2.

1384 Words
Bir saat aralıksız reklam inceliklerini anlattım. Üç güne konu paylaşımı düzenlemiştim. Ara ara öğrencilerin katılımı ile ders daha zevkli hala geldi. Çağrı ise tüm ders boyunca sadece not aldı. Katılım olarak çok sesini duymadım. Bitirdiğimde koca bir topluluk ayağa kalktı. Sultan yanıma gelmişti bile. Bir kaç öğrenci yaklaşınca onlara baktım. -Çok güzel bir ders oldu. Sizinle bir fotoğraf çekilebilir miyiz? Öğrencileri kırmak istemediğim içi "Tamam "dedim. Onlardan sonra bir kaç kişi daha fotoğraf çektirdi. Bir kaçı da soru sordu. Saate baktığımda geç kalmak üzereydim. -Sultan benim gitmem lazım. Bir toplantım var. -Tamam canım. En yakın zamanda sana geleceğim. Sultan'ı öpüp uzaklaştım. Arabanın yanına giderken aklıma Çağrı geldi. Ders bittiği gibi kaybolmuştu. Arabanın anahtarını taktığım anda gelen kibar ses beni durdurdu. -Su Hanım. Arkamı döndüğümde Çağrı bana bakıyordu. Elinde ki suyu gösterip  "Nasıl olduğunuzu merak ettim. Sizin için su almıştım. "dedi. Yanıma yaklaşana kadar onu izledim. Diğer bir çok erkeğe göre sade biriydi. Erkekte klasik sevsemde, spor giyen biri hoşuma gitmişti. Kot üstünde de rahat bir  tişört vardı. Sanki farkı bir büyüsü var gibiydi. Insanı sakinleştiren. -Teşekkür ederim. Zahmet etmişsin. Onunla biraz daha konuşmak istemde gitmek zorundaydım. -Önemli değil. Ben tekrar özür dilerim. Dersiniz de çok güzeldi. Sayenizde bir çok şey öğrendim. -Buna sevindim. Ikimiz de öylece duruyorduk. 'Gitmek zorundayım' desem yanlış anlar diye bir şey yapamadım. Çağrı arabaya yaklaşıp taktığım anahtarı çevirdi. -Sizi daha fazla tutmayayım. Yarın görüşürüz. -Görüşürüz. Bu kibarlık karşısında tek söyeleceğim şey buydu. Çağrı'nın açtığı kapıdan bindim. Anahtarı elime verdi. Kapıyı kapattığımda kendime gelmeye çalıştım. Ben ne yapıyorum?Bu ben değilim. Bir çok erkek ile tanıştım ve ortamda bulundum. Şimdi karşımda benden yaşça küçük olan bu çocuk neden beni etkiliyor? Kendime gelmek için derin bir nefes aldım. Beklemeyi bırakıp arabayı çalıştırdım. Saate baktığımda bu gün her şeyin dengesiz gittiğini fark ettim. Geç  kalmıştım . Ofise gelene kadar telefon çaldı. Elim doluydu ve Sedef' in aradığını biliyorum. Sedef beni gördüğü andan telefonu kulağından indirip yanıma koştu. -Su hanım. Kemal Bey geldi. -Nerede kendisi? -Odanızda bekliyor. -Tamam Sedef. Çekime yetişememiştim. Kemal Beye en azından yetiştim. Odama girdiğimde koltukta oturan kişiyi gördüm. Ayağa kalkan adamı an ve an izledim. Medyadan gördüğüm kişiyi ilk kez daha yakından görmüyordum . Jilet gibi bir takım.Keskin siyah gözler. Yakışıklı olduğu kadar ukala bir bakışı vardı. Beni baştan aşağı süzdükten sonra bana doğru yürüdü. Bende beklemeyi bırakıp  yaklaştım. -Hoşgeldiniz Kemal Bey. Kusura bakmayın sizi biraz beklettim. Kemal elimi tutup dudaklarına götürürken,  benden gözünü ayırmadı. -Açıkçası az önceye kadar kızgındım. Bu güzellik  karşısında her şeyi unuttum. Söyledikleri beni rahatsız etmişti. Bakışları çok derindi. Her an avını yakalayacak bir kurt gibi bakıyordu. -Buyurun oturalım. Bir an önce kurtulmak için elimi  çekmeye çalıştım. Kemal beni tutup koltuğa yönlendirdi. Anlaşılan biraz uğraşacağız. -Uzak oturmaya gerek yok diye düşünüyorum. Kapı çalınca dikkatimi verdim. Sedef içeri girip "Kemal beyin istedikleri geldi Su hanım."dedi. Merakla  Kemal'e döndüm. -Öyle yemeğini yemediğinizi düşünüyorum. Beraber bir şeyler yiyebiliriz. -Dışarıda ,daha iyi bir yerde sizi ağırlamak isterdim. Aslında benim için daha iyi olur. Ofiste bu adamla baş başa yemek yemek daha tehlikeli. -Bir dahakine öyle yaparız. Hayatıma öylece girip benim yerime plan yapması hiç hoşuma gitmedi.  