Elif Kulübeye doğru gidiyorduk. Sıkıntıdan tırnaklarımı avuç içime bastırıp duruyordum. Bu adam bana bir iyi geliyordu iki kötü. Sonra bir kelime söylüyordu, sanki beni önemsiyor. Sonra birden yine buz kesiyordu. Daha kendimi toplamadan ilk gecen diyordu. Ne olursa olsun onu görmek bile istemiyordum. Sabah söylediği şeyleri unutmadım. Bana karşı o duruşu ve umursamazlığı da. Beni Ezgiye getirmesi bu durumu telafi edemezdi. Hiçbir söz hakkım yoktu, biliyorum ama bu saatten sonra da kendimi ezdirmeye niyetim yoktu. Eğer işin ucunda ölüm varsa, kuralları artık ben koyacaktım. Elimden tutup içeri soktu. Işıkları açıyordu. Ben küçük ama şirin kulübeye baktım. Şömine de vardı. Vay canına, ne kadar da elit bir yer. Mafyanın boksörü için fazla kibar bir evdi. - Bu sabah kalpsiz olduğunu öğr