"Çakıl ne oluyor abi? Masal!" Boran'a ifşa olduğumuz da kesinleştiğinde Masal sevgilisini alarak ilerledi. Alya önümde durunca kafamı kaldırıp baktım suratına. Hafiften sinirlenmiş burnunu havaya dikmişti. "Kaldır başını 3.5 yıldır bunun için savaştın sen bak o okyanuslarınla görsün onca zaman neyi kaybettiğini." "Öf yürü sende hadi." Alya Güney'i itekleyerek içeri yürütürken bana göz kırptı. Arabaya atlayıp kaçmamı söylüyordu bence. Ama ne olacaktı ki sanki? Masal sayesinde her türlü öğrenecekti beni zaten. "Arkanı dönmen için bekliyorum ama istersen başka bir yere gidebiliriz." Kafamı sallayıp uzattığı eline baktım. Yüzümü görmemişti daha. Elini mi uzatıyordu cidden? Tövbe tövbe! Kollarımı bedenime sarıp yürümeye başladım. Çok fazla uzaklaşmadan durdum ama kızlar içerideydi sonuç