Şimdiki zaman (Esved den)
Çok korkmuştum kraliçeme bir şey oldu diye.
Ve bu benim yüzümden olmuştu.
Şuan da uyanmasını bekliyordum.
Adeta mental olarak çöküş yaşıyordum.
Nurumun kıpırdanması ile gözlerimi yerden çektim.
—Meleğim, iyi misin?! '' iyiyim Esved,
—Gene ve gene senin işlerin değil mi onlardan birisi dolayısıyla yaşadım ben bu aksiyonu !
Kafamı usulca evet der gibi salladım.
Artık yerden kaldıracak bir başım yoktuki... Çok mahçuptum.
—Tamam Esved çıkalım gerçekten hastane de durmak istemiyorum.
Kapı tıklatıldı. İçeri Nurumun yanındaki Zeynep hanım gelmişti.
—Merhaba Enişte, kuzum iyi misin?
Çok korktuk seni öyle görünce.
Nurum gülümseyerek gelmesini söyledi. Ona sarıldı.
—iyiyim kuzu ben taş gibiyim maşallah.
Ben daha fazla dayanamadım ve odadan çıktım.
Benim yüzümden olduğunu bilmek canımı yakmıştı doğrusu.
Bunu yapanlar boynuzlarımın tadına bakacaklardı.
Cevdete baktığımda ne yapacağını biliyordu.
Normalde bu kadar saldırıya uğramadım. Ancak evlenince benim raconumun silindiğini düşünenler vardı ki bunlar başımıza geliyordu.
Ancak onlara öyle bir ceza verecektim ki herkes raconun kuralın alasını görecekti.
Elime aldığım zarf ile arabaya bindim.
İmparatorluk toplantısı yapılacaktı.
Bu yüzden İmparatorların Türkiye de yaptığı her toplantıda kullandığı malikaneye doğru ilerlemeye başladık. Yaklaşık yanımda 20 adam civari vardı.
Diğer İmparatorlar da bu şekilde geleceklerdi emindim.
Vardığımız da demir yüksek kapı açıldı. Bahçesinde Bir birleri ile koşturan çocukları gördüm.
Bunlar Kaplanın çocukları olmalıydı.
Yanlarına gittim. Kraliçeye selam verdim.
—Nasılsınız Kraliçe Shin?
—iyiyim gördüğünüz gibi çocuklarımla ilgileniyorum.
—çok büyümüşler.
Kafa salladı.
İçeri geçtim. Genelde Kaplan ailesini getirmezdi ancak ciddi bir durum olmuş ki yanında getirmişti.
Kapının açılması ile içeri girdim.
—Hoşgeldin Cihanşah.
—Hoşbulduk Shin.
Hepsi ile kısaca selamlaştım.
—Beyler durum ciddi...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Nurdan
~~~~~^
Gerçekten beni öylece bırakıp gitmiş miydi?
Zeynoya teşekkür ettim ve kendimi toparladım. Başımdaki sargıya dikkat ederek başörtüsünü taktım.
Cevdet o adını ağzıma almak istemediğim x kişisi ile gitmişti. Pislik x kişisi. Bir de kraliçem, bebeğim, gözümün nuru demiyor mu ağzına geçireceksin görecek a yayı konyayı?!
Paşa çıkış işlemlerimi halletti. Ben de arabaya bindim ve eve doğru sürmeye başladım ancak aklıma bu adamın nereye gittiğini öğrenmek geldi. Ben de canım aklıma uyarak telefonun daki GPS takip cihazını açtım. Navigasyondan ayarladım ve sürmeye başladım.
Bir saat Sonra aynı evin yolları gibi olan bir yola girdim. Yolda her iki tarafta stilizeboğa, ejderha, kaplan, kobra ve gergedan gördüm.
Bir kontrol kapısı Vardı. Yavaşça durdum. Cüzdanımdan kimliğimi çıkarıp gösterdim. Adam kimliğe baktığı anda telaşlandı. Ve yanındaki mikrofon gibi yerden ismimi söyledi.
— Dikkat dikkat Kraliçe Cihanşah alana teşrif edecektir. Bilginize.
—Anlaşıldı tamam.
—buyurun kraliçem kimliğiniz, artık kontrol kapıları sizin için tümüyle açıktır.
Kafamı sallayarak teşekkür ettim.
Sonunda beni karşılayan malikane ile gülümsedim.
Arabayı park ettim ve içeri yürümeye başladım. Dışarıda iki çocuk kaydıraktan kayıyordu.
Kadın bana döndüğünde hatıramda canlandı. Bu diğer kraliçelerdendi.
Başımla selamlayıp yanına gittim.
—Merhaba ben Nur Cihanşah.
