Kına

1037 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 İki hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti. Bugün hem bizim kızlar, kuzenler falan hem de Emre'nin kuzenleriyle gelin hamamı yapacaktık. Gelin hamamı fikri ablamdan çıkmıştı, benimde hoşuma gittiği için kabul etmiştim. Ortalama onbeş kişi olacaktık. Ablam ve kuzenlerimle bizim evden çıkmıştık Aslı zaten direkt hamama geçecekti. Emre'nin kuzenleri ise kendileri gelecekti. Kızlarla içeriye geçip üstlerimizi değiştirerek diğerlerinin gelmesini bekledik. Onlarda gelince hep beraber hamama girmiştik. Buranın organizasyonu ile ablam ilgilenmişti. İçerisi tek kelimeyle muhteşemdi. Yavaş yavaş herkes ortama alışmış oynamaya başlamışlardı. Her önüme gelen ile oynamıştım. Bütün gün yiyip yiyip oynamıştık. Bir ara kuzenlerim falan mezdeke bile oynamıştı. Hamamdan çıktığımızda resmen pertim çıkmıştı. Diğerlerinin de benden bir farkı yoktu. Dışarı çıktığımızda Emre ve Serdar'ı görmüştüm. Benim geldiğimi fark etmemişlerdi kendi aralarında konuşuyorlardı. -Emre bak yazık ediyorsun. -Karışma Serdar ben ne yaptığımı biliyorum. Böyle yapacağını bilseydim senden asla yardım istemezdim. Suç ben de senin bana destek olacağını düşündüm. -Bu konu da sana destek olacağım öyle mi? Senin kafan mı güzel? Kendimde o cesareti bulsam herşeyi herkese anlatırdım. -Sakın!! Duydun mu beni sakın öyle birşey yapma. Konuşmalarını daha fazla dinlemeyerek konuşmaya dahil oldum. -Sizin derdiniz ne, hem sen kime neyi anlatamıyorsun? Konuşmamla resmen ikisinin de rengi atmıştı. Serdar panikle ne yapacağını bilemez halde ileride duran arabasına gidince Emre'ye baktım, bana açıklama yapması için. -Birşey yok, Serdar işte her zaman ki gibi. -Madem birşey yok niye rengimiz attı? Ne kadar inkar etsen de artık eminim aranızda kimsenin bilmediği birşey var ve sen bunun öğrenilmesini istemiyorsun. Farkında mısın iki gün sonra evleniyoruz ve sen benden birşeyler saklıyorsun. Bana güvenmiyor musun? -Hayır, hayır sen yanlış anladın. Tabi ki sana güveniyorum sadece Serdar'ın kız meselesi var. Kimseye söyleme diye beni tembihlemişti o yüzden söylemek istemedim onun özeli sonuçta. -Emin misin, başka birşey yok mu? -Yok güzelim, olsa söylerdim. Sen Serdar'ı boş ver, eğlendiniz mi? Nasıl geçti gününüz? -Evet eğlendik, sizinkilerle bizim kızlar iyi anlaştı. Diyerek konuşmayı sonlandırdım. Yaptığı açıklama beni pek tatmin etmemişti. Aralık ayında tanışalı bir yıl olacaktı ama her gördüğüm de Serdar'la hararetli hararetli konuşuyorlardı. Ne kadar iş ve özel hayatı dese de pek inanmıyordum. Sık boğaz etmemek için de pek soru sormuyordum o konuda. Emre ile vedalaşıp araba geçmiştim. Birkaç kuzenim de benim arabadaydı. Yol boyunca her telden şarkı açarak eğlenmeye devam etmişlerdi. Gerci benim aklım hâlâ onların konuşmasındaydı. Eve geldiğimizde direkt odama çıkarak duşa girdim. Yarın büyük gündü o yüzden erkenden yatacaktım. O kadar yorulmuştum ki bugün hemen sızmıştım. .... Sabah gözlerimi üzerime zıplayan kuzenlerimle açmıştım. Diğer kızlardan biri de elinde tencere ile ritim tutarak ses çıkarıyordu. Onları odadan çıkardıktan sonra elimi yüzümü yıkayarak üstüme rahat birşeyler giydim. Birazdan kuaför eve gelecekti. Tamam abartılı birşey yapmayacaktım ama kadınlar arasında olacağı için özeniyordum. Yüzümü yıkarken aklım beş yıl öncesine gitmişti, odamda yine kuaförün gelmesini beklerken Demir'in kuzeni odaya gelip bana olanları anlatmıştı. Ben böyle düşünürken birinin kapıyı çalmasıyla elimi kurulayarak odama geçtim. Kuaför gelmişti. Önce elbiseyi giymiştim. Ona göre eşarbımı yapacaklardı. Çok az makyaj yapmalarına izin vermiştim. Hem istemiyordum hem de bindallıma uysun diye. Herkes hazırlandıktan sonra odama babam gelmişti. Onunla biraz geçmişten konuşmuştuk. Bana biraz da nasihat verdikten sonra odamdan çıkmıştı. Sevil anne ve birkaç akrabası bize gelmişti