Keyifli okumalar. . . . . .. .. . . . . . . . . . . .
Oy ve yorum lütfen. . . . . . . .. . . . . .. . . . . .
Ağırlaşmış göz kapaklarımı zorla açarken,tanımadığım bir odada olduğumu gördüm. Hızla yerimden zıplarken başım döndü. Etrafa göz gezdirdiğimde bir yatak odası olduğunu gördüm. Burası neresi böyle. Yoksa kaçırıldım mı?
En son olanları hatırlarken gözlerim kafama çıkdı. Çoçuk elimi ısırdı ve gözleri kırmızıydı. Hızla elime bakdığımda hiç yara falan olmadığını gördüm. O zaman bunlar neydi. Ve burası neresiydi? Aklımda deli sorularla,yürüyerek yatak odasından çıkdım.
Yürürken banyonu görmemle buranın Cem’in evi olduğunu anladım. Salona bakdığımda ,Cem yokdu. Hava hala ışıklıydı. Saate bakdığım da 3 olduğunu gördüm. Banyoya girerek mutfağa açılan kapıdan çıkdım.
Cem mutfakda çalışıyordu. Kafasın kaldırıp bana bakdı ve bana doğru yürüdü. “İyimisin?”dedi bana çikolata uzatarak. Hayır diyemeyeceğim bir şey olduğundan elinden alıp yedim. Tadı gerçekden çok güzeldi.
Aklım gelen soruyu ona sordum “Ne oldu bana?”dedim. “Hatırlamıyormusun?”dedi yüzün diger tarafa dönerek. Ben düşünürken kapı açıldı ve içeri o bücür girdi. “Kanın çok tatyıı”dedi bana. Yine elime dikkatle bakdım. Kan akıyordu galiba ama şimdi kan falan yokdu. Bir bücüre,bir Cem’e,bir de elime bakıyordum. Gözlerim bu üçü arasında mekik çekiyordu. Ben bile gözlerim kadar mekik çekmedim hayatımda.
“Kan? Isırmak? Ne yapdın bana?”dedim kaşlarımı çatarak. Cem gözlerimin içine bakıp bir şeyler söylemek istiyordu. Çoçuğa bakıp “Boran sen eve git”dedi. Çoçuk ofuldayarak banyodan eve gitdi.
Cem elindeki işi bırakıp masanın yanında ki sandalyeni benim için çekdi. Oturduğum da o da önde ki sandalyede oturdu.
“Bak söyleyeceklerim sana şaka gibi gele bilir ama”dedi ve bana bakdı. Bende ona “ee”dediğimde devam etdi “Biz vampiriz”dedi. Vampir? Hani o kan içen varlıklar. Alacakaranlıkda ki gibi mi. Önce ona ifadesiz bir suratla bakdım sonra gülümsedim ve “Şaka mı yapıyorsun?”dedim.
“Yoo. Bu konuda ciddiyim”dedi gayet ciddi bir ifadeyle. Ben sırıtarak “Türkden vampir mi olur ya?”dedim. Sahi türkden vampir olur mu? Olsa olsa ingilisden falan olur. Şka gibi geliyor. O da sözüme gülümsüyerek “Malesef oluyor”dedi.
Derin bir nefes alıp söylediklerin hazmetmeye çalışıyordum. Hepsi şaka gibi geliyordu. “Şaka mı bu?”dedim. Yok ispatlıya bilirim”dediğinde başımı salladım. Gözlerin kapayıp açdığında kırmızı gözlerin görmemle sandalyenin içine iyice sindim.
Tamam şaka değil ama baya bir korkunc. Ay ben nasıl anlayamadım. Böyle yakışıklıbir erkeğin insan olucak hali yok herhalde. Bunu ilk günden anlamalıydım ama çekimine kapılmışdım malesef. Çok yakışıklı lanet şey.
Hemen elimi masaya koyup ona gösterdim “Eğer o çoçuk beni ısırdısa neden hiç yara izi yok”dedim elimi tutup “Sana kendi kanımdan verdim. O yüzden yok. Vampirlerin kanı insanların tüm yaraların iyileşdirir”dedi.
Elimi hemen onun soğuk ellerinden kurtardım. Ya çok korkuyorum şu an. Hayatımda hiç vampir görmediğimden olmalı. Derin bir nefes alıp ayağa kalkdım ve “Ben işimin başına döneyim”diyip koşar adımlarla mutfakdan çıkdım.
İçeride bir kaç tane kız vardı. Siparişlerin falan alıp istediklerin verdim. Sonra yerime oturup düşünmeye başladım. Eğer öyleyse o kızın kanını içiyordu değil mi? Kanları sildiğinde hiç yara izi kalmamışdı. Çok iğrenc ya.
Zaman böyle geçerken Cem mutfakdan hiç çıkmamışdı. Saat 7 ye geldiğinde pastanenin kapıların kapatdım. Mutfağa girsem mi girmesem mi diye düşünürken girmeye karar verdim. Sonucda ona söyleyip çıkacağım buradan.
Mutfağa girdiğinde bir tane pastanın üstüne çikolata döküyordu. İşine tam konsantre olmuşdu ve kafasın kaldırıp bana bakmadı. “Ben.. Saat 7 oldu. Bir şey yoksa ben çıkacağım”dedim. Bana bakmadı bile “Çıka bilirsin “dedi soğuk bir sesle. “Hoşçakalın”diyip çıkdım bende.
Pastaneden çıkıp koşar adımlarla eve yürüdüm. Eve geldiğimde kapını açıp içeri girdim. Ardından kapını sıkıca kilitliyip doğru odama yürüdüm. Banyo yapdıkdan sonra kendime yemek hazırlamaya karar verdim ama üşendiğimden pizza sifariş etdim. Temizlik yaparak oyalanırken kapı çaldı. Bu kadar hızlı mı geldi pizza diye düşünüp sevincle kapıyı açdım.
Ama sevincimin yerini bir anda şaşkınlık aldı. Cem ve o çoçuk gelmişdi. İsmi Boran olan. Çoçuğun elinde çiçekler vardı ve yüzü hiç gözükmüyordu. Kendinden büyükde elinde ki çiçekler. Onun bu haline gülesim geldi ama kendimi durdurdum.
Boran çiçekleri bana uzatıp “Ay bunyay şana”dedi. Bende eğilip çiçekleri aldım. “Teşekkür ederim”dedim ama çoçuk “İşteysen şana öpüçükde veyiyim. Affettin mi biji”dediğinde güldüm. “Önce öpücük ver sonra düşüneceğim “dedim. Cem’in elin bırakıp elleriyle yanaklarımdan tutdu ve sağ yanağımdan öpdü.
“Affetdin mi şimdi?”diye sordu. Bende başımı sallayıp “Evet”dedim. Hemen gülümsüyerek “O zaman şimdi kanını içe biyiymiyim?”dediğinde hemen ayağa kalkdım ve Cem ‘e bakdım. Cem onu kucağına alıp “Ne konuşduk biz?”dedi ona. Hemen suratın asarak “Tamam amca ya. İçmiycem İpek apyayın kanın biy daha”dedi.
“Biz artık gidelim.”diyip yüzlerin döndüğünde,ne yapacağımı bilmedim ve Cem’in tşörtünden tutdum. “Eve gelirmisiniz?”dedim. Off ben birin eve davet etmek işinde hiç iyi değilim. Bana döndüklerinde hemen tşörtün bırakdım. Boran hemen Cem’e “yoyuy amca bakayım evi naşıy apyayın. “dedi şeker şeker.
“Olur “dedi. Bende hemen kenera çekilip yol verdim eve geçmelerine. Boran Cem’in kucağından inip ayakkabılarını çıkardı ve koşdurarak salona girdi. Bende çiçekler elimde öylece Cem’le duruyorduk.
