Aybar, hem kırgın hem kızgındı. İysem ve Tanman'ın sorumsuz davranışlarına anlam veremiyordu. Bu denli önemli ve tehlikeli bir konuda kendi başlarına iş yapmalarına kızmamak mümkün değildi. Aybar, sakinleşmek için Seru'daki çok sevdiği dinlenme bahçesine gitti. Rengarenk çiçekler, suyun sesi, yeşillik bunların ahengi onu sakinleştiriyordu. Kendisini her zaman doğanın bir parçası gibi hissediyordu. Ondan uzak kalınca içini sıkıntı basardı. Huzuru, bazen bir çiçeğin kokusunda bazen ayağının toprakla buluşmasında bulurdu. Rüzgar yüzünü okşadığı zaman içinin serinlediğini fark ederdi. Yeşile baktıkça ufku açılırdı, yüzünde bir gülümseme belirirdi. İysem, Aybar'ı uzun bir süre uzaktan izledi. Onu endişelendirdiğini biliyordu. Ne diyeceğini bilemediği için öylece uzaktan üzgün üzgün bakıyordu. A