Fatih Yanımda duran kadın ve karşımda duran adamın ortasında kalmıştım. Bir haltlar dönüyordu. Adamım aradığı zaman açacaktım. Şuan onun pişmanlığı içerisindeydim. Akşam yemeğinden sonra aramayı düşünmüştüm. Ezginin işini halletmek istedim. Sonra Elifle konuşup ardından adamı aramak istedim ama olmadı. Elif beni her seferinde böyle sinir etmese, şimdi çoktan konuşmuş olacaktık. Elleri titriyordu, ayağa kalkmakta bile zorlanıyordu. Masadan zorla kalktı. Kahretsin şuan karşılaşmaları hiç iyi olmadı. Elif tuhaf davranıyordu. Hem de çok tuhaf. - Otur, kızım. Seni anlıyorum ben. Acın büyük tabi. Lord Elife yaklaştı. Neden bu kadar iyi davrandığını anlamıyordum? Elif gözleri dolmuş bir şekilde bana bakıyordu. O da belli ki anlamıyordu. Ezginin işi, ölü göstereceğiz ya. Sana söyledim mi,