Bir hafta geçmişti ama durum hala değişmiş değildi. Avjin eskisinden çok Azad'ın peşinden koşturuyor, Azad ise Niran'la tekrar tekrar konuşmak için çırpınıyordu. Lakin Niran ne telefonlarını açıyor, ne de karşısına çıkıyordu. Uzaktan uzağa birbirlerini görüyor, ama Niran'ın ısrarla kaçışları yüzünden konuşamıyorlardı. Ne konuşacaklardı ki? Her şey bitmişti işte. Yolları bir kez daha ayrılmıştı ve Niran bunun son olduğunu biliyordu. En azından, öyle hissediyordu. İçindeki yarım kalmışlık hissi ise gün geçtikçe artsa da Niran'ın Azad kadar kör olduğu bir başka şeydi. Azad ise yılmıyor, bıkmadan usanmadan arayıp kapısına gidiyordu. Ne zaman gitse o kapıda Şiyar'ı görüyordu ama Diyar sağolsun geriye çekilmek zorunda kalıyor, şimdilik sakinmiş gibi yapıyordu. Zaten her şeyi bunca kabullenme