Gün ağarıp şafak ilmeklerini sökerken güneş bütün kızıllığıyla tepede parlıyordu. Yeraltına vurmayan güneşten içeridekiler etkilenmiyor olsa da bugün orman daha bir canlı daha fazla güzeldi. Arven yerinde kıpırdanıp elinin altındaki sertliğe daha fazla sarıldı. Fakat bu sertlik beklediği bir şey değildi, yatak yumuşacıktı ne ara bu kadar sert olmuştu? Gözlerinin ardındaki sis perdesine attığı çentiklerle araladı gözlerini. Sonra elinin altında yükselip inen sıcaklığa baktı. Kafasını hafif yukarı kaldırıp baktığında karşılaştığı görüntü alışılmışlığın dışında bir şeydi. Şaşkınlıkla aralanan dudakları ile gözlerini kırpıştırdı. Onun yanında ne işi vardı? Ve neden ona sarılıyordu? Hızla göğsünden uzaklaşıp yataktan doğrulduktan sonra dağılmış açık mavi saçlarını yüzünden geriye itti. “Şş