Berk yürümeye başladı. Sonra elinde bir şişeyle geldi. Şişe çevirmece mi oynayacaktık? Bu üçlünün birbirine dürüst olacağını hiç sanmıyordum. Berk şişeyi koydu ve bardak getirdi. Üç bardak. Hala anlam veremiyordum. ' Eylem pokeri oynayacağız. ' dedi. ' Çağla oynayamaz. ' ' Neden?' ' İşin içine alkol sokuyorsun. Güneş' e bakıyor sonuçta. ' ' Ya bir şey olmaz. Güneş akıllı kızdır. Çağla düşer kalırsa biz bakarız zaten.' ' Benim Güneş' i uyutmam lazım. ' dedim. ' Uyut gel. ' dedi. Oyun ne bilmiyordum ama içkiye dayanıklıydım. Mecburi bir dayanıklılık denebilirdi. İnanması zordu ama eğitimler arasında vardı. Alkol ve bazı zararlı maddeler etkisi altında da nasıl davranacağımızı ve nasıl birini öldürmemiz gerekirse öldüreceğimizi öğreniyorduk. Ne gerekli eğitim ama. Süt ısıttım. Yukar