Sanki uzun zamandır beni tanıyormuş gibi davranıyordu. Yemekler bırakıldıktan sonra yalnız kaldık. Benim için söylediği şeylere  baktığımda aç kalacağımı anladım . Acaba beni ne sanıyor,  sadece otla beslenen bir kadın mı? Bunlarla kim doyacak? -Istediğin başka bir şey varsa onuda söyleye biliriz. Önünde ki yiyeceklere bakmayı bırakıp karşımda beni izleyen adama baktım. Uğraşmak istemiyordum. -Gayet iyi. Benimle görüşmek istediniz konu neydi? -Reklam işini vereceğim Su hanımı tabi ki de çok duydum. Seni tanımamak saçma olurdu. Sadece işi vereceğim kişiyi daha yakından tanımak istedim. Babanız ayrılalı iki sene olmuş.Iki senede geldiğiniz nokta gerçekten güzel. Bu yaşta bu başarı . Araba reklamı hiç yapmadığınızı biliyorum. Doğru söylüyorum değil mi? -Evet ilk defa olacak. -Zorlanacağınızı düşünmüyorum. Senden isteğim diğer reklamlarda ki güzel dokunuşunu bu reklamda da göstermen. Adam bulduğu her fırsatta kur yapıyor. Bakışları duruşu ve söylediği her kelime bir şeyi hedef alıyor gibi. Sadece tebessüm ettim. Gözüm saatteydi. Bir an önce toplantıya geçip şu işi bağlamak istiyorum. Dakikalar sanki ömür gibi geldi. Bir kez daha saate baktığımda "Hep böyle misiniz?"diye sesini duydum. -Nasıl? -Bir gözün saatte. Seni az çok bilmesem, benden sıkıldığını düşüneceğim. Senli benli konuşmaya çalışman zaten canımı sıkıyor desem ne olur acaba? -Kimseyi bekletmeyi sevmiyorum. Geçelim mi artık? Arkadaşlar gelmiştir. -Geçelim. Sonunda bu havadan çıkacağım için hemen ayağa kalktım. Dünden hazır olan notları alıp kapıya yöneldim. Kemal kapıyı açmış beni bekliyordu. Koridora çıktığımızda Sedef her zamanki yerinde hazırdı. Bir şey  demeden toplantı odasına yöneldim. Odaya girdiğimizde herkesin hazır olduğunu gördüm. Kısa bir selamlaşmadan sonra Kemal baş köşeye yerleşti. Sunumu yapmak için hazırlıklar tamamdı. Ekibimin hazırladığı reklamı sundum. Kemal bir dakika bile gözlerini ayırmadan izledi. Yanında gelen üç kişi daha vardı. Ara ara sordukları soru ile sunumuma  sonuna  geldik. Adamlar patronlarına baktıklarında Kemal hala bana bakıyordu.En iyisi olaya müdahil olmak. -Sormak istediğiniz bir şey var mı Kemal Bey? Kendine gelmiş gibi toparlandı. "Bence müthiş olmuş. Sizler ne diyorsunuz beyler?"Ekibi birine baktıktan sonra "Bizde beğendik Kemal Bey. Su Hanım güzel bir yerden yakalamış. "dedi. -O zaman anlaşmayı bir an önce tamamlayalım. Bu kadar hızlı  beklemiyordum. Şaşkınlığımı atıp Kemal'in sağ tarafına oturdum. Imzalar atıldığında mutluydum. Benim için farklı bir iş olacaktı. -Bu güzel anlaşmayı akşam hep birlikte kutlamaya ne dersiniz Su Hanım? Ekibime baktığımda böyle bir şeyi hak ettiklerini düşündüm. Baya yorulmuşlardı. -Olabilir. Kemal ayağa kalkınca bizde ayağa kalktık. Elini uzatıp o keskin bakışları ile yine bekliyordu. Tokalaşma faslını çok sevdiği belli. Elini hissettirme konusunda usta bir adam. -Akşam sizi bekliyoruz. Ben yerimizi ayıttıracağım. -Teşekkür ederiz. Sonunda misafirleri gönderdiğimizde günün  yorgunluğu çöktü. Yapacak bir iş kalmadığı için eve geçtim. Aslında istediğim ev keyfi yapmak olsada akşam için hazırlanmaya başladım.Gideceğimiz  