşıp sipariş verdiğim karagül desenli nişan yüzüğünü alıp çıktım oradan arabama binip eve geldim içeriye girip çalışma odama çıktım kapıyı kapatıp kasayı açtım içerisinde ki Efnan'ın istediği gibi özel yaptırdığım yüzükleri çıkardım kasayı kapatıp ayağa kalktım
Gülümsedim bunların hepsi altın dı ve sorun şuydu ki Efnan altın hiç sevmezdi annem de kesin bir kural vardı Kıraç gelinlerinin hepsinin de eli kolu altın olacaktı bu hariç başka hiç bir şeye karışmazdı pamuk gibi bir kadındı annem
Çalışma odasından çıkıp aşağı indim anneme seslenecek iken annem mutfaktan çıktı yanına gidip elimde ki kutuları verdim anlamsızca baktı bana
Ben: Bugün takılacak yüzükler ana bunlar takılacak
Beni onaylayıp aldı kutuları elimden odama çıkıp dolaptan yine ve yeni bir siyah takım alıp yatağa bıraktım gömleklerin olduğu dolabı da açtım hangi renk giyinsem diye baktım gözüme koyu yeşil olan gömlek çarptı doğum günüm de Efnan almıştı bunu bana çıkartıp onu da yatağa koydum
üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp seçtiklerimi giyindim kol saatimi ve aslan figüranlı olan gümüş yüzüğümü taktım parfümümü de sıkıp boydan olan aynaya baktım evet tamam çok iyi olmuştu
son kez aynadan kendime bakıp çıktım odadan ve aşağı indim herkes hazır bir şekilde ortada duruyorlardı
Ben: Her şey hazır mı?
Babam: Her şey hazır sen hazır mısın?
Dedi babam ceketimi havalı bir şekilde düzeltip dik bir şekilde ona baktım
Ben: Sence de hazır değil miyim Kenan Ağa?
Kemal amcam: Aynı babasının oğlu tıpkı abimin gençliği gibisin Poyraz
Amcam böyle deyince havalanma sırası babama geçti ardından Aslan konuştu
Aslan: Ben ya ben
Kemal amcam: Sen bu aileye benzemiyorsun Aslancık
deyince aslan bozuldu kaşlarını çattı hepimiz aynı anda kahkaha atmıştık somurtup kenara geçti Mert konuştu bu sefer
Mert: Aslan abimin dediğini ben diyecektim Allah'tan demedim
Feride yengem: Siz amcanıza bakmayın çocuklar onun oğlu ona değil de Poyraz a benziyor diye sinirleniyor
Aslan: Hakkatten Müslüm niye amcama değil de abime benziyor?
Kemal amcam: Çünkü yengenizin hamileyken Poyraz'a kanı çok kaynardı o evde yokken açar fotoğraflarına bakardı huyu bile Poyraz gibi oldu çocuğumun
Deyip isyan edince ona da gülmüştük bu sefer amcam bozulmuştu ama çabuk topladı evden çıktık arabalarımıza binip Efnan ların evine doğru yola çıktık herkes benden daha fazla heycanlıydı
nedeni ise hepsi de Efnan ve Polat ı çok seviyorlar gerçi sevilmeyecek gibi de değiller yarım saat sonra gelmiştik arabaları park edip indik babam kapıyı çaldı ve Efnan tüm güzelliği ile açmıştı kapıyı ve bir kez daha nefesimi kesmişti
Bileğine kadar uzanan altı bol üstü dar askılı bir gömleğimin rengin de bir elbise giymişti tam bir çift gibi olmuştuk kıyafetine uygun ne abartı ne de çok sade ikisinin ortası bir makyaj yapmıştı turuncu olan beline kadar uzanan saçlarını da at kuyruğu yapmıştı
çok güzel görünüyordu büyüklerin elini öptü diğerleri ile de öyle selamlaştı herkes girdi içeriye birtek ben kaldım bende girdim elimdeki sarı laleleri ve çikolata yı ona verdim gülümseyerek aldı elimden
Efnan: Hoş geldin
Ben: Hoş buldum
eğilip kulağına doğru sessizce fısıldadım
Ben: Çok güzel olmuşsun mavi
Efnan: Teşekkür ederim sen de çok yakışıklı görünüyorsun
Ben: Biliyorum müstakbel karım da öyle söylüyor
Deyip içeriye girdim ardımdan ukala dediğini de duymuştum ama duymazlıktan geldim
amcam ve babamın ortasında ki olan boşluğa oturdum 1 saat kadar sonra çaylar içildi çerezler tatlılar yendi kolalar da içildikten sonra Medine hanım'ım işareti ile Efnan kalkıp çıktı odadan ardından da kardeşlerim Delal ve Dilara çıktıklar
kahve yapacaklardı anlaşılan 10 dakika sonra herkese dağıtılmıştı kahve en son Efnan elinde ki sarı beyaz desenli tepsi ile ayrıyetten getirmişti bana kahveyi önümdeki sehpaya bırakıp yerine geçip oturdu kahvemden bir yudum aldım tuzlu olmasını beklerken bal tadını alınca gülümsedim
herkes kahvelerini içip bitirmişti iç cebimde olan canlı gülü çıkartıp tepsiye koydum ve Efnan a baktım hayran hayran bakıyordu bana tıpkı benim ona baktığım gibi bir bakış yakaladım bir anda onda
1 yıl içerisinde onu kendime aşık edip ömür boyu benim olmasını sağlamam gerekiyordu olmazsa da yapacak bir şey yok o yoluna gidecek bende ömürüm son gününe kadar onu sevecektim babamın sesi ile ona döndüm hemen ardından Efnan konuştu dediği şeyle babası kıp kırmızı olmuştu beklemiyordu anlaşılan böyle bir şeyi
Babam: Gelelim sebebi ziyaretimize Haşim
Efnan: Beni Polat tan ister misin Kenan amca?
Babamın da hoşuna gitmişti bu durum o da sevmiyordu çünkü Haşim ı bu sefer de Polat a dönüp konuştu
Babam: Gelelim sebebi ziyaretimize Polat oğlum
Polat yerin de dikleşip babama baktı Polat çok ağır başlı bir adamdı ne babasına ne de abilerine benzemiyordu aslan gibiydi
Babam: Oğlum ablana gönlünü kaptırmış bunu da bizimle paylaştı bizde dün size haber saldık ve onayladınız bizi
Polat yine konuşmadan ağırca kafasını salladı babam da devam etti konuşmasına
Babam: Allah'ın emri peygamber efendimizin kavli ile ablan Efnan'ı oğlum Poyraz a istiyorum
Polat derin bir nefes alıp daha da dik oturdu genzini temizleyip konuştu biraz da zorlanıyor gibiydi
Polat: Ablam benim bu hayatta ki en değerlilerimden birisi Kenan amca sizi de Poyraz ağa yıda çok iyi tanır bilirim ablamı üzmeyeceğinden de eminim ama ben yine de söyleyeyim gözünden akan bir damlanın sebebi olursanız karşınız da beni bulursunuz saçının teline zarar gelirse kimseye acımam haberiniz olsun bu konuşmamı yanlış anlamayasınız sakın sizin de kızınız kız kardeşiniz var beni anlayacağınızdan eminim
Ben: Hiç şüphen olmasın Polat gözüm gibi bakacağım dan emin olabilirsin güven bana
Polat: Sana güvenim sonsuz Poyraz abi
Ben: Eyvallah
Dedim kafasını çevirip Efnana baktı gözleri dolu dolu gururla bakıyordu Efnan kardeşine Polat sorgular gibi tek kaşını kaldırıp baktı ablasına Efnan gülümseyip kafasını salladı tekrardan bize döndü
Polat: Hayırlı olsun o zaman
Deyince hepimiz aynı anda ayağa kalktık Efnan ile yan yana durduk babam yüzükleri takıp bir dua okuyup kesti kurdeleyi Efnan Mihriban hanım hariç büyüklerin elini öptü diğerlerine de sarıldı ben de onun tarafından sadece Medine hanım'ın elini öptüm
bir kaç tane fotoğraf çekip çıktık oradan daha arabayı sürerken telefonuma mesaj geldi açıp baktım Efnan dan dı
"Teşekkür ederim sözlüm bey"
güldüm nerden buluyordu bu sözleri bu kız
"Rica ederim sözlüm hanım"
"Sözlüm hanım mı hmm bunu çok sevdim Sözlüm bey"