Bir Yol

1088 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 -Başlıyorum. Ben Demir ile nişanlamadan önce yani bir yola çıkmadan önce ona bazı şartlar öne sürmüştüm.O ise kabul etmişti, bunlara uyacağını söylemişti ama uymadı. -Ne gibi şartlar? -Mesela resmi nikah olmadan dini nikah olmayacağını. Dini nikahsız herhangi bir fiziksel temasta bulunmayacağımı. Onunla tek buluşmayacağımı buluşursak yanımızda birinin olması gerektiğini. Onunla arabada uzun ya da kısa fark etmeksiniz yolculuk yapmayacağımı. Onunla bir ortamda yalnız kalmayacağımı ya da mecburiyetten kaldığımızda kapı ya da pencerelerin açık kalacağını ve buna benzer şeyler.... Aslında başta bu söylediklerimi kabul etmişti gerçi kabul etmese onunla bir yola girmezdim. Dünyevi birşey için kendime cehenneme atamazdım o yüzden en başında yok dese bu yola hiç çıkmazdım..... Yani sana bunları anlatıyorum ki eğer geçen akşam dediğin gibi niyetin ciddi ise seninde bunlara uymanı isterim. Ha yok dersin senin bileceğin iş. Şimdi bir hevesle tamam deyip sonradan yok ben yapamam, böyle şey mi olur dersen de senin yine bileceğin iş. Ben bir daha aynı şeyleri yaşayıp yarı yolda kalmak istemiyorum. Böyle söylüyorum çünkü bir daha aynı şeyleri yaşayıp yine hayal kırıklığı ile baş başa kalmak istemiyorum. İkinci defa aynı şeyi kaldıraram. -Sana geçen gün bizim evde de söylediğim gibi niyetim ciddi olmasa seninle böyle muhabbetlere girmezdim. Kaldı ki sana bir söz verdiysem tutarım. Bunu içini rahatlatmak için söylemiyorum gerçekten sana değer verdiğim için söylüyorum. Sen benim için değerlisin, senin için değerli şeyler benim için de değerli olur. Eğer olurda buradan olumlu bir şekilde kalkarsak bunu uzatmak istemiyorum. Büyüklerimizin dediği gibi hayırlı işler bekletmeye gelmez diye. -Anlıyorum. Ben şu an ne diyeceğimi bilemiyorum. Geldiğimizden beri hep benim şartlarımdan falan konuştuk peki ya sen ya da ne bileyim senin hayatında birileri oldu mu. Senin istek veya beklentilerin neler? Dediğimde yerinde rahatsızca kıpırdandı. Ne olduğunu anlamadım ama birşeyler olduğu kesindi. Biraz duraksadıktan sonra konuşmaya başladı. -Hayatımda kimse olmadı diyemem ama ciddi düşüneceğim kimse olmadı. Böyle ileriye dönük birşey olmadı. Diğer soruna gelecek olursak, benim böyle ya da şöyle diyebileceğim bir istek veya beklentim yok ama güne seninle başlayıp seninle bitirmek isterim. Bizim çocuklarımız olsun isterim. Seninle yaşlanmak isterim. Konuş konuş vicdansız ben de kalp yok zaten. Resmen aşık oldum. Yaa çok tatlı değil mi? O çocuk derken eminim ki vücudumdaki bütün kan yüzüme doğru yol aldı. Daha ilk buluşmadan ne çocuğu? Adam yaşlanmaktan bahsetti. Yeşim şanslısın kaptın yakışıklı çocuğu. -Evet... Ne düşünüyorsun. Yani sen ve benden "biz" olur mu? Beraber bir yola çıkar mıyız? Duydunuz değil mi biz dedi. O dedi biz dedi. O ve ben yani biz. Anladık Yeşim biz. Kendine gel çocuk şimdi diyordur ki ben buna mı aşık oldum. -Yok artık demezsin öyle birşey? -Anlamadım ne demem ? -Şey sesli düşündüm galiba. Kusura bakma. -Önemli değil. Eeee? -Bana yarına kadar düşünmem için zaman versen? Hem annemle de konuşurum. -Tamam öyleyse. Sen de işten çıkıp gelmiştin. Yorgunsun eve gidip dinlen öyleyse yarına kararını bekliyorum. Masadan kalkmadan önce Aslı'ya mesaj attım. Aslı gelince paltomu giyinip ayağa kalktığım sırada bana dönmüştü. -Allah'a emanet ol. Dedi. Bana dedi. Duydunuz mu millet bana Allah'a emanet ol dedi. Kişi, sevdiğini Allah'a emanet ederse, onu bir daha görmeden ölmezmiş derler. Ya Emre kalbimden vurdun giderayak. Sadece başımla selam verip mekandan ayrıldık. Yol boyunca Aslı ile Emreyle ne konuştuysam onun değerlendirmesini yaptık. Aslı'yı evine bıraktıktan sonra eve doğru sürmeye başladım. Eve geldiğimde annem koşarak yanıma geldi ama yatsı ezanı okumuştu o yüzden önce namazımı kılıp sonra annemle konuşacağımı söyledim. Ben namaz kıldıktan sonra annem odama gelecekti. Tam namazım bitti seccadeyi katlayıp yerine koyacakken kapı çaldı annem elinde iki kupa ile odaya girdi. Hey maşallah kadındaki dakikliğe bak sen. -Allah kabul etsin kızım. -Amin inşallah. Gel anne kapıda bekleme. -Sen yatağa geç ben berjere otururum. -Tamam. -Eeeee, kızım anlat artık ne oldu. -Anne beni hiç kesme tamam mı? -Tamam sen başla. -Ben Emre ile Yusuf Beyin ameliyatına girdiğim tartışmıştım ve onun yüzünden hem hastamdan oldum hem de az kalsın tutanak yiyecektim. -Aman be kızım buraları biliyorum. Başka? -Sen nerden.... tabi ya Sevil hanımdan. -Devam et . -Hani ben eve siyah bir teraryum ile gelmiştim ya ... Ha işte onu bana Emre teşekkür için almıştı. Ben de canlı çiçek olduğu için atmamıştım. Bi de birgün biz hastanede asansörde mahsur kalmıştık o zaman da benden önceki yaptığı şeyler için özür dilemişti. -Yaaa, demek o meşhur teraryum Emre oğlumdan. -Anne... Asıl ne olduysa bundan bir buçuk ay önce oldu. Zaten ondan sonra da bir daha görmedim ta ki geçen akşam yemeğine kadar. Geçtiğimiz ay hastane de Demir ve eşini gördüm. Canım sıkılınca ben de bahçeye çıktım. Kendi kendime konuşurken arkamdan bir ses geldi arkamı döndüğümde Emre arkamda durmuştu. Bana birşey söyledi o akşam.. -Delirtme de söyle kızım ne söyledi? -Bana aşık olduğunu. -Neeeee. -Anne bağırma babamlar duyacak. -Sonra ne oldu? -Ben hiç birşey söylemeden oradan ayrıldım. Zaten birkaç gün sonra dedesi taburcu olunca bir daha da görmedim. Ta ki geçen akşama kadar. Orada ise ben namaz kıldıktan sonra odadan çıkarken kapının önünde beni beklediğini gördüm. Bana benimle ciddi olduğunu söyledi. Kenardaki masanın üstüne bir kâğıda numarasını yazıp bırakmış ve bana dedi ki cevabın ne o olursa olsun bana söyle dedi ve aşağıya yanınıza indi. -Bak ben anlamıştım. Bu çocuk senin yanına geldi diye sana söyleyince de sen de bana çemkirdin. -Anne devamı var. Ben dün ona mesaj atıp karamı söyleyeceğimi söyledim ama yüz yüze. Herhalde annesi de akşama aynı konuyu açınca o da hiç bozuntuya vermeden benim dediğim saat ve mekanı söylemiş. Yani siz birşey yapmasanız bile biz bu akşam buluşacaktık. -O kadar şey olsun bunları ben sonradan duyayım. -Anne, işte biz bugün konuştuk. Ben ona önceki yaşadığım ve şeyleri şimdi bir yola çıkacaksak bile şartlarımı falan söyledim. -O ne dedi? -Kabul etti, ne desin. -Sen ne dedin? -Yarına kadar zaman istedim. Şimdi anne bana bir yol göster ama ciddi anlamda öğüt verir tarzda ben ne yapayım? -Anlattığına göre bu çocuk diğeri gibi değil. Hem baban ve ağabeyin de çocuğu seviyorlar. Ailesini gördük . Ailesi yaşam tarzı olarak bizim aileye yakınlar. Samimi candan insanlar. Hem bugün buluşacağını annesine söylememesi de ayrı güzel. Bu çocuk çok ince ruhlu. Hem dediğine göre şartlarını da kabul etmiş. Kendisi de bir yola girmek istiyor. Bana göre ideal damat adayı ama son söz sende. Evet sana evlen diyorum ama kendini buna mecbur hissetme. Sen benim kıymetlimsin. Sen benim de babanında değerlisisin. -Anne o da bana böyle dedi. Sen benim için değerlisiin dedi. -Kızım bunu söylerken bile kendinden geçiyorsun, bence sen kararını çoktan vermişsin. Çocuğa bu geceden haber verde sabaha kadar uyuyamaz o şimdi. Hadi sana iyi geceler. Diyerek odadan çıktı. Biraz düşündükten sonra kenarda duran telefonu hemen elime alıp ona mesaj yazmaya başladım. "Seninle beraber bir yola çıkmaya varım " 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD