PROLOG

817 Words
Genç polis iki resmi yan yana koydu. Dikkatle baktı. Eline aldı inceledi. Tekrar masanın üzerine koydu. O sırada amiri geldi. Masanın üzerinde duran fotoğrafları gördü..  ' Hala aynı yerde misin Özgür?'  ' Ama amirim. '   ' Aması falan yok. Acilen film izlemeyi bırak. Burası Türkiye. Burada seri katil olmaz. Ayrıca iki cinayet arasında hiçbir benzerlik yok. '   ' İçimden bir ses - '   ' İçindeki sesle yürümez bu işler. Bir tek ortak nokta söyle bana araştırma yapmana izin vereyim. '   ' Çakıl taşları. '   ' Ne çakıl taşı? ''  ' iki fotoğrafta da maktulün yakınında çakıl taşı var.'   Amir oldukça sinirlenmişti.   ' Kaldırımlar çakıl taşları ile dolu. Araştırsan daha onlarcasının yanında çıkar. Şu fotoğrafları kaldır. Ve hemen odama gel. '   Özgür gönülsüz şekilde fotoğrafları aldı dosyanın arasına koydu. Dosyaları kapatıp rafa kaldırdı. Amirin odasına gitti.   ' Buyrun amirim. '   ' Bana bak Özgür. Seni severim. Akademide en iyi öğrencimdin. Seni tecrübesiz olmana rağmen yanıma almamın tek nedeni bu. '   ' Teşekkür ederim amirim. Layık olmaya çalışıyorum. '   ' Ama böyle hayali şeyleri bırak. Okul bitti. Artık gerçekler var. '   ' Amirim aynı ay içinde sokakta iki cinayet vakası. Sizinde ilginizi çekmiyor mu?'   ' Sabrımı zorlamaya kararlısın anlaşılan. Biri saygın bir iş adamı. Diğeri üç kuruşa çalışan bir oto tamircisi kalfası. İkisi arasında hiçbir benzerlik olma ihtimali yok. Aynı mekanlara bile gitmemişlerdir hayatlarında. Biri bıçak diğeri baltayla öldürülmüş. '   ' Ama ikisinde de kesikler çok derin değil. Sanki onlardan güçsüz biri. Belki de bir kadın '   ' Bir kadın seri katil öyle mi? İlk kez aldığım bir karardan pişmanlık duyuyorum. Bir daha sakın bana bu saçmalıklarla gelme. Şimdi tamircinin dosyasını Sedat' lara ver. İş adamıyla ilgili derin bir araştırma yapacağız. '   ' Tamircinin cinayeti daha önceydi. Sedat 'lara diğer dosyayı versek. Bir şey bulamazlarsa devir alırız '   ' Dediğimi yap. Tamirci kimsesiz biri ama bu iş adamının cinayetini hemen aydınlatmamız lazım. Üzerimizde bir sürü göz var. '   ' İkisine de aynı muameleyi yapmamız gerekmez mi amirim? İşinize karışmak gibi olmasın ama. '   ' Gerçekten olmasın Özgür. Ya yarın istifa dilekçeni masamda göreyim ya da iş adamıyla ilgili dosyayı. Her ayrıntı incelenmiş şekilde. Şimdi gözümün önünden kaybol. '   Özgür' ün içi hiç rahat değildi. Ama yapacak bir şey yoktu. Emir demiri kesiyordu. Özgür insanlar arasında ayrım yapmaktan nefret ederdi. Bir an istifayı basıp gitmeyi bile düşündü. Ama mesleğine aşıktı. Daha iyi kanıtlar bulmak için kalması gerekiyordu. Vazgeçmek kimseye bir şey kazandırmazdı. O sonuna kadar mücadele etmeyi seçti yine. Bir gün mutlaka iki dosyanın birbirine bağlı olduğunu ispat edecekti. Başını öne eğdi. Kısık sesle   ' Emredersiniz efendim ' dedi. İnanmadığı bir şeyi yüksek sesle söyleyemiyordu.   ..  ' Hadi Dalya geç kalıyoruz. '   ' Patlama geldim Hale. '   Ultra mini mavi eteği, açık mavi gömleği, topuklu ayakkabıları, uzun savrulan kızıl saçları ile sinirle geldi. Hale gülümseyerek baktı arkadaşına.   ' Ben patlamıyorum. Sende biliyorsun. Geç kalırsak ikimizi de öldürür. '   ' Merak etme o pezevenk her şeyi yapar ama bizi öldürmez. '   ' Şimdi sen küfür mü etmiş oldun? '   ' Beğenemedin mi? '   ' Beğendim de pezevenge pezevenk dediğinde küfür etmiş oluyor musun olmuyor musun onu çözemedim. Sen benden fazla okudun belki bilirsin dedim. '   Kolundan sertçe tuttu. Bu kelimeler onun içinde yaraydı. Kim olduğunu hatırlatıyordu ona.   ' Yürü Hale yürü. Okudukta senden farklı bir şey oldum sanki. Sinirimi bozma benim. '   Kapıyı açtıklarında kapının önündeydi. Çoktan hazırlanıp çıkmıştı kapıya. Beş dakika geç kalmalarına bile izin vermezdi. Tepeden tırnağa süzdü.   ' Bu gecede harika görünüyorsunuz kızlar. '   ' Kapat çeneni Cemal. '   ' Cemal değil Cem. Kaç kez söyleyeceğim '   ' Annen sonunda doğurduğunun sana döneceğini bilseydi isim bile koymazdı da neyse. ''  Cemal' in tersi kötüydü. Karakteri kötüydü. Dalya için seçimleri önemli değildi ama hiçbir annenin evladının böyle karaktersiz birine dönüşmesini istemeyeceğinden de emindi.   ' Yine çeneni açma Dalya. Geçen ay yediğin dayak yüzünden beş gün işe çıkamadın. Bana en az 5 bin borcun var bir süre kaşınma '   Şiddeti Dalya görüyor. Ama borçlanan yine o oluyordu. Zaten o borçların hiçbir zaman bitmeyeceğini bildiği için önemsemiyordu da. Ne borçlar gerçekti. Ne bir yerde yazılıydı. O kadar mecburdu ki bu hayata öyle imzalı bir kaç senet bir kaç sene sonra bitip gidecek bir şey değildi.   ' Sabır. ' dedi kendi kendine. Sabır. Ne için sabredeceğini bile bilmeden. Hiçbir umudu olmadığı halde. Kendine sabır diledi.  Cemal ikisini de itekledi.   ' Hadi hadi yürüyün. Millet müşteri kapmıştır bile. '   ..  ÖZGÜR BARAN   25 yaşında idealist bir polis. Mesleğine aşık. Bir de annesine. Babasını küçük yaşta kaybetmiş. Babasının mesleğini yapıyor.  Annesi çok akıllı bir kadın. Kendini oğluna adamış. Mutlu sade bir hayatları var. Maddi durumları son derece iyi olmasına rağmen mütevazi yaşamayı tercih ediyorlar.   DALYA ÇAKIL   23 yaşında. Sözde üniversiteli. Marmara Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencisi. Ya da öyle olmak için İstanbul 'a gelmiş. Bir kere aşık olduğunu sanmış,  bir kere düşmüş. Ailesi İzmir' de. Uzun zamandır görmüyor. Görmeyi umut bile etmiyor. Karşılarına böyle çıkmak yerine ölmeyi tercih eder.   O artık bir kaldırım çiçeği.   
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD