Akşama doğru eve gittiğimde herkes evdeydi. Babam ve Bülent amca salondaydı. Annem ve Suna Teyze de mutfaktaydı. Annem "Oo, gezgin kuşumuz da gelmiş." dedi. Klasik anneler. Herkes mi aynı olur ya? Kime sorsak aynı şeyleri söylerdi. "Anne, illa laf sokacaksın. Yoksa rahat uyuyamazsın, sen." dediğimde annem kıkırdadı. Yanıma gelip bana sarıldı. "Takıldım sadece." deyip sulu sulu öptü yanaklarımı. Suna Teyze hüzünle bize bakıyordu. Kollarımı annemden çektim. Arkadan ona sarıldım. "Araf, yoksa ben varım." deyip yanağını öptüm. Onun da bir suçu yoktu. Her şeyden çok oğluna kavuşmak istiyordu. Onlara çok yüklemiştim. Suna Teyze gülümseyip "Oyy kuzum benim,” dedi. Suna Teyze’ye üzülüyordum ama kendisi yapıyordu. Araf'a her şeyi söyleyebilirdi. "Araf çok acı çekiyor. Artık söyleseniz." dedim