Şok

1121 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Allah'ım lütfen bu yaşanan şey kabus olsun. Benim babamlar o mahlukat ile ortak mı şimdi? Ben düşünürken o sırada babam ve İdris Bey konuşmaya başlamışlardı. -Geçmiş olsun İdris yoğum bakım süreci falan derken buralarda kalabalık olmayalım diye gelmedik. -Sağol Sinan. Gelsenizde birşey yapamazdınız. Biz de burada sadece bekledik. Allah doktorlardan razı olsun. Herşeyle çok ilgilendiler. -Öyle olsun bakalım. Bak İdris bu benim kızım Yeşim. Bu hastanede çalışıyor. Kendisi cerrahi asistan. -Gerçekten mi? Yeşim kızım babamın ameliyatına girmişti. -Eh be kızım insan bir söyler. -Ne yapayım baba hastanede ne yaşanıyorsa size söylemem mi gerekiyor. -Tamam kızım tamam. Hadi İdris Yusuf amcanın yanına gidelim. Bir geçmiş olsun diyelim. -Tamam geçelim. -Baba siz geçin benim işlerim var. Diyerek oradan ayrılacaktım. Bir ara İdris Bey gözlerime baktı. Tabi ki o saçma olayları evdekilere anlatmamıştım. Şu an diyorum ki iyi ki de anlatmamışım yoksa ağabeyim o mahlukatı çiğ çiğ yerdi. Babamlar anlayış gösterek bana müsaade ettiler. Asansörlere ilerlerken asansörden inen mahlukatı gördüm. Allah'ım ben Yusuf Bey taburcu olur bir daha da bu mahlukatı görmem diye umut ediyordum. Şimdi ailelerimiz ortak iş yapacağını öğreniyordum. Acaba babamlar bunun şirketiyle ne kadar süre iş yapacaklar? Allah'ım ne olur çok uzun sürmesin. Babamlar birileriyle anlaşma yaptıklarında hem bizim eve davet ediyorlar hem de maaile onların evine yemeğe gideriz de. Ay düşündüm de ben bunun evine yemeğe gitsem bu beni ordan da kovar falan. Bunun sonunda ağabeyim mahlukatın canını okuduğu gözümün önüne geldi de aslında fena fikir değilmiş ha. Ben böyle dalmışken mahlukat bana tip tip bakarak yanımdan geçti. Ben de hızlıca asansöre binip oradan ayrıldım. Öğlen namazını kıldıktan sonra Aslı ile cafeteryaya kendimize yeşilçay alıp oturduk. Sohbete dalmıştık ki ağabeyim sandalyeyi çekip oturmak için izin istedi. Bilin bakalım yanında kim var, Doğru tahmin yanındaki tam olarak mahlukat var. Ben onların yeni ortağımız olduğunu öğrendiğim de şok olmuştum ama bunda öyle mi? Hiç şaşırmışa benzemiyordu. Allah'ım bunun haberi varmıydı yoksa. Kesin vardı. Bu ara çok fazla dalıyorum. Bir gün daldığım yerden çıkamayacağım diye korkmaya başladım. Ben dalmışken ağabeyim; -Güzelim hayırdır sesleniyorum sesleniyorum ses vermiyorsun. -Yok ağabey yorgunum biraz . -İyi iyi ben de aşık oldun sandım. Diyerek gülmeye başladı. He zaten çok komik. Gülmekten öldüm zaten. Ben, ağabeyime ters ters bakarken Aslı ve mahlukat bizi bakıyorlardı. Tabi ağabeyim onlar gelmeden önce Aslı'ya babamların durumunu söylemiştim. O yüzden o da ne yapacağını bilemez halde susuyordu. Ağabeyim ona baktığımı anlayınca ; -Tamam ya sana da şaka yapılmıyor. Hem sen onu boşver de Emre bizim yeni anlaştığımız şirketin hem avukatı hem de Ceo'su. Bu arada siz galiba önceden tanışıyorsunuz galiba. Yukarıda İdris Bey babasının ameliyatına senin de katıldığını söyledi. Hiç evde de birşey anlatmıyorsun. -Ne anlatayım ağabey. Hastanede olan şeyleri eve ne zaman gelip anlattım. Eğer istiyorsan şimdi anlatayım. -Tamam seninle de konuşulmuyor. Hayırdır bu sinirin kime? -Kimseye sinirli değilim. Kafandan kurup durma. -Bunu söylerken bile sinirlisin kızım.Namazını kılmadıysan git namazını kıl. Hem sen huzura er, hem de biz erelim. -Ben namazımı kıldım ama sen de kılmak istersen beraber kılalım. Hem sen bana imam olursun. He canım ağabeyim ne dersin? -Yeminle seninle uğraşılmaz. Biz birazdan çıkarız. Sen kaçta çıkarsın seni bekleyelim mi yoksa gidelim mi? -Konu hoşuna gitmeyince hemen değiştir. Ayrıca siz çıkın ben hem annemle hem de babamla konuşup izin aldım. Bu gece Aslı'larda kalacağım. -Benim niye şimdi bundan haberim oluyor? Aslı kardeşim sen kusura bakma ama sen bizim eve gelsene bu cadı size gelmesin. -Haberi olması gereken herkes bu durumu biliyor. Zaten senden izin istemek için söylemedim. Birşey sordun ben de söyledim. Dediğim sırada ağabeyimin telefonu çaldı. Arayan babamdı, lobide ağabeyimi beklediğini söylemişti. Ağabeyim ile vedalaştıktan sonra ikisi yanımızdan ayrıldı. Benle Aslı ise hemen görev yerlerimize gitmiştik. Saatler birbirini kovalarken nihayet çıkış saatimiz gelmişti. Aslı ile beraber yola çıktığımızda havadan sudan sohbet ederek sonunda onların evine varmıştık. Eve gittiğimizde Aslı'nın annesi Sebahat teyze çok güzel yemek hazırlamıştı. Evde Asli'nın erkek kardeşleri olduğu için mutfakta yemeğimizi yiyip daha sonra üçümüz mutfakta kahve eşliğinde biraz sohbet ettik ve Aslı'nın odasına geçtimiştim. Nihayet yanlız kalmıştık. Önce Aslı'nın bana çıkardığı pijama takımlarını giydim. Aslı elinde koca bir tepsi ile içeri girince tepsinin içerisinde bir sürü abur cubur olduğunu fark ettim. Bu demek oluyor ki gece uzun olacak. Aslı da üstünü değiştirince halının üstüne sofra bezi serip tepsiyi üstüne koyduk. Bir çaydanlık dolusu çay ve bir tepsi abur cubur sabaha çıkarız inşallah. Aslı eline çekirdek alarak ; -Kızım bu adam dedesiyle ilgilenmeni istemezken aileleriniz şimdi ortak iş yapıyor. Bu işin sonunda birşey çıkmasın? -Saçmalama ne olacak bir kere. Babamlar birkaç kere önemli bir proje alacaklarını falan söylemişlerdi. Tabi bu konuşmalar Yusuf Bey ameliyat olmadan önce konuşulmuştu. Anladığım kadarıyla babamların bunlarla tanışıklığı yeni değil. Birbirleriyle çok samimiler. Bence bu anlaşma zaten yapılacaktı adam beyin kanaması geçirince ileri tarihe atıldı geçen hafta da anlaşma imzalandı. Tutanak yediğim günü hatırlamıyor musun Mert'in dediklerini adam toplantısını hızlı hızlı bitirip dedesini görmeye gelmiş. Zaten annemle konuştuğumda tutanak yediğim gün babamların yeni bir anlaşma imzaladığını söylemişti. -Bunlar sence tesadüf mü? -Bence tesadüf bu adam bana o kadar bağırıp çağırdıktan sonra bi de anlaşmamı imzalayacak? Saçmalık. -Bilmiyorum. -Aslı kuşum adam onların benim ailem olduğunu bilse anlaşma falan imzalamazdı. Hem adama ne yaptım bilmiyorum. Her gördüğünde sinirli sinirli bana bakıyor. Adamı çözemiyorum bir türlü. -Ayyy yoksa nefretten doğan aşk hikayesi mi geliyor? -Aslı lütfen saçmalamayı keser misin yoksa ben seni hiç üşenmeyip seni burada keseceğim. -Niye bence yakışırsınız? Adamın maşallahı var. Tamam yüzüne çok dikkat etmedim ama boy posunun maşallahı var. -Bir daha böyle yakıştırma yaparsan saat falan dinlemeyeceğim kalkıp gideceğim. -Tamam sustum. Konuyu değiştirelim. -Hep ben anlatıyorum sen biraz anlat ne var ne yok? -Ne olsun. Hastaneden eve ,evden hastaneye... Gerçi dün annem bana benimle görüşmek isteyen birinin olduğunu söyledi. Ne yapacağımı bilmiyorum. -Benim neden bundan yeni haberim oluyor? -Bu gece biz de kalacağın için söylemedim. Hem senin bugünün kötü geçmişti. Söylemek istemedin. -Her neyse anlat. Eeee ne yapacaksın? Görüşecek misin? -Bilmiyorum. -Annenler ne diyor bu duruma. Hem çocuğun fotoğrafı falan var mı? -Dur bekle annem fotoğraf atmıştı. Diyerek telefonunu alıp galeriye girdi. Çocuğun fotoğrafı açtı. Çocuk gerçekten yakışıklıydı. Hem Aslı'yla birbirlerine yakışırlardı ama mühim olan imanının diğer yarısı olabilecek miydi? -Bak bu çocuk. Annemler çocuğu tanıyormuş. Kendisi inşaat mühendisiymiş. Annem babama söylediğinde babam çocuğa onay vermiş. Çocuk beş vakit namazını kılıp, mahrem ,namahrem konularına dikkat ediyormuş. -Bence bir konuş. İleride keşke dememek için bir kere görüşmelisin. Hem istersen ben de gelirim. -Anneme söyleyeyim birgün ayarlasın ama sen de kesinlikle geleceksin. Sonradan satma beni. -Seni böyle bir günde yalnız bırakır mıyım sence. Sen zamanında düğün işlerinde beni hiç yanlız bırakmadın. Ben de seni yalnız bırakmam. -Kızçem ya iyi ki varsın. -Sen de iyi ki varsın. İyi ki Diyerek birbirimize sarıldık. Biraz daha sohbet edip uyuduk. Tabi hem çayı hem de tepsideki abur cuburları bitirmiştik. Böylece bir günün daha sonuna geldik. Yarın ola hayrola diyerek kendimi uykunun kollarına bıraktım. 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD