Berat elindeki papatyalarla mezarın başına oturdu. Papatya demetini çözüp papatyaları tek tek mezarın üzerine koyup mezarı izlemeye başladı. Arada elini toprağın içine daldırıp “Dilhun!” diye acıyla fısıldıyordu... Etrafa çöken karanlığa rağmen Berat oturduğu yerden kalkmamıştı. Yıllardır içinde barındırdığı cevapsız sorusunun isyanı toprağın altında yatan Dilhun’a duyurmak istercesine bir şeyler mırıldanıp duruyordu. Derin bir nefes alıp başını gökyüzüne kaldırıp her zamanki gibi “Neden Dilhun?” diye kaybetmenin verdiği öfkeyle soludu. Sorusuna gecenin anlamsız hışırtısı cevap verirken karşıdan yalan ayak Arjin teyze geliyordu. Arjin teyze geçen yedi yıl içinde daha da çöküp aklını iyice kaybederken attığı her adımın içinde zihninde birbirine karışan korkunç görüntülerin ağırlığı vard