kına mekanına onlarla beraber gidecektik. Hep beraber evden çıkarken annem, ablam, Sevil anne ve ben bir arabaya binmiştik. Mekana vardığımızda beni bir odaya çıkarmışlardı. Gelen görevli birşeyler anlatarak odadan çıkmıştı. Yarım saat sonra içeriye geçtiğimde içeride muhteşem bir kalabalık vardı. Bir an acaba düğündemiyim diye düşündüm. Kına böyleyse yarın nasıl olur bilemiyordum. Bana hazırlanan tahtı görünce çok mutlu olmuştum. Tam da istediğim gibi olmuştu herşey. Önce halaylar çekilmiş. Horon falan tepilmişti. Hatta oyun havaları falan derken her telden oynamaya başlamışlardı. Hiç oturmamıştım herkesle oynamıştım. Hatta bir ara bilmememe rağmen Sevil annenin zoruyla horon bile tepmiştim gerisini siz düşünün. Kına saatinin yaklaşmasıyla bindallımı giymek için tekrar odaya çıkmıştım. Bana yardım etmek için Aslı gelmişti. Zar zor üstümü değiştirdikten sonra odaya giren kuaför eşarbımı bağlamıştı. Makyajında üstünden geçtikten sonra beklemeye başlamıştım. Benim kuzenler ,Emre'nin kuzenleri kıyafetlerinin üstüne kaftan gitmişti, herkesin elinde mum , başında taçlar vardı. Biraz sonra onlar önümden geçerek odadan çıktılar ben de arkalarından. Beraber hazırladığımız bir kareografiyi sergilemiştik Daha sonra tahta oturtulmuş başımın üstüne kırmızı tul konulmuştu. Oturduğum taht geniş olunca Emre biraz uzağımda kalmıştı. Siyah bir takım elbise giymişti, ceketinin cebinde bindallımın renginde mendil vardi. Kravat ya da papyon istememiştim. Düğün de kravat takacaktı zaten gerek yoktu burada takmasına. Hem yakışıklı yakışıklı bu kadar kadının arasına gitmişti. Kravat taktırıp da kendimi sinir hastası edemezdim. Etraftan gelen müzik sesiyle önüme döndüm. Meşhur kına gecesi türküsünü söylüyorlardı. Kızlar hem söyleyip hem de etrafımda dönüyorlardı. Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler Annesinin bir tanesini hor görmesinler . Uçan da kuşlara malum olsun . Ben annemi özledim . Hem annemi hem babamı. Ben köyümü özledim Annemin yelkeni olsa açsa da gelse . Babamın bir atı olsa binse de gelse. Kardeşlerim yollarımı bilse de gelse. Uçan da kuşlara malum olsun . Ben annemi özledim. Hem annemi hem babamı. Ben köyümü özledim. Diye diye sonunda beni ağlatmışlardı. Ağladıktan sonra yengembağırarak; -Gelin elini açmıyor. Demişti. Kuru iftira ben elimi açınca yengem kızarak geri kapattırmıştı. Bu klişe yaşanmıştı. Hatta çevremizdekilerde gülmüştü. Sevil anne yanımıza gelerek iki elime de birer tam altın koymuştu. Emre'nin serçe parmağına da kına yapıldıktan sonra Emre benim kaldığım odaya gitmişti. Biraz sonra Aslı ile gelin odasına çıkmıştık. İçeri de Emre'nin olduğunu biliyordum o yüzden çok heyecanlanmıştım acaba beğenmişmiydi beni? Odaya girmeden önce kapıyı çalmıştım belki müsait değildir diye. Kapıyı açıp içeriye girince hemen oturduğu koltuktan kalktı. Bugün onu ilk defa görmüştüm, düşünceli görünüyordu. Kesin bir problem vardı. Aslı camın önüne giderek bizi yalnız bırakmıştı. O sırada Emre konuşmaya başladı. -Çok güzel olmuşsun. Gözlerimi senden alamıyorum. -Teşekkür ederim, sende. Ama yanlış anlama güzel demedin yakışıklı anlamında dedim. Takımın yakışmış yani. -Anladım. Böyle tuhaf tepkiler verince çok tatlı oluyorsun , biliyorsun değil mi? Ben yine renkten renge girerken o da gülmeye başlamıştı. Telefonu çalınca müsaade isteyerek çıkmıştı, kapıda erkekler onu bekliyormuş. Aslı'yla beraber içeriye geçmiştik, kadınlar oynamaya kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Hepsi de ne oynamaya meraklılarmış canım. ..... Gece bittiğinde nihayet herkes dağılmıştı. Ablam bu gece bizimle kalacaktı. Annem, ablam ve ben beraber uyuyacaktık. Ablam evlendiğinde de böyle yapmıştık. Ablamın yardımıyla üstümü değiştirince yatağa geçmiştik. Annem ortamızda yatıyordu. Annemin kollarının altında güzel bir uykuya dalmıştım. 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD