DENİZ
İş için gittiğim İngiltere ‘den yeni dönmüştüm eve uğramadan kuzenler geleceğimden haberdar olmuş havalimanından itiraz etmeme izin vermeden beni aldıkları gibi mekan geçtik. Her zaman ki gibi mekanın üst balkonda yerlerimizi aldık aramamızda gülüp eğleniyorduk hoş sohbetlerinin ardında gözüme takılan tek başına dans eden kız dikkatimi çekti. Dans edişi ile beni mest etti buğday teni, açıkta bıraktığı o dalgalı kumral saçı, bedenine yapmış bütün hatlarını meydana çıkaran elbisesi uzaktan tenimi yakıp kavurdu şimdiye kadar hiçbir kadından bu kadar etkilenmedim. Kalbimin derinliklerine hayal ettiğim o kadın olabilir mi? Diye düşünmeden edemedim. Alkolün verdi etki ile yanılıyor olabilirim kimseye fark ettirmeden onu benden başka kimse görüyor mu? Etrafıma baktım kimse benim baktığım yere bakmadığını anlayınca derin nefes aldım neden böyle hissediyorum yanlış aşka yelken açmak istemiyorum kırıp dökmeden hiçbir kadını incitmeden aradığım aşkı bulmam çok zor ama ben imkansız bir sevdanın peşindeyim. Arkamdan bana seslenmelerine aldırış etmeden o kızın kim olduğunu öğrenmem gerek yakınlaştıkça kalbim dört nala koşarcasına atmaya başladı. Onun olduğu tarafa ilerlemek etten duvarları aşmam demek zorda olsa aşabilmiştim ama ben yanına gelmek için mücadele ederken o çoktan yok olmuştu. Belki hayal görüyorum? Geri üst kata dönmeye karar verdim adım atmamla ayağım altında hissettiğim şeye baktım az önce bileğinde gördüğüm safir taşlı bilekliği gördüğüm kız hayal değildi. Etrafa bakındım hiçbir yerde göremedim merdivenlerden çıkarak çıkışa gittim mekanın girişinde Melek karışıma çıktı
“ ooo ikizim döner dönmez ayağının tozu ile mekanda mı soluğu aldın? “
“ bizimkiler zorla beni buraya getirdi de sen tek başına ne yapıyorsun? “
“ bende arkadaşımla gelmiştim ama biraz fenalaştı şimdi onu taksi ile gönderdim madem buralara kadar geldin bana eşlik ederek her zaman ki gibi buranın tozunu attıralım mı? “
“ hadi gel işte benim ikizim gidelim “
Birlikte mekana geri döndük dediğini yaparak danslarımızla herkesin ilgi odağı olmuştu benim aklımda o kız bir daha karşıma çıkak mı? Düşünmeden duramıyorum….
Elimde ondan geriye kalan künyesi burnuma yaklaştırdım teninin kokusu bilekliğine sinmiş orkide, egzotik kokularını anımsatıyor bu koku bir yerden tanıdık geliyor. Yatağımdan kalkıp annemlerin yatak odasından sessizce içeri girdim yakalanma korkusu ile annemin parfümlerini koklamaya başladım sonunda aradığım parfümü buldum bilekliğine sinen koku ile aynı adını aklıma kazıyarak odadan hızlıca çıktım. Odama geri döndüm telefonuma parfümün adını kaydettim. Aklımı kaybetmek üzereyim bir koku yüzünden bu hale geldiysem onu bulduğumda neler olacak düşünemiyorum. Burnumda kokusu elimde ona ait bir parça gözlerimi kapattığım zaman yüzü belirdi onun hayali ile uykuya yenik düşüyorum….
Uykumun arasında saçlarımı okşanıyor burnuma dolan o koku rüyamı bu yoksa??? Elini tutup kendime çektim
“ anne “
“ yavaş oğlum ne oluyor? “
“ anne sen miydin? “
“ başka kim olacak? “
Dudağını yukarı kıvırdı
“ ya anne uykumun arasında olacak iş mi? “
Omzuma bir tane patlattı
“ anne ya denmez hem olmayacak iş ne? “
Kolundan çeker yanıma yatmasını sağladım yanağından öptüm o sıcak kollarının arasına sardı
“ annem “
“ özledin mi? “
“ çookkk “
“ eşek sıpası madem özledin İstanbul ‘a ayak basar basmaz kulüpte ne işin var? “
Hesap sorar gibi başıma vurdu
“ ahh… anne “
Sonra vurduğu yeri öptü saçımı okşadı kaç kaşına geldim ama annemin gözünde hep biz onun hiç büyümemiş çocuğu olarak kaldık
“ annem şu sıktığın parfümü bir daha sıkma “
Gözlerini devirdi
“ burnuma biraz ağır geliyor “
“ hmm tamam “
Anneme baktım
“ gerçekten bu kadar kolay mı? Sen parfümünden vazgeçmesin “
“ evet vazgeçmem ama bu koku seni rahatsız ediyorsa zor olacak ama bir daha bu parfümü kullanmam “
“ annem benim yanağını öptüm “
“ höst lann bırak karımı “
“ baba ya senin karınsa benimde annem unut bunu “
“ gebertirim seni “
“ Barann “
Uyarıcı tonda adını söylese bile babam durdurmaya yetmedi annemi yataktan kucakladığı gibi benden kopardı
“ Barannn “
