Önemlisin

1137 Words
Selamun aleyküm 🍂🍂 Keyifli okumalar...🍭🍭 Notu tekrar tekrar okudum. Allah'ım bu adam bana teraryum mu yollamıştı. Hem de notlu olanından. Yetmezmiş gibi ona özel kendi kendime söylendiğim şekilde. İnanmıyorum bu adam ona mahlukat dememi bilmesine rağmen bana herhangi birşey söylemediği gibi yetmezmiş gibi bir de mahlukat yazılı bir not ve teraryum yollamıştı. Notu hemen cebime koyup asistan odasına doğru yol alırken karşıdan bana doğru gelen mahlukatı görmemle tökezlemem bir olmuştu. Acaba geri mi dönsem? Yok be öyle de ondan kaçtığımı düşünür. Yanından geçsem ne diyeceğim ki ben bu mahlukata. En iyisi görmemiş gibi yapıp her zaman ki gibi başım önümde yanından geçip gitmek. Evet evet en doğrusu bu diyerek yürümeye devam ettim. Tam yanından geçerken kafamı kaldırdığımda önce göz kırpıp sonra da gülümseyerek yanımdan geçti. Yanlış gördüm değil mi ben o bana ne göz kırptı ne gülümsedi. Ben eminim ki bunlar hepsi hayal ürünü. Saçmalama Yeşim bunların gerçek olduğunun en büyük kanıtı elindeki teraryum. Vicdansızın evladı öyle ölmem sayın mahlukat füze at. Yeşim Yeşim kendine gel. Adam göz kırptı, güldü ve sen öylece kaldın. Sence bu normal mi? Böyle düşünmek sana yakışıyor mu kızım. Belki adam sadece iyi niyetiyle teşekkür etti. He canım o yüzden mahlukat yazdı. Sirkelen kendine gel Yeşim. Bu adamın sadece senin hayatındaki yeri hasta yakını olması ve babalarımızın kısa süreli proje ortağı olması dışında hiç birşey. Düşünürken bile saçmalıyorsun hayatındaki yeri falan nedir Allah aşkına. Bunların hepsi koca bir saçmalık. .... Bu saçma düşünceleri bir kenara atıp Aslı'nın yanına gittim. Birazdan eve gidecekti Burak ve ailesi geleceği için şefe bir bahane bularak izin almıştı. Soyunma odasına gittiğimde Aslı üstünü değiştirmiş bozulan eşarbını tekrar yapıyordu, buradan bile heyecanı belli oluyordu. İnşallah bu akşam bir sıkıntı çıkmaz ve herşey gönlünce olurdu. Geldiğimi gören Aslı ; -Kuzum birazdan çıkcağım. Bu gecenin güzel geçmesi için bol bol dua et bana. -Ederim sen merak etme. Eee ne giyeceksin, hazır mı. Eve gidince iki ayağın bir papuca girmesin. -Hazır hazır dün gece uyumadan önce hazırladım. Güzelce ütüleyip dolabımda en köşeye astım kırışmasın diye. -Eee kim kim gelecekler belli mi? -Annesi ,babası ve kendisi gelecek bu akşam. Tanışma yemeği olacağı için kimse olmayacak. Söz gibi şeyler olunca maaile gelirler herhalde. -Herhalde. Ben seni daha fazla tutmayayım sen hazırlanıp çık. -Tamam canım. Zaten seni ya gecenin köründe ya da sabahın köründe ararım. -Tamam tamam anladım ben. Hadi görüşürüz öptüm. Diyerek odadan çıktım. Bugün sabahtan olanları düşününce gerçekten kafam patlayacak gibi oldu. Artık düşünmemek için gece orderlarını doldurup son kontrolleri yaptıktan sonra yemekhaneye geçtim. Yemeğimi yiyip tekrar yukarı çıktım. Allah'ım ne olur bugün artık mahlukatı görmeyeyim. Bol bol amin. Burcu hocanın yanına gidip yapılacak bir iş var mı diye sorduğumda beni kadın doğum uzmanın yanına yollamıştı. Kalp hastası olan bir hastası hamileymiş ve hastanın diğer dosyasını getirmemi istemişti. Dosyayı inceledikten sonra iki hoca durum değerlendirmesi yapacaklarmış. Kadın doğum katına gelince kapıda sekreteri görmeyince kapıyı direkt çaldım içeriden verilen komut ile kapıyı açıp odaya girdim. Tam geliş nedenini açıklayacaktım ki karşımda gördüğüm ikiliyle ufak çaplı bir şok geçirdim. Şimdi diyeceksiniz bu kız da şok olmaya ne meyilli canım diye. Öyleyse hemen söylüyorum. Şu an tam karşımda sevgili eski nişanlım ve muhtemelen benim kuzeni olarak tanıdığım şimdilerde eşi olan kadın vardı. Şimdi söyleyin bana ben şok olmayayım da kim olsun. He canlarım beni bir aydınlatın. Demir'in kucağında çok tatlı bir çocuk vardı. Aynı babasına benziyordu. Karşındaki kadın da ise muhtemelen 20 haftalık gebeydi. Aman ne kadar da tatlı aile olmuşlar, sormayın gitsin. Bunları böyle görünce buruk bir şekilde gülümsedim. Belki de o gün gerçeği öğrenmesem bu çocuk hiç doğmayacaktı belki de doğacaktı ama beni yıllarca ayakta uyutacaklardı. Ya da bu mutlu aile tablosunda o kadın yerine ben olacaktım. Ben bunları hak etmemiştim ki. Ben sadece dinimize göre yaşamaya çalışmıştım. Şu an iyi ki diyorum iyi ki... Yoksa bir adam uğruna helâli haramı yok sayıp kendimi bile bile cehennem ateşlerine atacaktım. İyi ki her zaman dini sınırlar içerisinde bu adamın yanına gitmiştim. Buluştuğumuzda ya yanımda Aslı olurdu ya da bizim eve gelirdi. Onunla aynı araba da yalnız kısa mesafe yolculuğu bile yapmamıştım. İyi ki Yeşim iyi ki. Allah her şer sandığın şeyin arkasından hayra vesile olan bir olay yaşamamızı sağlar ya benim ki de tam olarak öyleydi. Evet itiraf edeyim Demir'e ne kadar tam olarak güvenmesem de bana yaptığı şeyi hazmedememiştim. Zor günler geçirmiştim ama ailemin ve sevdiklerimin desteğiyle atlatmıştım. Her neyse bu yaşananlar neredeyse beş yıllık mevzuydu. Her zaman yaptığım gibi yapıp bu saçma konuyu yerin en derinliklerine gördüm. Hemen sirkelenip uzmana döndüm. -Hocam kusura bakmayın, sekterinizi görmeyince kapıyı çaldım ama içeri de hasta olacağını düşünemedim. -Gel Yeşim, seni Burcu mu yolladı? -Evet hocam sizden dosya almamı söylemişti. Eğer hazırsa dosyayı alabilirmiyim? -Gel al bakalım Yeşim. Siz dosyayı inceleyin ben müsait olunca size katılıcağım. -Tamam hocam. İyi günler. Diyerek odadan ayrıldım. Bugün artık bitsin. Yıllar sonra niye onları gördüm ki şimdi. Burcu hocanın odasına gittiğimde dosyayı verip odadan çıktım. İçeride biraz daha kalsam boğulacak gibi hissediyordum. Üstüme birşey almadan dışarıya çıktım. Şu an havanın soğukluğu ya da üşümem benim için sıkıntı değildi. Delirmek üzereydim bu adam nasıl yıllar sonra karşıma çıktı. Tamam planlanmış birşey değildi ama ortak arkadaşlarımız vardı. İlla ki burada çalıştığımı duymuştur. Hangi yüzle? Yok ya biraz daha düşünürsem kesin Bakırköy yolcusu olurdum. Şu kar yağan havaya rağmen dışarı böyle durmam bile Bakırköy yolcusu olmam için yeterli bir sebepti. Sakin ol Yeşim sakin ol. Sakın fevri davranma. O kim ki sen onu düşünüyorsun? Onun senin hayatında hiçbir yeri yok. O geçmişte kalmış biri. Bir an gaza gelip hafif sesimi dışa vurarak konuşmaya başladım. -Unutma Yeşim, karşına çıkan kişiler her kimse doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize birşey öğretirler. Unutma yaşanmış olan her ne ise ,sadece yaşanabilecek olandır. Hiçbir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntı bile... -Haklısınız Yeşim hanım. Tövbe bismillah gaipten sesler duymaya başladım. Kim konuşuyor. Kesin kafayı yedim. Böyle böyle Bakırköy'e kesin yolcu olurdum. -Burdayım Yeşim hanım gaipten ses falan duymadınız. Arkamı döndüğümde çok sayın mahlukatla karşılaştım zaten bir sen eksiktin sen de gel tam olsun kardeşim. Gel gel tam olsun. Bugün bir an önce bitebilir mi yoksa şuracıkta düşüp bayılacağım. Arkamı dönerek sesin geldiği yöne baktım. -Pardon ,siz beni mi dinliyosunuz? -Yok, hayır sizi dinlemiyorum sadece kulak misafiri oldum. -Eeee bu demek oluyo ki dinliyorsunuz. -Hayır tamamen tesadüf eseri sizi duydum. Kendi kendinize bu havada böyle yürüyünce bir sıkıntı var sandım. -Yok bir sıkıntı falan. -Yok ve o yüzden bu havada böyle dışarı çıkıp kendi kendine konuşuyorsun. Evet gerçekten de sıkıntı yok. -Bu size ilgilendirir mi peki? -Farkındayım ama seninle ilgili şeyler artık dikkatimi çekiyor. -Saçmalamayın lütfen. Size iyi günler. -Saçmalamıyorum sadece seninle ilgili şeyleri merak ediyorum. -Siz kimsiniz ya? Ben sadece kısa süre dedenizin doktoruydum... Önemsiz bir konu hakkında konuşmayalım lütfen. -Sen benim için artık önemlisin. Sana değer veriyorum. 🍀🍀🍀
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD