Yanlış Anlama

1002 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Ne diyor bu adam Allah aşkına. Ben boşanacağımızı söyleyeceğim sırada niye böyle saçma bir çıkış yapmıştı. Yine yeniden beni birşeylere mecbur bırakıyordu ama bu sondu. Bundan sonra hiçbir şey onun istediği gibi olmayacaktı. Elimdeki fincanı önümdeki sehpaya bırakarak Sevil anneye döndüm. -Aslında biz başka birşey söyleyecektik ama Emre son anda fikrini değiştirdi galiba. Asıl söylemek istediğim şeyi Trabzon'dan döndükten sonra söyleriz. Hatta annemler de gelir. Hepinize topluca söyleriz. Ben söylerim nedenlerini oğlunuz açıklar. Değil mi Emre? -Ev.. Evet. Trabzon'dan geldikten sonra konuşuruz. Şimdi konuşmayalım. -Siz bilirsiniz çocuklar.... Hem Yeşim'de yıllık izne ayrıldığına göre bu gece burada kalın. Yarın beraber kahvaltı ederiz. Siz de işlerinizi halledin hafta sonuna kalmadan gidelim Trabzon'a. Babanla ben de geliriz. Değil mi İdris? -Benim için uygun. Canerlere söyleyelim onlarda gelsin maaile bir arada olalım. Bizimkilerde çok sevinir. Birazdan ben Caner ile konuşurum, onlarda ayarlarsa hep beraber gidip geliriz bir haftalığına. .... Konuşmadan sonra kahvemi içip odaya çıkmıştım. Yatsı namazı için abdest almıştım. Namaz kıyafetlerimi giyip namaza başladım. Duamı edip namazımı bitirdiğimde camdan dışarıyı izleyen Emre'yi gördüm. Ben namaz kılarken gelmişti demek ki. Seccadeyi ve tesbihi kenardaki küçük pufun üstüne koyup giyinme odasına yöneldim. Arada burada kaldığımız için birkaç parca kıyafetim burada vardı. Kendime bir pijama takımı alarak banyoya yöneldim. Rutin işlerimi halledip pijamalarımı giyip odaya girdiğimde Emre hâlâ camın önündeydi. Açılıp kapanan kapının sesiyle bana bakmaya başladı. Konuşmuyordu, sadece bakıyordu. Bir tuhaftı. Ne yaptığına anlam veremiyordum. Emre'yi boş vererek yatağa doğru yürümeye başladım, yatağın sol tarafını açarak örtüyü üstüme çektim. Ben bunları yaparken Emre'nin bakışlarını hâlâ üstümde hissediyordum. Aradan kaç dakika geçti bilmiyorum ama Emre sonunda kendine gelip giyisi odasına gitmişti. Odaya geldiğinde üstünü değiştirmişti. Lambayı söndürüp yatağın sağ tarafına geçti. Daha önce böyle birşey yapsa olay çıkarırdım ama burada ilk kaldığımız gece sesimi fazla çıkarttığım için Sevil anne yanlış anlamıştı. Yanlış anlaşılma yüzünden rezil olmuştum, kadınla yüz yüze geldiğimde hemen kızarıyordum. Hem onunla uyumaya alışmıştım. Birkaç defa burada birkaç defa babamlarda beraber uyumuştuk. Hem o nasıl yatıyorsa öyle uyandığı için benim için sıkıntılı bir durum olmuyordu. Gerçi kendim için aynı şeyi söyleyemezdim ara sıra kolum falan onun üstündeyken uyanıyordum Allah'tan o uyuduğu için fark etmiyordu. İkimizinde sırtı birbirine bakıyordu. Aslında kış bahçesinde yaptığı o saçma şey yüzünden hesap soracaktım ama vazgeçtim. Bir hafta sadece bir hafta sonra herkese herşeyi anlatacaktım ve o dava açılsın ya da açılmasın hayatından çıkacaktım. Hem bu Trabzon'a gitme işi bile benim için iyi olmuştu. Yusuf dedeleri son kez görürdüm. Onların haberi olmadan onlarla vedalaşırdım. Evet Emre dışında hiçbirinin zararı olmamıştı aksine hepsi iyi niyetle yaklaşmıştı bana ama bu boşanma olacaksa bile onlarda hayatımdan çıkacaktı. Emre ile alakalı hiç birşey olsun istemiyorum çevremde. Düşünü düşüne uyuya kalmıştım. .... Sabah uyandığımda belimde hissettiğim el ile irkilmiştim. Birkaç saniye sonra nerede ve kimin yanında olduğumu hatırlayınca başımı kaldırdım. Resmen Emre'nin üstüne çıkmıştım. Vücudumun yarısı onun üstündeydi. Onun çenesi başımın üstündeydi. Kolları ile beni sarıp sarmalamıştı. Bu görüntü karşısında kalbim resmen depara kalkmıştı ama yaşananları düşününce