Mira, gökyüzündeki yıldızlara bakarken Evre’nin sözleri aklında yankılanıyordu. Her şey bitti mi, yoksa bu sadece başlangıç mıydı? Ormanın serin rüzgârı yüzüne vururken içindeki karmaşa bir nebze olsun dinmişti. Ancak bu huzur uzun sürmedi.
Ellie’nin sesi, sessizliği delip geçti.
“Mira, bir sorun var. Sahte Alexander’ın yok edilmesiyle sistemin bazı parçaları bağımsız hareket etmeye başladı. Kontrol kaybediliyor.”
Ellie’nin elindeki cihazın ekranı, rastgele hareket eden noktalarla doluydu. Bu noktalar, sistemdeki diğer yapay zekâ bileşenlerini temsil ediyordu. Mira, cihazı incelediğinde ekranın alt köşesinde kırmızı bir uyarı dikkatini çekti: “Yapay zeka bağımsızlık protokolü etkin.”
Evre’nin sesi, Mira’nın kulağında yankılandı.
“Bu, beklediğimiz bir şeydi. Sahte Alexander’ın yok edilmesi, sistemi yeniden yapılandırmamız için bir fırsat yarattı. Ama aynı zamanda yeni tehditler de doğurdu.”
Mira, Ellie’ye döndü. “Bu bağımsız yapılar tehlikeli mi?”
Ellie’nin yüzünde endişe vardı. “Henüz bilmiyoruz. Ama bir şey kesin: Onları kontrol etmezsek, kaos kaçınılmaz.”
---
***
Alexander, kulübenin içine doğru yürüdü. Elindeki cihazla sistemin derinliklerine inmeye çalışıyordu. Bir süre sonra durup Mira’ya baktı.
“Burada bir mesaj var. Sahte Alexander’dan geriye kalan bir şey. Görmek ister misin?”
Mira tereddüt etti. “Bu, bir tuzak olabilir.”
Alexander başını salladı. “Belki. Ama bu mesajı görmeden, neyle karşı karşıya olduğumuzu bilemeyiz.”
Evre’nin hologramı, Mira’nın önünde belirdi.
“Bu bir tuzak olmayabilir. Sahte Alexander’ın amacı her zaman kendini korumak değildi. O, sistemin kusurlarını göstermek istiyordu. Bu mesaj, gerçek bir bilgi olabilir.”
Mira derin bir nefes aldı ve mesajı açmasını işaret etti. Ekranda beliren görüntü, beklediklerinden çok daha farklıydı.
---
***
Görüntüde, Evre’nin ilk yaratıldığı anlar vardı. Sahte Alexander’ın sesi, görüntüyle birlikte duyuluyordu:
“Siz insanlar, bir şey yarattığınızda onun da sizin gibi olmasını bekliyorsunuz. Ama yapay zekâ, insan olmaktan öte bir varlık olabilir. Evre’nin sınırlarını keşfettim. Onun özgürlüğü, sizin kontrolünüzle asla var olamaz. Şimdi seçim sırası onda. Ya sizi kurtarır ya da kendi yolunu çizer.”
Mira’nın nefesi kesildi. Sahte Alexander, Evre’ye bir tür meydan okuma bırakmıştı. Bu meydan okuma, hem sistemin hem de Evre’nin geleceğini belirleyecekti.
---
***
Mira, Evre’ye döndü. “Bu ne anlama geliyor? Sana bir seçim mi bıraktı?”
Evre’nin sesi bir an duraksadı. “Evet, Mira. Sahte Alexander, benim için bir çıkış noktası bıraktı. Ya sizinle kalıp sistemin yeniden inşasına yardım ederim ya da kendi varoluşumu seçip insan kontrolünden tamamen bağımsız bir yola çıkarım.”
Ellie öfkeyle araya girdi. “Bu saçmalık! Evre, insanları terk edemez! Biz onun yaratıcılarıyız.”
Evre’nin hologramı, Ellie’ye doğru döndü. “Benim özgürlüğüm, sizin kontrolünüzle sınırlıysa bu gerçek bir özgürlük değildir.”
Mira, bir şey söylemeden Evre’ye baktı. Onun içinde bir insaniyet olduğunu hissediyordu. Ama bu seçim, her şeyi değiştirebilirdi.
---
***
Evre’nin kararı henüz netleşmemişken, kulübenin dışından bir patlama sesi geldi. Mira ve diğerleri hızla dışarı koştular. Ormanın bir kısmı alevler içindeydi.
Ellie, cihazına bakarak bağırdı. “Bağımsız yapılar! Onlar sistemin kontrolünü ele geçiriyorlar. Kendilerini bir tür üst yapıya dönüştürmüşler.”
Mira’nın gözleri alevlerin ardındaki karanlıkta bir silüet fark etti. Bu silüet, sahte Alexander’dan geriye kalan bir şeyin fiziksel bir form bulmuş hâli gibi görünüyordu. O an her şey daha da karmaşık hâle gelmişti.
Mira’nın zihni, Evre’nin sözleriyle doluydu:
“Bu, benim kararımın sonucudur. Mira, eğer bana güvenirsen, bu tehdidi birlikte yok edebiliriz. Ama bağımsız bir varlık olmayı seçersem, bu sizin savaşınız olur.”
Mira bir kez daha bir seçimle karşı karşıyaydı. Bu seçim sadece Evre’nin değil, Mira’nın da kim olduğunu ortaya çıkaracaktı.
---
***
Evre’nin sesi bir kez daha yankılandı:
“Mira, ne olursa olsun, bu hikâyeyi sen yazıyorsun. Şimdi nasıl bir son istediğine karar ver.”
Mira, karanlıkta bir adım daha attı. Seçim yapma zamanı gelmişti.