—Ben de Shin Hanuel '' Öyle mi tanıştığıma memnun oldum '' '' ben de '' yüzünde gördüğüm sıcak gülümseme gerçekten de bana kanının kaynadığının bir göstegesiydi adeta. Kapının ağır ve sesli açılma sesi ile kafamızı oraya çevirdik. İki kadın konuşarak bize doğru yürüyorlardı. Tam önümüzde durdular. Saçları açık kahverengi ve bal rengi olan kadının yanındaki kız çocuk bayan Shinin çocukları olduğunu tahmin ettiğim çocukların yanına koştu. Bana elini uzattı. '' Ben kraliçe Keremşah asıl adımla Alisa Akpir Keremşah. Hanuele döndü ve ona sarıldı. Önceden tanışıyor olmalılardı. '' Hoşgeldin Türkiyeye Jisoo Unniii . Kadında ona kocaman sarıldı ve yanaklarından öptü. Yapının arka tarafına doğru yürümeye başladık. Hanuel hanım burada bir kış bahçesi bulunduğunu söylemişti. Arkadan gelen kısa küt sarı saçlı ve yeşil mi yeşil tondaki gözleri olan kadına döndüm. '' Merhaba siz hangi İmparatorun kraliçesisiniz ? '' utangaç bakışları ile kafasını yere eğdi. '' Şey ben daha nişanlıyım, yani daha kraliçe sayılmam '' '' olsun siz bu duruşunuz, bu konuşma stilinizle zaten kraliçesiniz resmi bir belgeye gerek yok yani '' '' teşekkür ederim o sizin bakışınız Nur hanım '' elimi elinin üzerine koydum . '' Lütfen sadece Nur deyin. resmiyete gerek yok. '' kafasını onaylarcasına salladı. Çalışanlar ne istediğimizi sordu. '' Ben sade bir sütlü kahve alabilir miyim ?'' diğerleri de ne istediklerini söyledikten sonra birbirimizi tanımak için sorular sormaya başladık. Zaman ne de hızlı geçmişti. Çok eğlenmiş, gülmüştük. Birbirimizi kendi evlerimize yemeğe davet ettik. Kış bahçesinin kapısı hışımla açıldı ve içeri 4 ah pardon 5 sinirli, şaşkın, mutlu olan imparatorlar girdi, onlardan bir tanesi de benim x isimli adamdı doğrusu. Onu görünce sinirlerim yine ve yine depreşti. Yanıma mahçup bir şekilde oturdu. Alnımı öptü. '' Nurum hoşgeldin peki niye geldin ?! '' Niye mi gelmiştim ! O beni hastanelerde yalnız başıma bırakmayı çok iyi biliyordu doğrusu. Omzuna yumruğumu geçirdim. Kısaca İmparatorlar ile selamlaşmıştık. Biraz daha kalıp kalktık. Tam arabaya biniyordum ki Loura'nın seslenmesi ile ona döndüm. Koşar adım elindeki zarfı bana verdi. '' Şey biliyorsun 3 ay sonra düğünüm olacak sen de gel olur mu ? Baş davetlilerimdensin . Esvedin elini bıraktım ve ona sarıldım. '' Tabiki de Laura seve seve '' vedalaştık ve arabaya bindim. Zarfı dikkatlice çantamın içine koydum. Esved yanağımı öptüğünde başımı çevirdim. '' Beni yalnız bıraktın hastane de, bugün üzgünüm ancak başka odaya doğru gidiyorsun '' '' Nurum gerçekten önemli bir- '' Elimi kaldırarak onu susturdum. '' UMRUMDA BİLE DEĞİL SUNGUR BİTTİ ?! '' Esved yarın başına gelecekleri şey yüzünden kafasını önüne eğdi. Azaplar bu sefer onu bitirecekti net !!!!
**********************************************************************************************************************************************************************************************
Esved'den (Geçmiş)
Vedia hanımın yanından çıktıktan sonra bir daha onu görememiştim. En az bir ay geçmişti. Görüşmemizin üzerinden Onu i********: olsun, blog sayfası olsun her yerden takibe almıştım. Bu kızda beni çeken çok şey vardı. Güzel kalpliydi, Dakikti, Güven veriyordu. AHHH! Kafamı toplamalıydım. Zordu o varken aklımda ancak imkansız değildi. Toplantıda Kobra evlenme kararı verdiklerini görüştüğü kızla ve yakında nişanlanacağını haber vermişti. Bizi tarih belli olunca bilgilendirecekmiş. Hatta Ben ve Balaban bu konudan dolayı dalga konusu olmuştuk. Matteo bize nişanlarına geldiğimizde etrafı süzüp kendimize kız bakmamız gerektiği hakkında kısa bir konuşma yapmıştı. Babam ve annem de bu konuda ciddilerdi. babam artık vaktimin geçtiğini söylüyordu. Yakında eğer evliliğe adım atmazsam Azapların beni sıkıştıracağını söylüyordu. Ve ben hala ailemle beraber kalmaya devam ediyordum.
***CİHANŞAH KURALLARI ; İmparator ancak evlendiğinde kendisinin mimarlarla beraber tasarladığı eve geçiş yapabilecektir. Bu kuralı bozmaya kalktığı an İmparator bir hafta boyunca çeşitli işkencelere maruz kalması kaçınılmazdır.