Babam bana baktı
“ sende kıçını yataktan kaldır kahvaltıda kaç saattir senin keyfini bekliyoruz “
Annemi alıp gitti babam yıllardır değişmedi annemi ilk gün gibi hatta daha fazla aşık bizi seviyordu ama annemle arasına girmemizden hoşlanmıyor bizden bazen kıskandığı oluyordu bu nasıl bir aşk? Hayallerimdeki aşk tamda bu annemle babamın tutkulu aşkı hayatımda kimler gelip geçti kulüpte tanımadığım kızı gördüğümde hiç böyle hissettiğim gibi hissetmedim. Babamın aşağıdan bağırması düşüncelerimden sıyrıldım tişörtümü başımdan geçirerek merdivenlerden aşağı indim salondan girdim üzerime atlayan Ela ‘m
“ abim neredesin? çok özledim “
“ bende çok özledim “
Boynumdan ayrıldı kahvaltı masasına ilerken Ela ‘ya bi Melek ‘e baktım
“ sizin dolabınızda adam akıllı kıyafetleriniz yok mu? “
“ ama abi “
“ hmm bende ikizim tam nereye gitti diye düşünüyordum “
“ Melek “
“ ne? “
“ anne dahil kardeşlerin beni bir gün katil edecek gerçi kuzenlerinin de farkı yok “
“ amca yaa “
“ sussun “
Hepsi sus pus oldu bizim ailenin genlerinden mi nedir? Yaşlanmak bilmiyorlar annem resmen yıllara meydan okuyor kendine bakmak hoşuna gidiyor. Odasında banyoda bitmek bilmeyen bakım kremleri ile dolu babamda annemin yanına yakışmak için o da kendine bakmak zorunda olduğunu söyler durur.
“ sevgili kocacığım fazla abartıyorsun bak 26 senedir katil olmadıysan bir sıkıntı yok “
“ Eda’m “
Babam tıslaması annemin üzerinde pek etki ettiği söylenemez
“ bence bu konuyu eşelemeyin ve kahvaltınızı yapın yoksa ikinizi kapıya atarım yok ya o size ödül olur en iyisi depoya kaldırır işkencelerimin alasını yaparım “
“ hmm üstüne bir de işkence öyle mi? “
Annem elini babamın yüzüne koydu
“ bilirsin bende yapacaklarımın sınırı yok “
Yanağındaki eli öptü
“ bilemem mi ahh tamam şimdilik susuyorum “
Güzel dercesine annemin bakışları bu hallerine bayılıyorum sadece ben değil hepimiz onlarının aşkına imrenerek bakıyoruz aşklarını bizim yanımızda çekinmeden gözlerinin içine bakarak yaşıyor. Hatta onların aşkı dillere destan olduğunu bütün ailem söyler tatlı atışmalar eşliğinde kahvaltımızı güle eğlenerek yaptık… Ben Deniz Adalı 25 yaşındayım annem ve babamın ilk Melek ve ben ikiz çocuklarıyız en küçük kardeşi Ela annem babama benzediğin göz renginden adını Ela olarak koydu. Ela aslında annemin bir kopyası babam bizi çok sever ama Ela anneme benzediğinden onu daha düşkün Melek babam gibi asi bir o kadar sevgi dolu. Ben ise annemle babamın bütün özelliklerini aldığımı söylerle babamdan o deli dolu sevgisi annemin kendinden emin olmadan asla bir işe elimin altına koymam aslında bunun gibi bir çok özellikler bu ailede doğmanın en özel tarafı büyük bir sevgi dolu ailesine sahip olmam. Geleneksel hale gelmiş her gün bir evde büyük akşam aile yemekleri mutlaka herkes o sofrada oturması gerek elde olmayan sebepler dışında hiçbir bahane kabul edilmiyordu. Annelerimiz babalarımız yemekten sonra bir köşeye çekilir sohbetlerini eder bazen de bizden daha çılgınca eğlencenin tozunu artırırlardı biz bütün kuzenler olarak onların izinden yürüyoruz. Annem eski polis memuru istifa etmiş sebep ne bilmiyorum şimdi Sude yengemle Türkiye ‘nin gözde stilistlerinden biri olmuştu babam aşiret lideri beni de varisi olarak kabul etti. Annem bu durumdan pek hoşnut değil anneme göre töreymiş aşiretmiş ters gelirdi bu kavram yine de aşiret gelini ona hanım ağa demeleri çıldırmasına yol açıyor. Melek ile okulumuzu bitirince babam bizi holdingin başına geçirdi başarımızdan emin olunca bize bıraktı babamın derdi bu saatten sonra annemle fazla vakit geçirmekti arada bir yokluyordu. Cihan amcam henüz emekli olma niyeti yok daha zamanı var diyor gerçi kuzenlerim bizden yaş olarak bizden küçüklerdi zamanı geldiğinde onlara bırakıp bir köşeye çekileceğini söyledi. Annem pek emekli olmaya niyeti kaç yaşına gelirse gelsin devam edecekti babamın ısrarlarına dayanamadığından işlerin çoğunu Sude yengeme bıraktı uzaktan işleri takip ediyor bazen babamla liseli aşıklar gibi ortadan kaybolarak kaçamak yapıyorlar. Böyle büyük mutlu aile sahip olmaktan onur ve gurur duyuyorum…