En sonunda kendimi toplayıp “Ben bunları suya koyayım”diyip mutfağa geçdim. Boran televizyonun önünde oturmuşdu. Gülleri suya koyup çoçuğa ve kendime meyve suyu,Cem’e de kahve koydum. İşde de sürekli sade kahve içer. Her halde seviyordur. Ama yanına da onun için meyve suyu koydum. Hangisin isterse içer.
Bardakları tepsiye düzüp salona götürdüm. Boran kumandayla kanalları değişdiriyordu. En sonunda çizgi film kanalında durdu.
Tepsidekileri masaya bırakıp,tepsiyi mutfağa götürdüm yeniden. Sonra salona geçip tekli koltuğa oturdum. Ne konuşacağımı bilmiyordum. Cem bunu anlamış olacak ki “Yalnız mı yaşıyorsun?”dedi. Ona bakıp “Hayır anaannemle yaşıyorum”dedim. “Ailen nerede ?”dedi bu sefer de. “Ben küçükken trafik kazasında kaybetdik”dedim. “Başın sağolsun”dedi. Bende başımı sallayıp hafif gülümsedim.
Biraz sonra Boran’la falan konuşup güldük. Baya eğlenceli çoçuk aslında. Ayrıca korkum da geçmişdi. Daha rahatdım yanlarında.
Pizzacı gelince kapıyı Cem açdı ve pizzaları aldı. Bi güzel yedikden sonra oyun falan oynadık televizyondan ama ben hep kaybetdim. Oyun da araba yarışıydı. İkisi bir güzel kazandılar ve beni hep yendiler. Bir kere bile olsa kazanamadım. Şanssızlığın da bu kadarı. Küçüçük çoçuğa yeniliyorum. Ama çoçuk da olsa ikiside vampirler. Benden bile güclüler ya. Ay bu nereden çıkdı şimdi. En sonunda hırs yapdım ve yendim. İlk kez kazandım.
“Ben kazandım”diye sevinirken Boran yanağımdan öpdü yine de. “Apya ben şeni çok şevdim”dedi. Ay çok şeker ya. “Bende seninçok sevdim”dedim. Cem alınmış gibi yapıp “Peki beni seven yok mu?”diyince nir sıcak bastı beni. Ay ben neden şimdi bu kadar utanıyorum. “Ben şeni de şeviyoyum. Bitaneçik amcamşın şen benim”dedi.
Ben gülümserken Cem bana bakıp gülümsedi. Hava kararmış saat 10 olmuşdu. “Hadi biz artık kaçalım. Baya geç oldu”dedi. Boran kafasın sallayıp “Gidişimiz kötü ama dönüşümüz muhteşem oyucakkk”diye bağırdı gülerek.
Cem bana “Telefon numaranı versene bana”dedi. Bende başımı sallayıp “Tamam aklımda yok numaram. Telefonumu getireyim sen yaz numaranı”diyip odama koşdum. Telefonumu çalışma masasının üstünden alıp ona verdim. Numarasın yazıp kendinin aradı.
“Tamamdır. İyi geceler”diyip ayakkabıların giyindiler. Evden çıkdıklarında Boran’ın yanakların baya bir öpdüm. Vampir değilim ama acayip ısırasım var onu.
Onlar gözden kaybolana kadar arkalarınca bakdım. Boran bana hep el sallıyordu,bende ona. Telefonumu cebime koyup masanın üstünde ki boş bardakları mutfağa götürdüm. Yıkamaya başlıyacakken kapı çaldı. Belki de bir şeylerin unutmuşlar diyip gülümsüyerek kapıya koşdum. Ama açdığımda onlar değildi.
Bir kızdı ve kim olduğun hatırlamışdım. Mutfakda kanın içdiği kızdı bu. “Bir şey mi istemişdiniz”dediğimde beni itip eve girdi. “Evet canını “dediğinde bir şey anlamamışdım ama sonra bıcağı çıkarıp karnıma sapladığında dona kalmışdım.