Sevdiğim adamın her uzvunu hissedip en mahrem yerlerimde onun izinin olması paha biçilemez bir şeydi. Her şeyimizle birbirimize ait olduğumuzu hissedip gece boyu ay ışığının altında sevişmiştik. Yılların patlamasıyla kendimizden geçercesine bir olmuştuk. Sabahın ilk ışıklarıyla da ilk uyanan bendim. Başım onun göğsündeydi. Onun da eli, çıplak belimdeydi. Huzurla uyandığım güne rağmen kalbim acıyordu. Rahat hissetmiyordum, kendimi. Bir şey olmasını istemiyordum. Kalbim çığlıklarını dışıma fışkırtmıştı. Fazlasını kaldıracak bünyem yoktu. Araf uyanmadan kafamı yukarı doğru kaldırıp güzel yüzüne baktım. Her zamanki gibi kaşları çatıktı. O güzelim yüzünde kaşlarını çatmaktan kırışıklıklar oluşmuştu. Onları elimle düzeltip yanağına öpücük kondurdum. Yeniden göğsüne yerleşip gözlerimi kapat