Ertesi sabaha artık bir cenaze evi olarak güne başlamıştı Mirzan konağı. Soluk borusundaki kasılmadan kaynaklı ciğerlerine su dolarak hayatını kaybeden oğullarına bu gün veda edecekler, birkaç saat içinde kız kardeşi gibi o da ölü sayılacaktı. Tek farkı, kızları hayattayken ölmüş, aileyi terk ederek ölü sayılmıştı. Hasan ise gerçek ölümün soğuk kollarına sarmalanmış halde bulunmuştu. Getirilen haber sonrası o gece bitmedi. Kimse uyumadı, ama uyanık kaldıklarına dair bir belirti de göstermemişlerdi. Gece boyu ortamdaki tek ses Rojda hanımın feryat dolu dövünmeleri, yorulmadan içini çeke çeke ağlamasıydı. Bir çocuğunu zaten kaybetmiş, yüreğinde öldürmüştü. Şimdi ise son kalan can yongasını kara toprağa vermek canını acıtıyordu. Kaderinde evladının tabutuna sarılmakta vardı demek. Bunu h