Düzelttiği yatağın son yastığını da yerleştiren Sejal artık aşağı inebilirdi. Son kez aynada aksine bakıp inmeden önce dudağına krem sürme fikrinden vazgeçerek kapıya ilerledi. Kahvaltıdan sonra sürmek en iyisiydi. Kahvaltı niyetine kremi yemek istemiyordu. Fakat odada bıraktığı telefonunun çaldığını duyunca merdivenlerin henüz başındayken dönüp arayan kişiye baktı. "Efendim?" diye yumuşak bir ses tonuyla telefonu açtı. Aynı şekilde karşıdan gelen görümcesinin sesi onu ister istemez gülümsetmişti. Zeliha buraya alışmasına yardımcı olacak tek insan gibiydi. Üstelik onu bu güven konusunda yanıltmayacak tek isimdi. "Sejal, günaydın. Nasılsın?" "Günaydın, sağol, sen nasılsın?" "İyiyim, nasıl olayım, Bedir'i işe gönderdim, Esra da dışarı çıktı, bende oturuyorum." Çaya davet etmeyi düşün