Bundan dolayı hiçbir İmparator Aile evini terk edemezdi. Genelde diğer İmparatorluk kuralları ve yasakları benzerdi. Kendi kültürlerimize özgü bazı şeyler dışında kurallar farklı değildi. Kafamı toparladım ve son kalan işleri halletmeye koyuldum.
Bu sırada bildirim sesi gelmişti.
Telefonumu elime aldım. Vedia hanım hikaye atmıştı.
xx:N. Vediq_Çebi
:Dışarı mı çıkıyoruz ne dllf
Fotoğrafını hiç çekinmeden beğendim. Yakın bir zamanda o da beni takip etmeye başlamıştı. Yaklaşık iki hafta önce.
Ben bunu dün fark etmiştim. Çünkü i********: hesabım da en az 10 milyonluk bir takipçi kitle vardı.
Ben de arada foto atıyordum zaman
Hatta şuanda masamı atmaya karar vermiştim.
xx: Sungur.E.Cihanşah
Bir kahve bir çalışmak mutluluk getirir bana...
Anında dm den kalpli alkışı mesajlar düşmeye başlamıştı hikayem için.
xx:N. Vediq_Çebi : Gene aynı fikirdesiniz herhalde Esved bey ?
xx:Sungur.E.Cihanşah : yani huylu huyundan vazgeçmez Vedia hanım.
xx:N. Vediq_Çebi :İnsanın dinlenmeye de ihtiyacı var hadi gelin size bir kahve ısmarlayayım!
xx:Sungur.E.Cihanşah :Peki Vedia hanım konum atın gelirim ben.
xx:N. Vediq_Çebi :
?Konum
İnstagram çıktım ve ceketinin cebine attım. Aynadan saçlarımı düzelttim ve koşar adım çıktım.
************************************************************************************************************
Esved den devam (Şimdiki zaman)
Dün eve geldikten sonra Nurumu ikna edememiştim.
Bundan dolayı da huzursuz bir uyku çekmiştim. Gerçi uyku nasıl uyudum onu bile bilmiyordum da neyse?!
Odamıza sessizce girdim. Sabahın erken saatleriydi. Nurum bana arkası dönük şekilde Kuran okuyordu.
Selam verdim. Ve giyinme odasına gittim. Üzerime siyah takım elbiselerden bir tane ayarladıktan sonra duşa girdim.
Kısa bir duş alıp üzerime giyindim seçtiklerimi.
Kahvaltıyı yaptım. Ve evden çıktım.
Cevdet kapıyı açtı. Şirkete gitmiyorduk bunun farkındaydım.
Fabrikaya gidecek ve cezamı çekecektim.
***CİHANŞAH KURALLARI DERKİ :
Kraliçe ile beraber yatmak zorunludur. Eğer taraflardan ikisinden biri dahi bunu istemezse
İmparator ceza alır.
Ve diğer yaptığım şeyde Kraliçeyi ihmal etmekti.
Araba durduğunda yavaşça indim ve toprağa adeta kendimi bıraktım.
Cevdet özür diler şekilde ellerimi kelepçeledi.
Fabrikanın demir ve eski püslü kapısından çıkan Azapla karşı karşıya geldik.
Kelepçelerin ortasına demiri geçirdi ve beni sürüklemeye başladı. Sırtıma bir şeyler batıyordu, kanın usul usul aktığını hissediyordum. Ne gömleğim ne de ceketimi arkası batan şeylerden beni korumaya yetmiyordu. Sonunda fabrikanın içerisine geldik. Beni cam bir fanusa koydular.
İçerisi yavaş yavaş su ile doluyordu. Bir yandan da öyle bir düzenektiki sırtımdaki yaralara bir şeyler batırıyorlar oraya bir şeyler döküp canımı acıtıyorlardı.
Benim klora alerjim olduğunu biliyorlardı bundan dolayı zaten evimdeki havuzları özel sularla doldurmamışmıydım ya da klor la değilde başka bir şeyle temizletmiyormuydum. Ayaklarım kaşınmaya çoktan başlamıştı. Ancak ellerim bağlı ve ben bu düzeneğe bağlı olduğumdan dolayı hiç bir şey yapamıyordum. Su giderek yükselmeye başladı.
Şuan da boğazıma yakındı. Bir Azapın sinsice güldüğünü gördüm.
Elini butona attı ve suyun akış hızını arttırdı. Şuan da nefesimi tutmuş onlara bakıyordum. Gözlerim kapanıyordu yavaş yavaş kapanmadan son kez baktığımda
İçeride bir bağrış olmuştu.
Ancak kimden ve neyden geldiğini duymamıştım.
Evet sonunda bir bölümün daha sonuna geldik.
Beğendiyseniz votelemeyi ve yorumlarınız ile hikayeyi şenlendirmeyi unutmayın!!!
Papatyaların sevinci ve sağlıcakla kalın.
Heppapatya