Piknik gününün üstünden iki gün geçmişti. O günden sonra Oğuz'u bir daha görmemiştim. Görmek istediğimi de sanmıyordum. Ona hem kırgın hem de çok kızgındım. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum. Üstünde de daha fazla durmak istemiyordum. Kendimi işe vermiştim. Bir günlük tatilin ardından pastanede daha sıkı çalışmaya başlamıştık zira anneannemin yetiştirmesi gereken siparişleri birikmişti. Annem pastanenin siparişleriyle ilgilenirken anneannemle ben bireysel siparişleri yetiştirmeye çalışıyorduk. Filiz ile Andaç masalara bakıyorlardı. Doğrusu yorucu bir gün oluyordu ve daha yetiştirmemiz gereken çok sipariş vardı. Anneannemin yaptığı baklavaları fırına koyarken annemin dengesini kaybettiğini gördüm. Hafif sendelemişti. Telaşla yanına gidip ne olduğunu sorduğumda beni geçiştirerek tansiyonu