İpek ( Üç ay sonra ) "Kızım, Ömer torunumla konuştun mu?" Yaşlı kadının titrek sesi, köy evinin sessizliğini doldurdu. Gözlerini zar zor aralayarak bana bakıyordu. "Konuştum, nine. Konuştum," dedim, sesimi biraz yükselterek. "Ne dedin? Duyammadım da." "Konuştum diyorum, nine!" Bu kez bağırmak zorunda kaldım. Kulakları sağırdı, illa ki kulağına kadar eğilip söylemem gerekiyordu. "Hee, tamam, tamam. İyi midir torunum?" dedi, yüzünde meraklı bir ifade belirdi. Zamanın açmış olduğu kırışıklar yüzünde fazla belirgindi. 70 li yaşlarında olmasına rağmen hareketleri fazla kıvraktı ama yüzündeki kırışıklıklar ben yaşlandım diye ele veriyordu kendisini. "İyidir, iyi. Sana selam söyledi. Meraklanmasın dedi," diye ekledim, yine biraz bağırarak. Bu evde sesimi duyurmak başlı başına bir meseleydi