hızla yerimden kalktım. Benim kalkmamla uyanan Emre etrafına şapşal şapşal bakmaya başladı. -Ne oluyor? Diyerek gözlerini ovmaya başladı. Bu hâli çok tatlıydı ama umrumda mıydı? TABİ Kİ HAYIR. Benim için artık bir anlamı yoktu. Evet seviyordum ama unutacaktım. Aşkta bir yere kadardı. Benden önemli değildi. -Ne mi oluyor? Resmen koala gibi yapışmışsın. Hani sen nasıl yatarsan öyle kalkardın. Herşeyin gibi bu da yalan değil mi? -Yalan falan söylemedim. Yorgundum ve nasıl uyuduğumu bilmiyorum. Hem önceki beraber uyumalarımızı düşünürsek tek suçlu ben değilim. Ayrıca yatağa bakarsak sen gelip koala gibi bana yapışmışsın. Yani suç ben de değil sen de. Gerçi böyle yatmamız benim canıma minnet. Bilseydim böyle olacağımı her gece sarmalardım seni, sadece bu gece değil. Diyerek banyoya yöneldi. Sona doğru kısık sesle konuştuğu için duyamamıştım. Aslında haklıydı yatağa bakınca ben resmen adamın yerini işgal etmiştim. Yetmezmiş gibi ben onun üstüne kolumu falan attığımı bilmediğini sansam da onu da biliyordu sesini çıkarmamıştı. REZİLLİK. Bir de zeytinyağı gibi üste çıkıyordum. Böyle düşününce de çok iyi olmuştu. Kendi yaptıklarına saysın. Onun yaptıklarının yanında hiç kalırdı benim bu yaptığım. Hatta yataktan falan atsaydım. Belki düşerken kafasını falan bir yerlere vurup sonrasında mantıklı düşünürdü. Emre banyodan çıkıp giyisi odasına geçince yerimden kalkarak banyoya yöneldim. İşlerini halledip odaya geçtiğimde Emre hem hazırdı hem de yatağı toplamış camdan dışarıya bakıyordu. Allah aşkına ben ne kadardır banyodaydım bu adam böyle bekliyor. Hızlı hareketlerle giyisi odasına geçip üstümü giyinip odaya geçtim. Geldiğimi gören Emre kapıya doğru yönelmişti. Peş peşe odadan çıktığımızda Emre bir ara duraksadı. Ne oluyor gibi baktığım da elini dudaklarının önüne getirip sus işareti yapmıştı. Başımı sallayıp onay verdiğim de gelen sesi dinlemeye başladık. Sevil anne telefon da konuşuyordu. -.... -Evet, konuştum çocuklar bu hafta sonu maaile gidiyoruz Trabzon'a. -... -Dün akşam yemekten sonra konuştuk. Ben onlara söyledim falan ikisi de aynı anda konuşmaya başladılar. Yeşim birşey söyleyecekken Emre araya girip geliyoruz dedi. Emre konuştuğu gibi Yeşim de hemen konuşmaya başladı. Başta ne olduğunu anlamadım ama sonra aklıma gelen ihtimalle havalara uçtum resmen... Bir de Yeşim yılllık izne ayrılmış, birkaç aya kalmadan doğum iznine de ayrılır bakarsın. -.... -Al işte senin de aklıma hemen o geldi. Hadi inşallah dualarımız kabul olmuş olsun. Torun haberi verecek olsunlar Zehra. -... -Ya ben neler neler yaparım ona. Caner'in oğlu olduğunda da böyle heyecanlanmıştım. Hem tahminim doğruysa beşinci aydan sonra burada kalsınlar ya da ben onlara giderim. İlk hamilelik falan zor olur şimdi. Yeşim doktor ama kendisi şimdi birşey olsa mantıklı düşünemez. -... -Ahhhh, ben söyledim o kadar yakın bir yerde oturun diye ama oğluma laf dinletemedim. Kızın canı ev yemeği çekse bir saatten önce gidemem. Eeee bizim oğlan da malum, ne bilsin yemek yapmayı. Yuh artık. O konuşmamdan nasıl böyle birşey çıkarmıştı. Yetmemiş gibi sabahın köründe annemi arayıp haber vermişti. Yuh gerçekten yuh... Ben anya derken onlar Konya anlamıştı. Evet ayrılacaktım ama ne doğum izni ne de başka birşey. Bizzat oğlundan ayrılacaktım. Çocuk haberlerine boşanma haberi verdiğimizde bakalım nasıl olacaktı. Onlara bir süprizimiz olacaktı ama onların beklediği mutlu haberi değil boşanma haberini verecektik. Hepsi üzülecekti ama ben mutlu olacaktım. En önemlisi bendim ,sırf onlar üzülecek diye kendimden vazgeçmeyecektim. Ben kaldırdıysam onlarda bir halükarda kaldırabilirlerdi.... 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD