1- ÇAMUR
-Allaaahhh yandıımm Allaaaaahhh. Hehehehe
-Allaaaaah yandııııım yandıım Allaaaahh. Hehehehehe...
-Şşşşttt. Sessiz olun bacaksızlar. Duyacak yoksa
-Hehehe ama çok komikti.. Hadi bidaha yapalım. hehehe. Yand....
Elimi öyle seri ve sert bir hareketle yapıştırdım ki Abdullah'ın ağzına çocuğun gözleri dolmuştu. İsteyerek acıtmamıştım ki canını. Hem fısıldaşırken bişe o kadar sesli konuşuyorlardı ki duyacaktı az kalsın belkide duymuştu bile. Neyse eğer Ekrem beni bulunca yaşatırsa bi ara onun da gönlünü alırdım. Ama önce hayatımı kurtarmalıydım.
-Siz yaptınız dimi. Mehir, bir de abla olacaksın örnek olacaksın şu 3 bacaksıza. Sen onlardan da betersin yahu!!! Seni de yetişkin yerine koyup nasıl emanet ederler çocuklarını anlamam.
Diyerek 3 çocuk bir de ben 4 çocuk sıkıştığımız eski ahşap ayakkabı dolabının kapısını açmasıyla birlikte dördümüz birden Ekrem'in üstüne çullandık. Kafasını yere sert çarpmış olacak ki bir süre sessizce birşeyler mırıldandı sinirlice. Sonra bizi üstünden itip hırsla ayağa kalktı ve burnumun kemerinden beni yakalayıp doğruca bahçeye çıkardı( diyicem ama sürükledi de diyebiliriz)
-Hayır Ekrem abişş sen bana kıyamazsın kiii. Ben senin birtanecik kankanııııımmm. Hatta bak abiş diyorum birtanecik kız kardeşinim. Yaaa İMDAAAAATTT!! Kadına şiddet var burda yetişin yetişin Zehra Teyzeee..
Bu kadar dil dökmem işe yaramamıştı. Beni burun kemerimden yakaladığı gibi doğruca diz boyundaki çamur birikintisine atmasın mı? Sonra da karşıma geçip sırıta sırıta beni izlemesin mi?
Çaktırmadan çamuru aldım avuçlarıma başladım Ekrem'e atmaya. Artık gülme sırası yine bendeydi.
Ekrem abi dediğime bakmayın aramızda sadece 1 yaş var. Kızgın olduğu zamanlarda yumuşasım diye şebeklik yaparken "abiş" mabiş derim ama kendisi benim süt kardeşim olur. Normalde kanka gibidir ama siz birde onu canı sıkkınken bir görün.
Sadece sabahtan beri gülmediği için biraz güldürmek istemiştim onu. Basit bir şakaydı yani. Sadece gömleğinin iç yüzüne kaşıntı otu sürmek istemiştim. Nereden bileyim yanlışlıkla ısırgan otu sürdüğümü ve o yanma hissinin toplantı sırasında tutacağını. Müneccim miyim ben? Kardeşi yerine koyduğu kişinin üzülmesini istemeyip biraz gülsün diye uğraşan melek gibi bir kızcağızım işte.
Yanlış otu aldığımı öğrenince zaten yeterince acı çekmiştim bence. Çünkü sadece gömleğine sürmeyi yeterli bulmayıp pijamana da sürdüğüm için pişman olup pişamalarını ekrem çıktıktan hemen sonra yıkarken elimin yanmasıyla ödemiştim. Ama beni düşünen kiiiiim???
"Yandım Allaaaaaaaaahhhhhh" diyerek sokağa fırlamışım. Anneleri pazara çıktığı için bizim eve gelen komşu Zehra teyzenin bacaksızlar da benimke birlikye sokağa fırlayıp "yandım Allaaaahhh" diye bağıra bağıra oyun sanıp peşimden koşmasınlar mı. Akşam olmadan eve gelince bizi bulamasın diye saklandığımız dolapta en önce dolaba atlayan 7 yaşındaki Zeliş'in üstüne hiç düşünmeden kendimi atınca 5 yaşındaki Abdullah ve Hatice ikizleri de üstüme atladılar tabi. Onları dışarı atamadan baktım anahtar deliğinden ses geliyor kapadım hemen dolabım kapağını.
Bizim ikizler fısır fısır kıkır kıkr konuşup gülüşürken zavallım Zeliş'in de canı çıkıyodur kesin. Bizimkilerin sesini duyan Ekrem Bey(?) de gelip yargısız infaz yapınca olanlar bu işte. ÇAMUR ÇUKURU.
Ama şimdi dikkatimi çekti. Ben de diyorum niye üstünü değiştirmiyo bu? Nasıl dayanıyo kaşıntıya? Benden intikam almakla bu kadar mı haz duyuyor? Beyefendi üzerini çoktan değiştirmiş bile. Ama ben tanımıyorum bu kıyafetleri . Herhalde bir arkadaşından ödünç almış.
Neyse işte en son çamur atıp gülerken Zehra teyze ve bıcırlarının hemen yanımızdaki apartmanın mervenlerine oturmuş bzi seyrettiğini ve olayı anlamaya çalıştığını görünce üstüme başıma çekidüzen verip çıktım çukurdan.
Pazar torbalarına yardım edecektim ki üstümün çamurlu olduğunu hatırladım ve muzipçe tebessüm ettim.
Yine bana bir torba dolusu kiraz almış. Benim çook sevdiğimi bildiğinden ve çcukları bana bıraktığından her pazardan dönüşte benim için kiraz alırdı Zehra teyzem. Canım teyzem benim ya.
Neyse, kirazları alıp Zehra teyzeme teşekkür ettikten sonra merdivenleri inerken , Ekrem'in beni yakaladığı sırada zar zor giydiğim parlak mor renkli terliklerim çamurun kayganlığndan dolayı kaydı ve sert bir yere başımı çarpmışım hissi yaşadım. Sonra bir ıslaklık hissettim vücudumda. Bir anda başım kalabalıklaşırken sesler uğultuya dönüştü ve göz kapaklarımın kapanmasına mani olamadım.