13. SAHNE – OKUL YOLU, SABAH
(Deniz ve Ali, okul yolunda yürürken, etraflarındaki sabah manzarasına göz atarlar. Hafif bir rüzgar esmektedir, yapraklar yere düşerken, güneş de yavaşça gökyüzünü aydınlatır. Aralarındaki sessizlik, bir yandan da rahatlatıcıdır. Konuşmadan yürürken, her adımda daha yakın hissederler. Deniz, Ali’nin yanında olmakla ilgili huzurlu bir şekilde gülümser.)
Deniz: (gülerek, konuşmaya başlar) "Biliyor musun, seni okulda görmek garip olacak. Son bir yıldır kendi başıma gelirdim ama şimdi eskisi gibi seninle geliyorum. Daha eğlenceli olacak, sanırım."
Ali: (gülerek, ona hafifçe omuz atarak) "Bence de."
Deniz: (gözlerini hafifçe kısıp, yürümeye devam ederken) "Bunu gerçekten istiyor musun? Yani, okuldakiler biraz şaşıracak, İnsanlar nasıl yaşadığını merak edebilir."
Ali: (gülümseyerek ) " Bende yedi canlıyım derim .Ne olursa olsun, seni yanlız bırakmam. Hem başkalarının ne düşündüğü önemli değil.Benim için sedece senin düşüncen önemli."
(Deniz, Ali’nin güven dolu sözleri karşısında gülümseyerek devam eder.)
Deniz:(gülerek)"İyi, o zaman.Bende sevgilim hortladı derim "
Ali: (gözleri parlayarak, şaka yapar) "Tabii, beni deney olarak kullanırlar!"
(İkisi de gülerek yürümeye devam ederler. Okulun kampüsü görünmeye başlar, ve ikisinin de kalbinde yeni bir dönemin başlangıcının heyecanı vardır.)
(Aralarındaki konuşmalar, adımlarının hızlanmasıyla birlikte daha neşeli hale gelir. İkisi, okul kapısından içeri girerken birbirlerine bakar ve sesli bir şekilde gülümserler. Yeni bir gün, yeni bir başlangıç için her şey hazırdır.)
14. SAHNE – OKUL BAHÇESİ, SABAH
(Okulun geniş bahçesi, öğrencilerle doludur. Bazı öğrenciler grup halinde sohbet ederken, bazıları da kantine doğru yönelir. Deniz ve Ali, okulun girişine adım attıkları an, hemen fark edilirler. Bahçede dolaşan birkaç öğrenci, dikkatle bakmaya başlarlar. Birden, Emir, okul bahçesinde Deniz'i Ali'nin yanında gördüğünde, hızla onlara doğru yaklaşır.)
Emir: (kıskanarak, Ali'ye yaklaşırken) "Ali, hey! Nasılsın? Uzun zamandır görüşemedik."
Ali: (gülümseyerek, Emir'in geldiğini fark eder) "İyi, sen nasılsın Emir? Okulda her şey yolunda mı?"
(Emir, Ali ile tokalaştıktan sonra gözleri Deniz'e kayar. Deniz, Emir’in kendisini fark ettiğini görür ve hafifçe gülümseyerek selam verir.)
Emir: (Deniz'e doğru bakarken, içinde belli bir kıskanma duygusu belirir) "Deniz… Merhaba. Sen de geldin, demek. Günü nasıl buldun?"
(Emir’in bakışlarındaki küçük ama dikkatli inceleme, Deniz'i biraz huzursuz eder. Ali'nin fark ettiği bu durum, içinde bir rahatsızlık hissi yaratır. Ali, Emir’in bakışlarını fark edip, aralarındaki gerilimi hisseder.)
Ali: (sakin bir şekilde, biraz sertleşerek) "Her şey yolunda, Emir. Ama sanırım biraz geç kaldık, hadi derse geç kalmamak için hareket edelim."
(Emir, Ali'nin bu tavrını biraz da olsa fark eder, ama gülümseyerek yanıtlar.)
Emir: (hafifçe alaycı bir şekilde) "Tabii, tabii, belki başka zaman konuşuruz." (Emir, Deniz’e dikkatlice bakarak ekler) "Ama yine de günün çok güzel geçmesini dilerim."
(Emir, son bir kez bakışlarını Deniz'e yöneltip gülümseyerek uzaklaşırken, Deniz ve Ali arasında bir sessizlik oluşur. Ali, Deniz'e doğru bakar ve gözlerinde bir anlam ifade eden bakışlar vardır. Deniz, her şeyin farkında olsa da, Emir’in kıskançlığı ve Ali'nin korunma içgüdüsünü hisseder.)
Ali: (hafifçe başını eğer ve Deniz’e doğru gülümseyerek) "Her şey yolunda mı?"
Deniz: (gözlerinde hafif bir gülümseme, ama biraz tedirgin) "Her şey yolunda, Ali. Sadece, o bazı şeyleri yanlış anlayabilir. Ama benim için sen her şeyden daha önemlisin."
(Ali Deniz'in söylediklerinden cesaret alır, ama Emir'in bakışlarını hala hissediyordur.Okula doğru yönelirler. Emir'in varlığı, bir tehdit gibi değil de, sadece geçmişin gölgesi gibi kalır. Bu an, Deniz ve Ali için birlikte güçlü durdukları, her şeyin daha sağlam temellere oturduğu bir noktadır.)