“Dur sana kim olduğunu hatırlatayım. Sen bu çocuğun bakıcısısın. Ona para karşılığı bakıyorsun, annesi değilsin. Haddini bil!” Duydukları yüzünden Hazal’ın gözleri yaşlarla doldu. Gözünü kırpsa yaşlar her an akabilirdi. Masadan kalkıp salonu terk etmek, hatta evden koşarak kaçmak istedi fakat tefecinin borcu aklına gelince kendini oturduğu sandalyeye yapışmış gibi hissetti. Dişlerini sıkıp susmak zorunda kaldı. Yemek masasındaki gerilimi Akın’ın çalan telefonu bozdu. Macit arıyordu. Genç adam, “Söyle Macit!” diyerek telefona cevap verdi. “Efendim beklediğimiz mesaj geldi.” Akın telefonla konuşarak salondan çıktığında, İlke yüzündeki donuk ifadeyle üzülmemesini söyledi. “Abim hep böyledir. Bu evde çalışacaksan alışman gerekiyor,” deyip, tekerlekli sandalyesinin yönünü çıkış kapısına çe