Sabahın erken saatinde yine uzun kahvaltı masasının en görünmez noktasındaydı Niran. Aslında hemen herkesin ortasında oturuyor, hemen herkesle göz göze geliyordu ama görünmüyordu işte. Daha doğrusu baksalar da görmüyorlardı. Önceden beri böyleydi bu. Gerçi şuan biraz farklıydı çünkü herkesin gözü gerçekten de üzerindeydi. Belki de eskiyle karıştırıyordu Niran. Ne de olsa eskiye oranla herkes etrafında dönüp duruyor, bir şey mi diyecek yoksa bir isteği mi var diye anlamaya çalışıyorlardı. Aslına bakılırsa berdeli bozmaması içindi ama yine de farklıydı işte. Kahvaltısını bitirmiş olarak sandalyesine yaslanırken tekrardan doldurulan çayına şeker atmak üzere masanın ortasına uzanmıştı ki, abisinin parmaklarının kendisininkilere değmesiyle göz göze geldiler. Önce o elini çekecek gibi oldu