mekan gözde bir yerdi. Dolabımı açtığımda sade ama göz alıcı bir kifayet seçmek istedim. Yeşil elbisemi çıkarıp yatağın üstüne koydum. Önce duş alıp sonra hazırlığa geçtim. Hafif makyaj yapmak her zaman hoşuma gidiyor. Hazır oldunca evden çıktım. Mekana vardığımda etrafa bakarak indim. Şimdilik ortalık sakindi,yani ilerleyen saatlerde ne olur bilmiyorum. Kapıdan girdiğim gibi garson beni karşıladı. -Su Hanım hoşgeldiniz. Bu tarafta masanız. Garsonun tarif ettiği tarafa döndüğümde bir çok kişinin geldiğini gördüm. Kemal beni gördüğü gibi ayağa kalkıp yanıma geldi. Kara gözleri ile beni hapsedip öylece izliyordu. -Iyi akşamlar. Derin bir nefes alıp yanıma geçti. Belimden elini hissettiğim anda tüm bedenim gerildi. -Iyi akşamlar,gözlerim yollarda kaldı. Güzelliğinizden bahsetmiyorum bile. Tüm çalışanların gözü bizim üzerimizde olması beni daha çok geriyordu. -Teşekkür ederim. Oturalım mı? -Tabi ,buyurun. Kemal sandalyeyi çekip oturmamı bekledi. Ali sağ tarafımda oturuyordu. Kulağıma eğilip "Patton, bu adam sana resmen koşuyor. "dedi. Bende Kemal'e belli etmeden Ali'ye döndüm. -Farkındayım ve hoşuma gitmiyor. Ali bir şey diycekken Kemal'in sesi araya girdi. -Su siparişleri verelim mi? Hanım nereye gitti acaba?Bu adam kendince bir yoldan yürüyor. Bana hiç bir şey sormadan nereye gidiyorsun acaba? Zorla gülümseyip "Tabi verelim"dedim. Siparişler alınıp gelene kadar bir şekilde Kemal'le konuşmaktan kaçtım. Gözünün üstümde olduğunu biliyorum. -Arkadaşlar biraz vaktinizi almak istiyorum. Masada benim ekipten dört kişi vardı. Sedef,Ali,Ceren ve Caner. Ceren kıyafet sorumlumuz. Caner de bizim gözümüz kulağımız. Kısaca her şeyimiz. Diğer tarafta da Kemal hariç dört kişi vardı. -Bu güzel anlaşmayı kutlamak için toplandığımı herkes biliyor. Umarım güzel bir iş çıkar. Tekrardan herkese hayırlı olsun diyorum. Konuşma boyunca bana baktı. İçkisini  kaldırdığında hepimiz eşlik ettik. Gecenin ilerleyen saatlerinde Ali'ye yaklaşıp "Kalkalım mı?Yarın iş var."dedim. -Iyi olur, benim ki arayıp duruyor. Sevgilisinden bahsettiğini anladım. -Bu güzel geceye burada bitirsek, bizi yanlış anlamazsınız umarım. Yarın yoğun bir gün bizi bekliyor. -Aksine sizi tebrik ederim. Tabi ki de  kalkabiliriz. Kalkıp vedalaşma faslını yaptı. Kemal "Su iki dakikanın alabilir miyim?"dediğinde bizimkileri göndermek zorunda kaldım. Bu adamı sadece bu gün çekeceğimi düşüyorum. Sonuçta reklam işlerini takip eden biri vardır. Sabret Su,birazdan bitecek. -Buyurun ,Kemal Bey. Kemal bir adım daha yaklaşıp "Bey bence fazla oldu. Kemal yeterli "dedi. Gülümseyerek geri çekildim. -Sizi dinliyorum. -Arabaya kadar eşlik edeyim. Hem konuşuruz. Istemesemde "Tamam"diyerek restorandan çıkış yaptık. Karşımda gördüğüm kameralar ise hata yaptığımın kanıtıydı. -Kemal Bey iyi akşamlar. Su hanımla birlikte misiniz? -Sizi yemek yerken gördük. Bir açıklama yapar mısınız ? Bana fırsat vermeden Kemal elini yine belime koyarak gazetecilere cevap vermeye başladı. Tüm bedenim kasılmıştı. Bu şekilde görüntülemek hiç hoş değildi. Ne konuşursak konuşalım görüntülerden yanlış anlaşılacaktı. -Su Hanım artık bizim reklam işlerimizden sorumlu olacak. Kendi ve ekibi ile kutlama yemeği yedik. Durum bundan ibaret. Açıklama iyi gibi ama vücut dili ve bakışları 'Inanırsanız 'diyordu. Hadi bakalım Su, bu işin içinden nasıl çıkacaksın?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD